Harvard Business Review’daki “Lideri Lider Yapan Nedir?” ve “Sonuç Alan Liderlik” başlıklı makalelerde değinildiği üzere; bir liderin başlıca görevi, önderlik ettiği kişilerde iyi duygular uyandırmaktır. Bu durum, lider ahenk yarattığında gerçekleşir. O halde, liderlerin temel görevi duygularla ilintilidir. Konuyu bu kapsamda değerlendiren Daniel Goleman, bu tür liderliğe “başat liderlik” adını vermektedir.
Başat liderlik modeli, belki de nörolojiyle bağlantısı olan tek yönetim kuramıdır. Beyin araştırmalarında çığır açan yenilikler, liderlerin ruh halleriyle eylemlerinin, önderlik ettikleri kişilerde müthiş bir etki yarattığını gösterirken, duygusal zekâsı yüksek liderliğin esinleme, tutku ve coşku uyandırma, insanlarda motivasyon ve bağlılık yaratma gücüne dikkat çekmektedir. Bu durumun tam tersine “toksik liderlik” denmektedir.
Liderin ruh hâlinin başkalarının ruh hâli üzerindeki etkisinin her örgütte önemli bir rol oynadığını çoğu kişi kabul etse de, duyguların genellikle çok kişisel, ya da hakkında anlamlı bir şey söylenemeyecek kadar yoğun bir uğultu olduğu düşünülür. Ancak duygu alanında yapılan bilimsel araştırmalar yalnızca liderin duygularının yarattığı etkinin nasıl ölçüleceği hakkında değil, ayrıca en iyi liderlerin kendilerinin ve başkalarının duygularıyla baş etme biçimlerini anlayıp geliştirmenin etkili yollarını nasıl buldukları konusunda da keskin iç görüler getirmiştir. İyi hisseden lider iyi hissettirir, iyi hisseden çalışan olumlu sonuçlar üretir ve müşteriye (iç ve dış) iyi hissettirir.
Tarih boyunca ve her kültürde, herhangi bir insan grubunun lideri, belirsizlik ya da tehlikeyle karşılaşıldığında ya da yapılması gereken bir iş olduğunda, ötekilerin güven ve düzen için başvurdukları kişi olmuştur. Lider, grubun duygusal rehberidir.
Başat liderlik modelinin herkese yarar sağlamasının anahtarı, elbette ki duygusal zekânın liderlik becerilerinde; liderlerin kendilerini ve ilişkilerini nasıl yönettiklerinde yatar.
Herkes lideri seyreder. İnsanlar duygusal ipuçlarını tepeden alırlar. Üst düzey lider görünür olmadığında bile, tutumu kendisine doğrudan bağlı olanların ruh hâlini etkiler ve şirketin duygusal ikliminde bir domino etkisi yaratır.
Fortune 500 listesinde yer alan kurum ve kuruluşlarda görev yapan 62 tane CEO ile onlara bağlı yönetim ekipleriyle yapılan bir çalışmaya göre; üst düzey yönetim ekibindeki insanların genel ruh hâli ne denli olumluysa, o denli işbirliği yaparak çalışmışlar, işten alınan sonuçlar da o kadar iyi olmuştu. Bir başka deyişle, bir şirket iyi geçinemeyen bir yönetim ekibince ne kadar uzun süre yönetilirse, o şirketin Pazar geliri de o kadar zayıf kalıyordu. O halde grup IQ’su (herkesin tam kapasiteyle ortaya koyduğu hünerlerin toplamı) grubun duygusal zekasına bağlıdır.
Comments