top of page

Ticari Havayolu Pilotlarında Esenlik ve İş İlişkili Stresin Potansiyel Etkisi

Paul Cullen, Joan Cahill ve Keith Gaynor tarafından yazılan "Ticari Havayolu Pilotlarında Esenlik ve İş İlişkili Stresin Potansiyel Etkisini Keşfeden Nitel Bir Çalışma" başlıklı makale (Aviation Psychology and Applied Human Factors, 2020), ticari havayolu pilotlarının genel iyi olma hali (esenlik) ve işe bağlı stresin (Work-Related Stress - WRS) potansiyel etkilerini incelemektedir. Trinity College Dublin ve University College Dublin'den araştırmacılar tarafından yürütülen bu çalışma, pilotların deneyimlediği fiziksel, zihinsel ve sosyal sağlık zorluklarına odaklanmaktadır.


Çalışma, ticari havacılığın pilotlar için uzun vadeli sağlık riskleri oluşturabileceğine dair artan kanıtları desteklemektedir. Pilotlar, hem vardiyalı hem de uzaktan çalışanlar olarak kabul edilebilir ve bu tür işlerin anksiyete, depresyon, uyku sorunları, yorgunluk, kardiyovasküler ve gastrointestinal etkiler gibi çeşitli sağlık sorunları riskini artırdığı bilinmektedir. İş ilişkili stres kaynaklarının pilotların zihinsel sağlığını tehdit edebileceğine dair kanıtlar bulunmaktadır.

Araştırma, pilotların yaşanmış deneyimlerini anlamak için sağlık ve hastalıkların biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin dinamik etkileşimiyle belirlendiğini öne süren biyopsikososyal modelini kullanmıştır. Çalışma kapsamında, 33 aktif ticari havayolu pilotuyla Mart-Nisan 2018 tarihleri arasında Dublin Havaalanı'nda nitel atölye çalışmaları yapılmıştır. Bu atölyelerin amacı, iş ilişkili stresi ve pilot esenliğini etkileyen spesifik iş faktörlerini incelemek ve biyopsikososyal modelin pilotların yaşanmış deneyimini açıklamak için geçerliliğini doğrulamaktı. Çalışma, katılımcı merkezli tasarım yaklaşımlarını (paydaş değerlendirmesi ve katılımcı tasarımı) temel almıştır.


Çalışmanın bulguları, pilotların geri bildirimlerinin büyük ölçüde biyopsikososyal modelin üç ana sütununa (biyolojik, psikolojik ve sosyal) uyduğunu göstermiştir. Katılımcıların deneyimleri 16 temada toplanmıştır.


Pilotların rapor ettiği zorluklar şunlardır:

  • Biyolojik düzeyde: Uzun, düzensiz, sosyal olmayan saatler ve saat dilimi değişiklikleri nedeniyle yorgunluk ve uyku eksikliği. Diyet sorunları (uçak yemekleri, düzensiz yemek saatleri). Gastrointestinal sorunlar (İBS, şişkinlik). Tuvalet ihtiyacını erteleme nedeniyle dehidrasyon ve ilişkili sorunlar. Bel ağrısı ve kas-iskelet sorunları (kokpitteki yetersiz ergonomi, kısıtlı hareket). İşin hareketsiz doğası ve düzensiz çalışma saatleri nedeniyle düşük fiziksel egzersiz.

  • Psikolojik düzeyde: Artan ticari baskılar nedeniyle artmış stres ve sorumluluk. Otorite ve otonomide azalma. İşveren tarafından değer verilmediğini hissetme ("yüceltilmiş otobüs şoförleri" tabiri kullanılmış). Yönetimle değer farklılıkları ve çatışma. Ticari gereksinimler lehine güvenlik veya personel esenliğinden taviz verildiği hissi. Esenlikle ilgili endişeleri dile getirme konusunda psikolojik olarak güvende hissetmeme. Mali yükler (yüksek eğitim maliyetleri) ve hastalık iznini bildirme konusundaki isteksizlik. Katı tıbbi gereksinimler (zihinsel sağlık sorunlarını açıkça tartışmaktan caydırıcı). Meslekteki "maço" kültür ve zihinsel sağlık sorunlarını damgalayıcı etkisi. Psikolojik olarak tükenmiş hissetme ve işe karşı bağlantısızlık (disengagement).

  • Sosyal düzeyde: Düzensiz ve sosyal olmayan çalışma saatleri nedeniyle aile içi gerginlik, yalnızlık ve zayıf sosyal ağlar. Ev-iş dengesini yönetmenin zorluğu. Esnek olmayan çalışma listeleri nedeniyle önemli aile/sosyal olayları kaçırma. Eşlerin ev içi sorumlulukların eşitsiz paylaşılması. Üsten uzakta geçirilen geceler. İki farklı türde yalnızlık hissi (sevdiklerinizle olamama veya aileden uzaklaşma). Aile ve arkadaşların mesleğin zorluklarını tam olarak anlamaması ("hayalleri yaşıyor" algısı). Düzenli sosyal rutinleri sürdürmekte zorluk. Sürekli değişen ekip yapısı nedeniyle meslektaşlarla yakın bağ kurmakta zorluk ve akran desteği eksikliği.


Çalışma, pilotların işlerinin niteliğinden olumsuz etkilendiği hipotezini desteklemekte ve pilot deneyimlerinin biyopsikososyal model kullanılarak anlaşılmasının geçerliliğini doğrulamaktadır. Bu model, pilot esenliğinin sadece yorgunluk gibi belirli konulara odaklanmak yerine, multidisipliner bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Bulgular, pilotlarda depresyon, tükenmişlik ve diğer zorlukları önlemek/azaltmak için potansiyel müdahale alanları sunmaktadır.

Çalışmanın nitel olması, küçük ve kendi kendine seçilen bir örneklemle yapılması gibi bazı sınırlılıkları bulunmaktadır ve bulguların daha geniş popülasyonlarda nicel araştırmalarla doğrulanması gerekmektedir.


Sonuç olarak, araştırmacılar, pilotların stres altında olduklarına ve esenlik sorunları yaşadıklarına dair önemli kanıtlar bulunduğunu, işin belirli yönlerinin bu sağlık sorunlarına katkıda bulunduğunu belirtmektedir. Hem pilotların hem de havayollarının esenlik sorunlarını yönetmede sorumluluk sahibi olduğunu ve havacılık endüstrisinin psikososyal tehlikeleri güvenlik yönetim sistemlerine dahil ederek proaktif bir şekilde yönetmesi gerektiğini vurgulamışlardır. Biyopsikososyal modelin pilotların yaşanmış deneyimini anlamak, riskli davranışları tanımlamak ve başa çıkma stratejileri geliştirmek için faydalı bir başlangıç noktası sağlayabileceği belirtilmektedir. Pilotların karşılaştığı zorlukların tam olarak anlaşılması, zihinsel sağlık sorunlarına yönelik mevcut damgalanmayı azaltmaya yardımcı olabilir.

Comments


  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn
  • Instagram
  • YouTube

©2021, Anahtar Eğitim

bottom of page