Bir eğitim görüşmesi esnasında tanıştığım ülkemizin önemli bankalarından birinin üst düzey yönetici arkadaşımla sohbet ediyorduk. Söz döndü dolaştı insan ilişkilerine geldi. Benimde sıklıkla vurguladığım ve önemsediğim bir konu açıldı.
Tam olarak kendi sözleri ile bana ifade ettikleri şöyledi. “Bundan 5 yıl kadar önce bir gün kendi kendime düşündüm. Bir günün tamamını dikkate aldığımda, çeşitli roller üstleniyor ve dolayısıyla çeşitli maskelere bürünüyordum. Sabah uyandığımda evin hanımı, çocuklarımın annesi, iş yerinde astlarıma karşısında müdür, yöneticilerimin karşısında ise onların astı konumunda, büyüklerimi ziyaret ettiğimde onların minicik kızları, yorgun argın eve gelince gene evin hanımı, çocuklarımın annesi. Bu rol geçişleri esnasındaki maske değişimleri artık beni yormaya başlamıştı. Aslında bu maskeli yaşamın çevremdekileri de yorduğunu hissediyordum. Neden heryerde kendim olmayayım ki diye aklımdan geçirdim. Başladım heryerde ve herkese kendim olmaya, maskesiz yaşamaya. Insana dunya varmış dedirtecek bir rahatlık sağladı bu bana. Baştan kimileri yadırgadı, tuhaf karşıladı, şaşırdı. Ama ben ben olmayı seviyorum.”
İnsanların bir çoğu, toplum baskısı, başkaları ne der, aman yüz vermeyeyim şımarmasın gibi bahaneler ile çok sık bu maskelere başvuruyoruz. İnsanların bir çoğu maskeler ile komik oluyor, baskı altına giriyor, tutuk ve yaratıcılıktan uzak oluyorlar.
Satış ve hizmet işlerinde çalışanlara eğitimler sempatik olacaksın diye öğretiliyor. Elbette “sempatik” olabilmek çok güzel birşey. Dikkat ederseniz “olabilmek” dedim. Çünkü bu tamamen kişinin yapısı ile alakalı. Zoraki sempatiklik insanın üzerinde sırıtır. Bunu karşınızdaki kişi fark ettiğinde ise genellikle o kişinin samimiyet ve içtenliğinden şüphe eder ve yapıştırı etiketi “sahte”. Bir dönem çalıştığım eğitim şirketinde verdiğimiz “satış” eğitimlerinde kişiler ile şu söz paylaşırdık “Içten olun, asla rol yapmayın. Yoksa hemen yakalanırsınız herşey biter!!”
Bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da “kişinin kendini tanıması” çok önemlidir. Kişi önce güçlü ve zayıf taraflarının farkına varmak ve keşfetmek için çaba harcamalıdır. Daha sonra güçlü taraflarını iş ve özel hayatının zenginleştirecek şekilde kullanabilme şansı olur. Kendini tanıyan kişi yaşamının her aşamasında maskesi yaşama önemli bir adım atabilmiş demektir.
Kendini tanıma konusu sanıldığı kadar kolay değildir. Bu alanda neredeyse başlı başına bir sektör oluşmuştur. Çeşitli ortamlarda bu amaçla geliştirilen araçların bir çoğunu deneyimleme şansım oldu. Bunların içerisinde 3 yıl önce tanıştığım ve eğitim danışmanlık çalışmalarımızda kullandığım bir yetenek yönetimi sistemi var. Bu yetenek yönetimi sisteminin adı “Harrison Assessments”. Bu sistemin en önemli farkı kişinin davranışlarına odaklanmasıdır. Bu sistemi kullanarak önce kişilerin ve devamında ekiplerin kendilerini etkin olarak tanımaları sağlanabilmektedir.
Comentários