top of page

Arama Sonuçları

Boş arama ile 751 sonuç bulundu

  • Asertif Dinleme

    Asertif dinlediğinizde, dikkatinizi kesinlikle diğer kişiye odaklarsınız ve kesintiye uğramadan hisleri, fikirleri ve istekleri doğru bir şekilde fark edersiniz, duyarsınız. Asertif dinlemede üç adım bulunur: hazırlık yapma, dinleme ve kabul etme. Hazırlık yapma. Kendi hislerinize ve ihtiyaçlarınıza odaklanarak dinlemeye hazır olup olmadığınızı kontrol edin. Diğer kişinin de konuşmaya hazır olduğundan emin olun. Dinleme. Dikkatinizi diğer kişiye tam olarak verin. Hisleri, ihtiyaçları ve istekleri duymaya çalışın. Diğer kişinin hislerinden veya isteklerinden emin değilseniz, daha fazla bilgi için ona sorun. Örneğin, "Bu konuda nasıl hissettiğinizden emin değilim... Bana daha fazla anlatabilir misiniz? Ne istiyorsunuz?" diye sorabilirsiniz. Kabul etme. Diğer kişiye hislerini ve isteklerini duyduğunuzu bildirin. Örneğin, "Zor bir günün ardından yorgun olduğunuzu ve akşam yemeğinden önce bir saat uyumak istediğinizi duyuyorum." Birisiyle çatışma yaşadığınızda ve her ikinizin de güçlü hisleri olduğunda, asertif dinleme ve ifadeyi sırayla kullanabilirsiniz. Sadece her birinizin ne düşündüğünü, hissettiğini ve istediğini net bir şekilde ifade etmek birçok sorunu çözebilir. Yanlış anlamalar genellikle giderilir veya sorunlara hızlı çözümler bulunur. İşte bir örnek: İşte bir örnek olay kurgusu: Kaptan Pilot: Eray. Bugün hava koşulları oldukça değişken gibi görünüyor. Uçuş öncesi biraz daha detaylı bir hava analizi yapmamız gerekebilir. Yardımcı Pilot Eray: Kaptanım. Evet, hava durumu gerçekten karmaşık görünüyor. Özellikle hava tahminlerinde rüzgarın hızı ve yönüyle ilgili bazı belirsizlikler var. Kaptan Pilot: Anladım. Bu durumda, hava tahminlerini güncellemek ve alternatif rotaları gözden geçirmek için hava trafik kontrolüyle iletişime geçelim. Ayrıca, yakıt planlamasını da gözden geçirmemiz gerekecek. Yardımcı Pilot Eray: Anlaşıldı, Kaptan. Hava trafik kontrolüyle iletişime geçiyorum ve alternatif rotaları kontrol ediyorum. Yakıt planlamasını da gözden geçireceğim. Kaptan Pilot: Teşekkür ederim, Eray. Ayrıca, yolcuların rahat bir uçuş deneyimi yaşaması için kabin ekibiyle iletişim halinde olmamız da önemli. Herhangi bir özel talep veya ihtiyaçları varsa, bize bildirmelerini sağlamalıyız. Yardımcı Pilot Eray: Tabii, Kaptanım. Kabin ekibiyle iletişim kurup yolcuların taleplerini öğreneceğim. Ayrıca, acil durum prosedürlerini de hatırlatmak için bir hatırlatma yapabiliriz. Kaptan Pilot: Harika, Eray. İyi bir ekip çalışmasıyla bu uçuşu başarılı bir şekilde tamamlayacağımıza eminim. Herhangi bir sorun veya endişen varsa, lütfen bana anında açıkca bildir. Yardımcı Pilot Eray: Anladım, Kaptan. Herhangi bir sorun olduğunda size haber vereceğim. Güvenli ve keyifli bir uçuş için elimden geleni yapacağım. Kaptan Pilot: Çok teşekkür ederim, Eray. İyi çalışmalar dilerim. Hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra kalkışa geçebiliriz. Yardımcı Pilot Eray: Anlaşıldı, Kaptanım. Hazırlıkları tamamlayıp kalkışa geçmek için ekip olarak birlikte çalışacağız. Bu örnek olay kurgusu, kaptan pilot ve yardımcı pilot arasındaki etkileşimi ve iletişimi vurgulamaktadır. Her iki pilot da görevlerini yerine getirerek, güvenli ve sorunsuz bir uçuş için birlikte çalışmaktadır. YARARLANILAN KAYNAK: Messages - The Communication Skills Book, Fourth Edition, Matthew Mckay, Phd Martha Davis, Phd Patrick Fanning New Harbinger Publications, Inc. 2018.

  • Reaktif ve Proaktif Tavır

    Reaktif Tavır, bir durum ortaya çıktığında duygusal tepkilerin otomatik olarak verildiği durumu ifade ederken, Proaktif Tavır ise duygusal zekanın kullanılarak durumları önceden tahmin etme ve uygun tepkileri planlama yeteneğini ifade eder. Duygusal zekaya sahip bir kişi, duygusal tepkilerini kontrol edebilir ve durumları daha iyi anlayarak daha uygun tepkiler verebilir. Reaktif bir tavır, duygusal zekanın düşük olduğu durumlarda ortaya çıkabilir. Bu durumda, kişi olaylara anlık ve düşünmeden tepki verebilir. Örneğin, bir sorunla karşılaşıldığında hemen sinirlenmek veya paniklemek gibi. Ancak, duygusal zekası yüksek olan bir kişi proaktif bir tavır sergileyebilir. Bu kişi, duygusal durumları daha iyi anlayarak, durumları önceden tahmin edebilir ve uygun tepkileri planlayabilir. Örneğin, bir sorunla karşılaşmadan önce potansiyel zorlukları önceden fark edebilir ve buna göre önlemler alabilir. Bu nedenle, duygusal zeka, reaktif ve proaktif tavır arasındaki ilişkiyi belirler. Duygusal zekası yüksek olan bir kişi, daha proaktif bir tavır sergileyerek, daha iyi kararlar alabilir ve daha etkili bir şekilde yönetebilir. Bu da hem kişisel hem de profesyonel yaşamda daha başarılı olmalarını sağlar. Duygu kontrolü, duygusal zekanın önemli bir bileşenidir ve reaktif ve proaktif tavırlar arasındaki ilişkiyi daha detaylı bir şekilde açıklamak için bu konuya odaklanabiliriz. Reaktif bir tavır, duygusal tepkilerin otomatik olarak verildiği durumu ifade eder. Duygu kontrolü düşük olan bir kişi, stresli veya zorlayıcı bir durumla karşılaştığında duygusal olarak aşırı tepkiler verebilir. Örneğin, sinirlenmek, öfke patlamaları yaşamak veya paniklemek gibi. Bu tür tepkiler, durumu daha da karmaşıklaştırabilir ve etkili bir çözüm bulmayı zorlaştırabilir. Proaktif bir tavır ise duygusal zekanın kullanılarak durumları önceden tahmin etme ve uygun tepkileri planlama yeteneğini ifade eder. Duygu kontrolü yüksek olan bir kişi, duygusal tepkilerini daha iyi yönetebilir ve durumları daha objektif bir şekilde değerlendirebilir. Bu kişi, stresli bir durumla karşılaştığında sakin kalabilir, duygusal olarak dengeyi koruyabilir ve daha uygun tepkiler verebilir. Örneğin, bir sorunla karşılaşıldığında hızlı bir şekilde analiz yapabilir, çözüm odaklı düşünebilir ve etkili bir şekilde hareket edebilir. Duygu kontrolü, sürekli olarak geliştirilebilen bir beceridir. Kendinizi tanımak, duygularınızı anlamak ve yönetmek için farkındalık geliştirmek önemlidir. Bu, reaktif tepkileri azaltırken, proaktif bir tavır sergilemenizi sağlar. Duygu kontrolünü geliştirmek için nefes teknikleri, meditasyon ve stres yönetimi gibi yöntemlerden faydalanabilirsiniz. Bir kaptan pilot için proaktif bir tavır sergilemek büyük önem taşır. Uçuş öncesi hazırlıklar, uçuş planlaması, hava durumu analizi ve risk değerlendirmesi gibi süreçlerde proaktif bir yaklaşım benimsemek, uçuşun güvenli ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlar. Ayrıca, proaktif bir tavır, ekip üyeleriyle etkili iletişim kurmayı, işbirliği yapmayı ve liderlik becerilerinizi geliştirmeyi içerir. Bu, ekip çalışmasını güçlendirir ve uçuş güvenliğini artırır. Duygusal zeka, reaktif ve proaktif tavırlar arasındaki dengeyi sağlamada önemli bir rol oynar. Duygusal zekanızı geliştirerek duygusal tepkilerinizi daha iyi kontrol edebilir, stresli durumlarla daha etkili bir şekilde başa çıkabilir ve daha sağlıklı kararlar alabilirsiniz. Duygusal zekanızı geliştirmek için kendinizi tanımak, duygularınızı anlamak ve yönetmek için farkındalık geliştirmek önemlidir. Ayrıca, sürekli olarak öğrenmeye ve gelişmeye açık olmak da duygusal zekanızı güçlendirecektir.

  • İnsanlar Arası İletişimin Temel İlkeleri

    İnsanlar arası iletişimin 4 temel ilkesi şunlardır. 1. Sürekli İletişim: İnsanlar, sözleri, ses tonlarını, eylemleri, giyimleri, varlıkları ve hatta yokluklarıyla sürekli iletişim kuruyorlar. Yani iletişimi tamamen kaçıramazsınız. İletişim sadece sözcüklerle değil, aynı zamanda ses tonu, jest, duruş, yüz ifadesi gibi sözsüz iletişim araçlarıyla da gerçekleşir. Kaptan pilotlar, uçuş sırasında hem uçak mürettebatı hem de kule ile sürekli iletişim halinde olmalıdır. Bu iletişim sadece sözlü değil, aynı zamanda sözsüz olarak da gerçekleşir. Örneğin, uçağın durumu, hava koşulları, yakıt seviyesi, rota değişiklikleri gibi bilgiler hem sözlü hem de sözsüz olarak aktarılır. Kaptan pilotlar, iletişim kurarken ses tonlarına, jest ve mimiklerine, bakışlarına ve beden dillerine dikkat etmelidir. Çünkü bu unsurlar mesajın anlamını ve etkisini değiştirebilir. 2. Geri Alınamayan İletişim: Bir mesaj gönderildikten sonra geri alınamaz. Gönderilen bir mesajı geri çekmek mümkün değildir. Bu nedenle iletişimde dikkatli olunmalıdır. Kaptan pilotlar, iletişim kurarken çok dikkatli olmalıdır. Çünkü bir mesaj gönderildikten sonra geri almak mümkün değildir. Örneğin, kuleye yanlış bir bilgi vermek veya mürettebata ters bir tavır takınmak gibi durumlar ciddi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle kaptan pilotlar, iletişim kurmadan önce mesajlarını iyi düşünmeli ve doğru şekilde ifade etmelidir. 3. Karmaşık İletişim: Her iletişim parçasında yalnızca bireyler yer almaz, farklı rolleri olan bireyler yer alır. İletişim her zaman karmaşıktır çünkü birçok faktör rol oynar, bunlar beklentiler, tutumlar, önyargılar, geçmiş, değerler ve inançlar, duygular, beğeniler ve hoşgörüler gibi faktörleri içerir. Kaptan pilotlar, uçuş sırasında farklı roller üstlenirler. Örneğin, uçak mürettebatının lideri, kule ile koordinatörü, yolcuların rehberi ve güvenlik sorumlusu gibi rolleri vardır. Bu rollerin her biri farklı beklentiler, tutumlar, önyargılar, geçmiş deneyimler, değerler ve inançlar, duygular, beğeniler ve hoşgörüler gibi faktörleri içerir. Bu faktörler iletişimi karmaşıklaştırır ve bazen çatışmalara neden olabilir. Bu nedenle kaptan pilotlar, iletişim kurarken bu faktörleri göz önünde bulundurmalı ve empati kurmaya çalışmalıdır. 4. Bağlamsal İletişim: İletişim her zaman belirli bir durum içinde, belirli koşullar ve kültür içinde gerçekleşir. Kaptan pilotlar, iletişim kurarken bağlamın önemini bilmelidir. Bağlam, iletişimin gerçekleştiği durum, koşul ve kültürü ifade eder. Bağlam değiştikçe iletişimin şekli ve içeriği de değişir. Örneğin, kaptan pilotların kule ile kurdukları iletişim, mürettebatla veya yolcularla kurdukları iletişimden farklıdır. Aynı şekilde, farklı ülkelerdeki havaalanlarıyla veya farklı kültürlerden gelen yolcularla kurulan iletişim de farklılık gösterir. Bu nedenle kaptan pilotlar, bağlama uygun bir şekilde iletişim kurmalı ve kültürel farklılıklara saygılı olmalıdır. Bazı kategoriler aşağıda sıralanmıştır: Psikolojik bağlam, yani ihtiyaçlar, istekler, değerler, kişilik vb. tarafından oluşturulan psikolojik bağlam. Psikolojik bağlam, kaptan pilotların ihtiyaçlarını, isteklerini, değerlerini, kişiliklerini ve duygularını içerir. Bu bağlam, kaptan pilotların iletişim kurarken nasıl hissettiklerini ve düşündüklerini etkiler. Örneğin, uçuştan önce veya sonra stresli, yorgun, mutlu veya endişeli olmak, kaptan pilotların iletişim tarzını ve kalitesini değiştirebilir. İlişkisel bağlam, diğer kişilere karşı verilen tepkileri içerir. İlişkisel bağlam, kaptan pilotların diğer kişilerle olan ilişkilerini içerir. Bu bağlam, kaptan pilotların iletişim kurarken kiminle konuştuklarını ve ne tür bir ilişki kurduklarını etkiler. Örneğin, kaptan pilotlar, mürettebatla arkadaşça, kuleyle resmi, yolcularla nazik ve saygılı bir şekilde iletişim kurmalıdır. Durumsal bağlam, insanların iletişim kurduğu psiko-sosyal alanı ele alır. Örneğin, bir sınıfta gerçekleşen etkileşim, bir barda gerçekleşenden çok farklı olacaktır. Durumsal bağlam, kaptan pilotların iletişim kurdukları psiko-sosyal alanı içerir. Bu bağlam, kaptan pilotların iletişim kurarken nerede olduklarını ve ne yaptıklarını etkiler. Örneğin, uçuş öncesi brifingde gerçekleşen iletişim, uçuş sırasında veya sonrasında gerçekleşenden farklı olacaktır. Uçuş öncesi brifingde daha ciddi, uçuş sırasında daha dikkatli, uçuş sonrasında daha rahat bir iletişim beklenir. Çevresel bağlam, iletişimin bulunduğu materyal alan ve yerleşim yerini ele alır. Mobilya, yer, gürültü seviyesi, sıcaklık, mevsim, günün saati, tüm bunlar çevresel bağlam faktörlerine örnek olarak verilebilir. Çevresel bağlam, kaptan pilotların iletişim kurdukları materyal alan ve yerleşim yerini içerir. Bu bağlam, kaptan pilotların iletişim kurarken çevrelerindeki fiziksel faktörleri etkiler. Örneğin, kokpitte gerçekleşen iletişimde gürültü seviyesi, sıcaklık, ışık gibi faktörler dikkate alınmalıdır. Ayrıca uçağın bulunduğu yer, mevsim ve günün saati de iletişimi etkileyebilir. Kültürel bağlam, etkileşimi etkileyen öğrenilen davranışlar ve kuralları içerir. Kültürel bağlam, kaptan pilotların iletişim kurarken öğrenilen davranışlar ve kuralları içerir. Bu bağlam, kaptan pilotların iletişim kurarken farklı kültürlerden gelen kişilerle nasıl uyum sağladıklarını etkiler. Örneğin, farklı ülkelerdeki havaalanlarıyla veya farklı kültürlerden gelen yolcularla kurulan iletişimde dil, selamlaşma, jest ve mimik gibi kültürel farklılıklara dikkat edilmelidir. Kaptan pilotlar olarak, İnsanlar Arası İletişimin Temel İlkeleri'ni anlamak ve uygulamak, güvenli ve verimli bir uçuş deneyimi sağlamak için önemlidir. Her zaman etkili iletişim kurmak ve liderlik becerilerimizi kullanmak için çaba gösteririz.

  • “Duy Beni! Söylediklerimi Dikkate Al!”

    Havacılıkta Duygusal Zekâ Sayfasına Dön Çeşitli hava kazalarında, ameliyathanelerde, yangın müdahale noktalarında ve acil durum yaşanan çeşitli ortamlarda yaşanan duruma etkisi olacak kritik bilgileri dolaylı ve etkisiz bir şekilde karar makamına iletme çabaları zaman zaman durumun çözülmesine bir katkısının olmadığı anlar yaşanabiliyor. Karar verecek ve eyleme geçecek kişi söylenenleri anladığında, felaketi önlemek için zaman geçmiş olabiliyor. Özellikle havacılık alanında önemli bir yeri olan CRM eğitimlerinde konunun uzmanları “otoriteyi saygıyla sorgulama özgürlüğünün teşvik edildiği bir iklim veya kültürü geliştirmeyi” amaçlamanın önemini vurgular. Bu durum, geleneksel hiyerarşileri olan birçok kültür ve kuruluş için hassas bir durumdur. Bu nedenle bu hassas durumda kullanılacak iletişim teknikleri geliştirilmiştir. CRM Eğitimleri, havacılığın yanı sıra, itfaiye teşkilatları, başta cerrahi bölümler olmak üzere hastaneler, silahlı kuvvetlerin birimleri ve denizcilik sektörü olmak üzere çeşitli alanlarda uygulanmaktadır. Bu tür yöntemleri geliştirmek ve uygulayabilmek, kişisel alışkanlıklar, kişilerarası dinamikler ve kurum kültürü nedeniyle çok kolay olmayabilir. Bu noktada iletişimi bir bütün olarak görmek ve değerlendirmek yardımcı olabilir. En yalın haliyle iki yönlü iletişim bir gönderici, bir mesaj ve bir alıcıdan oluşur. İletişim Süreci Burada aktarılmak istenen mesaj düzgün bir şekilde kodlanmamış veya kodu çözül(e)memişse, iletişim sürecinde bir arıza meydana gelebilir. Yorumlar, ifadeler yanlış algılanabilir. Bir iltifat hakaret olarak ya da bir şaka küçümseme olarak yorumlanabilir. Mesajının iletilmesi esnasında gürültü ya da parazit olarak adlandırabileceğimiz etki ile de karşılaşılabilir. Yapılan Araştırmalar Sonunda Belirlenen Havacılıkta İletişimi Olumsuz Etkileyen Bazı Durumlar Şöyle Sıralanabilir İletişimin çok kişi ile yürütülmesi, Dış müdahaleler, Yorgunluk, stres, dikkat dağıtıcı durumlar, Eksik oluşturulan mesaj, açık olmayan ifadeler, Güven eksikliği, Uyum sorunu, Taraflar arası ortak deneyim uyumsuzluğu, Aşırı soyutlama kullanımı, Kıdemli konumunda olanın “sen” diye hitap etmesi, PM – PF ayrımı ve uçuştan sorumlu kişinin kaptan olması baskısı, Kültürel farklılıklar ve çeşitlilikler nedeniyle sözlü ve sözlü olmayan iletişimler farklı yorumlanabilir. Bunun uçuş sırasında, özellikle yüksek iş yükü durumlarında olumsuz etkileri olabilir. Güç Mesafesi, İngilizce diline hakimiyet, lehçeler, aksanlar ve anlamsal yanlış yorumlarla birleşerek ortaya çıkan durumlar, Ana dili İngilizce olanların karşılarındaki kişinin kendileri gibi dile hakim olduklarını varsayarak konuşmaları, Geri bildirim verme ve alınan geri bildirimin değerlendirilmesinin etkileri, İstenmeyen gürültü nedeniyle konuşmanın anlaşılmasının zor olduğu durumlar. Hoparlör, kulaklık, mikrofonun düzgün kullanmadığında oluşan yanlış ve eksik sesler, Aynı anda konuşmanın telsiz iletişimindeki sebep olduğu kesintiler, Benzer sesli kelimeler ve sayıların yanlış algılanması. Bu şartların aşıldığı ya da etkisinin azaltıldığını varsayalım. Acil durum yaşanan çeşitli ortamlarda yaşanan duruma etkisi olacak kritik bilgileri dolaylı ve etkisiz bir şekilde karar makamına iletme çabaları konusunda bir çok yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntemlerden biri Todd Bishop tarafından ortaya konmuştur. Todd Bishop Beş Aşamalı Yöntemi Bishop, itfaiye teşkilatlarına yönelik “Ekip Kaynak Yönetimi” (Crew Resources Management-CRM) uzmanı olarak (Hata Önleme Enstitüsü'nden) çalışmaktadır. Bishop, bu tür durumlarda kullanılabilecek bir yöntemi beş aşamalı bir yaklaşımla açıklamaktadır. 1. Direkt olarak kişiye hitap ederek dikkatini çekin. Adı ya da unvanı ile hitap etmek kişinin dikkatini çekecektir. 2. Endişenizi belirtin. Durumla ilgili objektif gözlemlerinizi duygularınızı da belirterek ifade edin. Bu sorunun nasıl düşündürdüğü ve hissettirdiğini açıklama açısından önemlidir. Bu ifade şekli ben dili ile olmalı. Örneğin, “İçimde kötü bir his var çünkü…” ya da “bu durum benim açımdan şöyle görünüyor..” 3. Durumu gördüğünüz hali ile ifade edin. Değerlendirme ve eleştiri yapmadan sadece göründüğü haliyle. 4. Bir çözüm önerin. Ardından, soruna bir veya daha fazla alternatif çözüm önerdiğinizden emin olun. Bir dizi olası çözüm öne sürmek, sorunun ele alınmasına yardımcı olmak için sorumluluk almaya istekli olduğunuzu belirtmenize yardımcı olur. Sorunu basitçe başkasının kucağına atmadınız. Bunu yaparak karşı tarafın savunmasını azaltabilir ve kişilerarası çatışma olasılığını en aza indirebilirsiniz. 5. Anlaşmaya, teyit alın. Son olarak, karşı tarafın anlaşmasını güvence altına almak için ifadenizi kapatın. “Değerlendirmeme katılıyor musunuz?” diye sorulabilir. Bu soru, endişe beyanınıza yanıt verme sorumluluğunu karşı tarafa yükler. Yine de konuşmak, doğru ifadeler dizisini hazırlamaktan fazlasını gerektirir. Büyük, karmaşık organizasyonlarda, bireyler sosyal ve politik dinamiklere çok dikkat etmelidir. Kilit karar vericilere erişmenin ve onların bakış açılarına destek oluşturmanın bir yolunu bulmaları gerekiyor. Başlamak için, bireylerin izleyicilerini tanıması gerekir. Kimi ikna etmeye çalışıyorsun? Nasıl düşünüyorlar ve seçim yapıyorlar? Bu konuda şöyle bir örnekler olabilir. Kokpitte (Kaptan – PF, İkinci Pilot – PM) Kişinin Dikkatini Çek: Kaptanım! (Asker kökenli veya Instructor ise Hocam!) Endişenizi Belirtin: Karşıda 60 milde bir cumulonimbus hattı var ve irtifamızın üzerinde görünüyor. Şimdiden rota değişikliği yapmazsak ileride zaman ve trafik yoğunluğu nedeniyle sıkışacağımızdan endişe ediyorum. Sorunu Gördüğünüz Gibi Belirtin: Sisteme giderek yaklaşıyoruz ve rüzgâr altında olduğumuz için birazdan tehlikeli olacak Bir Çözüm Önerin: Ben şimdiden rotamıza uygun olacak şekilde 245 başa dönmeyi talep etmeyi öneriyorum. Anlaşma-Teyit: Size uygun mu yoksa aklınıza başka bir çözüm geliyor mu? Diğer Kokpitte Pilotlar birbirine ismiyle hitap ediyor (çoğunlukla yabancı kökenli kaptanlar kendisine ismiyle hitap edilmesini istiyorlar ve brifing esnasında bunu belirtiyorlar) ise: Kişinin Dikkatini Çek: Hey Can! Endişenizi Belirtin: Karşımızdaki bulut beni tedirgin etti. Sorunu Gördüğünüz Gibi Belirtin: Rüzgar altındayız ve daha da yaklaşmak istemiyorum. Bir Çözüm Önerin: 245 başa şimdiden dönmek bana mantıklı geliyor. Anlaşma: Sen ne dersin? Bir Başka Kokpitte Kaptan PF ve Kara Kuvvetleri kökenli, F/O PM ve Hava Kuvvetleri kökenli. Aralarında abi-kardeş samimiyeti var, F/O Kaptana “Abi” diye hitap ediyor, cruise esnasında kaptan yaklaşan simülatör için bir şeyler okumaya dalmış, kontrolü devretmeyi unutmuş. Kişinin Dikkatini Çek: Abim! Cevap komik bir ses tonuyla gelir: Efendim …..’cim Endişenizi Belirtin: Şu karşıda şemsiye şeklindeki bulut var ya… Kaptan: “Zohahahahahaaa!” Sorunu Gördüğünüz Gibi Belirtin: Bu diyalog sonrası 3. ve 4. adımlara gerek kalmamış, 5. adım otomatik olarak kaptandan gelmiştir, Bir Çözüm Önerin: Anlaşma: Ne dersin, 245 baş paçayı kurtarmak için yeter mi? Ameliyathanede Kişinin Dikkatini Çek: Hocamm! Endişenizi Belirtin: Ameliyat için yanlış bacağı hazırladığımız için çok endişeliyim. Sorunu Gördüğünüz Gibi Belirtin: Röntgenler ve notlarımız sağ dizi gösteriyor, ancak sol diz temizleniyor. Bir Çözüm Önerin: Bence hızla kontrol edip bu bilgiyi doğrulamalıyız. Anlaşma: Sizce de öyle değil mi? SİZCE NE YAPILABİLİRDİ? Grey's Anatomy dizisinin 11. Sezon 21. Bölümünde 18-36. dakikalar arasını dikkatle izlemenizi rica edeceğim sizden. Kısaca orada şunu göreceksiniz. Hastaneye ağır yaralı biri gelir hemen müdahale edilir. Birinci doktor ilk gözlemlerinden sonra tomografi çekilmesini ister. Diğer doktor zaman yok der. Bu üç kez tekrar edilir. Sonra yaralı ameliyathaneye alınır. Beyninde kanama olduğundan beyin cerrahı davet edilir. Beyin cerrahı "tomografi çekseydiniz beni daha önce davet ederdiniz" der. Yaralının cerrah olan eşi gelir ve raporları inceledikten sonra "kafa tomografisi çektirmemekle çok kötü karar vermişsiniz" der. Geç kalınan müdahaleden dolayı yaralı hayatını kaybeder. Benzer durumlar yaşadınız mı? Anılarınızı ve/veya görüşlerinizi isim belirtmeden (bizim gizliliğe uyulacaktır) şu linkteki forma yazabilirsiniz. Bu paylaşımları düzenleyip buraya ekleyelim ki gelişebilelim. Yangın Mahallinde Kişinin Dikkatini Çek: Hey Şefim! Endişenizi Belirtin: Çatının çökebileceğinden endişeleniyorum. Sorunu Gördüğünüz Gibi Belirtin: Şu arka kapıdan bakınca çelik kirişli çatı zayıf gibi gördüm. Bir Çözüm Önerin: İçeri mürettebat göndermeden emniyetli olup olmadığını kontrol etmeliyiz. Anlaşma: Sizce de öyle değil mi? İletişim ve Müdahale Stratejisi Bu tür durumlar için bir başka yaklaşım ise; “ Stages of assertiveness” yani “ask, suggest, direct, take over” Bir örnek bu yaklaşımı daha iyi açıklayacaktır. Durum: Meteoroloji radarında 100 mil ilerideki bir bölgede şiddetli yağış olduğunu fark ediyorsunuz. Bölgenizde gök gürültülü ve sağanak yağışlı fırtına rapor edilmiş ve hafif türbülans hissediliyor olmasına karşın kaptan normal hızında mevcut rotasını koruyor. Uçağınızın bu bölgeye girmeyeceğinden emin olmak istiyorsunuz. Soru: “Bu durumda pilota ne dersiniz?” Bu tür durumlarda uygulanması önerilen yöntem “Communication and Intervention Strategy” önerilir. İletişim ve müdahale stratejisi diyebiliriz. Bu strateji, uçuş sürecinde herhangi bir zamanda, uçağın o anki ya da gelecekteki durumu ile ilgili endişelerini açıkça ifade etmek için tetikleyici bir ifade şekli olarak kullanılabilir. Kısaca 4 aşamadan oluşur. (Ask Why, Suggest How, Direct What, Take Over) Nedenini Sor: “Kaçınma için düşünceniz nedir?” Nasıl Olacağını Öner: “Cb den ve türbülanstan kaçınmak için 30 mil right of track alsak uygun gibi duruyor. Siz ne düşünüyorsunuz?” Doğrudan Ne Yapılacağı: “Sizden bir cevap ve tepki görmediğim icin 30 mil right of track talep ediyorum.” Görevi Devral: “Kontrol bende” diyerek manevranın gerçekleştirilmesi. Kontrolü alma sonrasında kaptanın durumsal farkındalık kaybı, startle effect yaşamış olabileceği düşünülerek süreç yönetilmelidir. Devamında konu ile ilgili açıklama yapmak yararlı olacaktır. “Kitaba göre 20 mil den daha fazla bu tarz bulut formasyonlarına yaklaşılmaması gerekiyor. Tepki vermediğiniz için kontrol bende, cpdlc, he veya vhf ten 30 mil right of track talep edilir ve uygulanır.” Bu tür yaklaşımların pratiklerle içselleştirilmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi önemlidir. Kendi örnek ve yöntemlerinizi paylaşır mısınız? RAISE Özellikle uçuş esnasında uçuş parametrelerinde meydana gelen bir sapmayı PF'e aktarmak için kullanılabilecek bir yöntem. İngilizce il k harflerinden yararlanılarak adlandırılmıştır. Altındaki mantığın tam anlaşılabilmesi için İngilizce açılımını yazdım. Karşılarındaki kısa açıklamalar genel yorumlarım. R Relay the facts or observation. Ek yorum ve abartı yapmadan o an görülen durumu ifade etmek. Karşıda 60 milde bir cumulonimbus hattı var ve irtifamızın üzerinde görünüyor. Sisteme giderek yaklaşıyoruz. A Ask a question. Onun farkındalığını ve görüşünü anlamak için sorulan soru. Rota değişikliği yapmamız gerektiğini düşünüyor musunuz? I Make the "I" statement. Ben dili kullanarak durumla ilgili hissedilenlerin ifadesi. Bana göre şimdiden rota değişikliği yapmazsak ileride zaman ve trafik yoğunluğu nedeniyle sıkışacağımızdan endişe ediyorum. S Solution statement. Alınacak muhtemel karara destek olmak amacıyla çözüm önerisi. Ben rotamıza uygun olacak şekilde 245 başa dönmeyi talep etmeyi öneriyorum. E Emergency statement. Hemen eyleme geçilmesi için uyarı. Kaptanım hemen harekete geçmeliyiz. Bir Başka Örnek R Relay the facts or observation. Kaptanım GPS’lerimizin her ikisi de devre dışı, bulut içindeyiz ve MSA altındayız. Burası oldukça dağlık bir bölge. A Ask a question. Sizce de emniyetimiz için radar vektörü istememiz ve gerekirse emniyetli irtifaya çıkmamız uygun olmaz mı? I Make the "I" statement. Şimdiden önlem almazsak dağlık alanların bizim için tehlike oluşturacağından endişeleniyorum. S Solution statement. Kaptanım ben ATC’ye durumu bildirip bir an önce emniyetli bir başa dönmek için radar vektörü istemeyi öneriyorum. E Emergency statement. Kaptanım DERHAL harekete geçmeliyiz! Uçuş esnasında uçuş parametrelerinden bir sapmayı PF'e aktarmak için kullanılabilecek bir yöntem olan "RAISE" kullandığınız ya da kullansaydınız iyi olacak bir deneyiminizi şu linkteki form ile paylaşır mısınız? İSİM YAZMAK GEREKLİ DEĞİLDİR. İlgili Yazılar Etkileme Y umuşatılmış Anlatım

  • İletişim Süreci

    Havacılıkta Duygusal Zekâ Sayfasına Dön Bireysel veya kurumsal anlamda sağlıklı ilişkilerin gerçekleşmesi, davranışların ve mesajların sağlıklı olarak algılanması, bilginin etkili olarak alınıp verilmesi için iletişim sürecinin doğru olarak bilinmesi gerekmektedir. Bu düşüncelerle öncelikle süreç temel olarak; kaynak (gönderici), mesaj (ileti) ve alıcı (hedef) olmak üzere üç unsurdan oluşmaktadır. İletişim Süreci Mesaja konu olan bir fikir ya da duygu vardır. Gönderici bunu alıcıya (alıcılara) iletmek ister. Gönderici bir kişi ya da grup olabilir. İletişimin başlayabilmesi için alıcı ve gönderici arasında bir yakınlık, ilgi ya da güven olmalıdır. İletişim sürecinde ilk aşama kodlama. Kodlama, kişiler arasında kabul görmüş ve paylaşılan anlam sistemidir. Kelimelerin, sembollerin hangi bağlamda ne anlamda, nasıl bir araya getirilecekleri, nasıl kullanılacakları konusundaki ortak anlayış oluşur. Bu konuda genellikle iki çeşit kodlama kabul edilir. Bunlardan birincisi; semboller, harfler ve sözcüklerdir. Diğeri ise; beden hareketleri, jestler, mimikler, giyimler, mikro ifadeler ve duygu ifade eden seslerden oluşan sözel olmayan ifadelerdir. Kodlama sürecinde bu araçlarla fikir, duygu, düşünce, ileti haline getirilir. Kodlanan mesajın aktarılması için bir kanal gereklidir. Kanal, mesajı iletmekte kullanılan araç, gereç, personel, organizasyon, yöntem ve teknikler gibi somut araçlardır. Bu somut araçlara örnek olarak radyo, televizyon, telefon, kitap, dergi, gazete, internet gibi kitle iletişim araçları ve bireysel araçlar olarak mektup, elektronik mesaj, yazı, fotoğraf, ses ve beden sayılabilir. Kanal, göndericiden alıcıya aracısız olarak doğrudan oluşturulabileceği gibi iletişim araçları kullanılarak aracılı yani dolaylı olarak da oluşturulabilir. Kodlanmış ve kanal kullanılarak iletilen mesaj, alıcı tarafından çözülme aşamasına gelir. Kod çözme, kodlanarak ileti hâline getirilen duygu, düşünce, fikir, tasarı ya da hayallere alıcı tarafından anlam atfedilmesidir. Anlam atfedilmesi ile algılama birbirini tamamlayan bir şekilde ilerler. Algılama aşamasında alıcının değerleri, inançları, beklentileri ve hisleri devrededir. Mesajın alınması ve algılanmasından sonra alıcının geri bildirim hazırlaması süreci başlar yani gönderici konumuna geçer ve benzer süreci işleterek mesaj karşı tarafa iletilir. Bu süreçte amaç tarafların birbirlerini etkileme isteğidir. Etkin geri bildirim; taraflara yardımcı olmayı amaçlar, açıklayıcı ve ayrıntılıdır, faydalı ve konu ile ilgilidir, zamanında verilir. Geri bildirimin varlığı iletişimin iki yönlü olduğunu ortaya koyar. İletişim sürecinin herhangi bir noktasında dışsal, fizyolojik veya psikolojik bir şekilde devreye girerek, iletişim sürecini engelleyen ve olması gerektiği gibi işlemesini olumsuz yönde etkileyen herhangi bir istenmeyen ve/veya beklenmeyen bir etki ya da değişiklik gürültü ya da parazit olarak tanımlanabilir. Gürültü, iletişimin doğruluğu veya güvenilirliği üzerinde önemli bir etki yapar. Tüm bunların ötesinde; mesajın, anlamlı, doğru, gerçekçi ve açık olması beklenir. Kabin - Kokpit İletişim: Kaptan'ın Hollandalı, F/O'nun ise Türk olduğu bir uçuş. Kabin amiri uçuştan evvel hazırlıkları yaparken kemer ikaz ışığının yanmadığını fark ediyor. Beklemesine rağmen ikaz ışığı yanmayınca kokpite gider ve "biz uçuş için tüm hazırlıklarımızı yaptık" diyerek kaptanın durumu fark etmesini umar. Kaptan ise bu hazır haberine “Tamam teşekkür ederim, iyi uçuşlar.” diyerek cevap verir. Kabin amiri sonuç alamayınca tekrar kokpite gider ve çekingen bir biçimde F/O'ya kemer ikaz ışıklarının yanmadığını söyler. F/O kontrol eder ve gerekeni yapar. Uçuş sonrası debrifing'de Hollanda'lı kaptan kabin amirine neden bu şekilde davrandığını sorunca, kabin amiri “size işinizi öğretiyormuşum gibi algılanmaktan ve haddimi aşmaktan korktum” der. Kaptan da bundan sonra kendisine dolaylı yollardan bilgi verilmemesini, bunun saçma ve gereksiz olduğunu, uçuş emniyetini aksi yönde etkileyebileceğini ve kendisiyle direkt-açık mesajlarla iletişim kurulmasını istediğini sert bir biçimde dile getirir. Kabin Amiri >> Kaptan Pilot Fikir-Duygu Kabin amiri uçuştan evvel hazırlıkları yaparken kemer ikaz ışığının yanmadığını fark ediyor. Bunu kaptana iletmeli. Kodlama Kaptana karşı kibar bir söylem kullan. Mesaj Bu bilgiyi sözcüklere dökmeliyim. Kanal Yüze yüze sözlü iletişim. Mesaj "Biz uçuş için tüm hazırlıklarımızı yaptık." (biz hazırız, sen de ne yapman gerekiyorsa yap iması) Kod Çözme Kaptan kelimeler açıkça ne anlatmak istiyorsa onu anlıyor. Algılama Kaptanın algıladığı. Hazırlıkların tamam olduğu bildirildi. Kaptan Pilot >> Kabin Amiri Fikir-Duygu Anladığımı bildirmeli ve teşekkür etmeliyim. Kodlama Ekip birlik, bütünlüğüne uygun bir dil seç. Mesaj Sözlü olarak ifade etmem uygun olur. Kanal Yüz yüze sözlü iletişim. Mesaj Tamam. Teşekkür ederim. İyi uçuşlar. Kod Çözme Kabin amiri "Ben ne anlattım. O ne anladı." Algılama Kabin amiri "Ben kemer ışıklarını yakmasını ima ettim. O anlamadı. Sadece teşekkür etti. Tekrar söylemeliyim." Bu olayda Kaptan ve Kabin Amiri arasında geçen iletişimde en önemli konu; tarafların ortak “kod çözücü” kullanmamaları ve bu farklılığın farkında olmamaları. Ekip içi ve kurum içi iletişimde, iletişim sürecin her aşaması zaman zaman gözden geçirilerek akışın sorunsuz ilerlemesine katkı sağlayacak önlemler alınması gerekir. “İletişim Süreci” Duygusal Zekâ yetkinliklerinden özellikle öz bilinç ve öz yönetim konusunda çok önemlidir. Benzer şekilde insan faktörleri bileşenlerinden, liderlik, iletişim, gruplar ve takımlardaki etkileri konularında daha etkin olmayı sağlayacaktır.

  • Şirket Eğitimlerinde Kuşak Farklılıkları

    2021-2022-2023 Yıllarında "Eğiticinin Eğitimi" eğitimi verdiğimiz 320 kişiye eğitim esnasında "Katıldığınız kurumsal eğitimler esnasında KUŞAK FARKLILIKLARI deneyimleriniz konusunda görüşlerinizi yazar mısınız?" diye sorduk. Verilen cevapları hiç yorum yapmadan tasnif ederek paylaşmak isterim. Lütfen görüşlerinizi sizler de yazar mısınız? Empati ve Anlayış: Katılımcılar, kuşak farklılıklarının empati yeteneği üzerinde etkisi olduğunu belirtmişlerdir. Eğiticinin öğrencinin bakış açısını anlayabilmesi ve öğrenciyi doğru şekilde değerlendirebilmesi için empati yapmasının gerekliliği vurgulanmıştır. Bu noktada iyi bir eğiticinin öğrencinin perspektifinden olayları görebilmesinin önemi vurgulanmıştır. Bilgi Güncellemesi ve Tecrübe: Genç kuşakların daha ilgili ve güncel bilgiye açık olduğu görüşü dile getirilmiştir. Özellikle teknoloji ve değişen trendlere ayak uydurmanın genç kuşaklara avantaj sağladığı belirtilmiştir. Bununla birlikte, diğer kuşakların da uyum sağlayarak güncel bilgi ve tecrübelerini aktarmaları gerektiği vurgulanmıştır. Öğretim Metotları: Kuşak farklılıkları nedeniyle öğretim metotlarının değişebileceği ifade edilmiştir. Farklı kuşaklardan gelen öğrencilerin farklı öğrenme stilleri olduğu için, eğiticinin bu farklılıklara uygun metotlar kullanması gerektiği belirtilmiştir. Özellikle yeni teknolojilere ve dijital eğitime olan talep üzerinde durulmuştur. İletişim Sorunları: Kuşak farklılıklarının iletişimde sorunlara yol açabileceği görüşü dile getirilmiştir. Farklı kuşaklardan gelen öğrenciler arasında iletişim zorlukları yaşanabileceği, farklı jargon ve tabirlerin kullanıldığı durumlar olabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle iletişimin açık ve anlaşılır olması gerektiği vurgulanmıştır. Deneyim Aktarımı: Eski kuşaktan gelen öğretmenlerin deneyimlerini aktarmanın önemi vurgulanmıştır. Tecrübeli öğretmenlerin bu deneyimlerini genç kuşaklara aktarmasıyla bir denge sağlanabileceği ifade edilmiştir. Aynı zamanda genç kuşağın da yeni perspektifler ve teknoloji bilgisi ile katkı sağlayabileceği belirtilmiştir. Eğitim Yaklaşımı: Katılımcılar, kuşak farklılıklarının eğitim yaklaşımlarını etkileyebileceğini ifade etmiştir. Öğrenci ve öğretmen arasında yaşanan etkileşimin, eğitim metotlarına yansıyabileceği ve bu etkileşimin sağlıklı bir şekilde yönetilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kültürel ve Kişisel Farklılıklar: Kuşak farklılıkları yerine kültürel ve kişisel farklılıkların daha etkili olduğu düşüncesi dile getirilmiştir. Bu görüşe göre, iletişim ve öğretim sorunları daha çok kültürel ve kişisel farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Eğitici ve öğrenci arasında olumlu bir ilişki kurmanın, kuşak farkından ziyade bu farklılıklara dayandığı düşünülmüştür. Bireysel ve Özverili Yaklaşım: Eğiticilerin öğrenciye bireysel olarak yaklaşması ve öğrencinin özverili bir şekilde eğitimi benimsemesi gerektiği belirtilmiştir. Her öğrencinin farklı ihtiyaçları ve öğrenme tarzları olduğu için eğitimcinin bu farklılıkları dikkate alarak yaklaşması gerektiği ifade edilmiştir. Bu sınıflandırmalar, katılımcıların görüşlerini kuşak farklılıkları konusunda detaylı bir şekilde ele almaları üzerine yapılmıştır. Eğitim verenler için bu sınıflandırmalar, öğrenci gruplarını daha iyi anlamalarına ve onlara uygun eğitim yöntemleri geliştirmelerine yardımcı olabilir.

  • İletişimde Downgrader

    Downgrader, bir şeyi daha az önemli veya değerli göstermek için kullanılan bir sözcük veya ifadedir. Örneğin, "biraz", "sadece", "ufak" gibi sözcükler downgrader olarak kullanılabilir. Downgraderlar her kültürde kullanılır, ancak bazı kültürlerde daha fazla kullanılır. İngilizler bu sanatta ustalaşmışlardır ve iletişimleri genellikle bizi oldukça şaşırtır. 1982 yılında Endonezya üzerinde bir volkanik kül bulutunun içinden geçtikten sonra, British Airways pilotu Eric Moody'nin yaptığı anons buna bir örnektir: “Tekrar iyi akşamlar, bayanlar ve baylar. Ben Kaptan Eric Moody. Küçük bir sorunumuz var, dört motorumuz da durdu. Onları yeniden çalıştırmak için elimizden geleni yapıyoruz ve çok fazla sıkıntıda olmadığınızı umuyoruz. Kabin amiri lütfen kokpite gelsin.” Neyse ki, uçak kül bulutundan çıkacak kadar uçabildi ve motorlar yeniden çalıştırıldı, böylece uçak Jakarta'daki Halim Perdanakusuma Havalimanı'na güvenli bir şekilde iniş yapabildi. Moody'nin kaydedilen anonsu o zamandan beri klasik bir örnek olarak kullanılmaktadır. Downgraderlar, konuşmacının nezaketini veya mütevazılığını göstermek için kullanılabilir, ancak aynı zamanda konuşmacının sorumluluğunu veya riskini azaltmak için de kullanılabilir. Moody'nin anonsu, yolcuların paniklemesini önlemek ve onlara güven vermek için kullandığını gösteriyor. Ayrıca, uçuş ekibinin durumu kontrol altında tutmaya çalıştığını da belirtiyor. Downgraderlar farklı kültürlerde farklı şekillerde yorumlanabilir. Bazı kültürlerde samimi veya saygılı olarak algılanabilirken, bazı kültürlerde zayıf veya yetersiz olarak algılanabilir. Bu nedenle, kullanırken dikkatli olmak gerekir. Downgraderlar farklı kültürlerde farklı şekillerde kullanılır ve yorumlanır. İngiliz kültürü: İngilizler, nezaket, mütevazılık veya sorumluluktan kaçınmak için kullanırlar. Eleştiriyi yumuşatmak veya abartılı olmamak için kullanılır. Örneğin, "We have a small problem" (Küçük bir sorunumuz var) veya "I'm not quite sure" (Emin değilim) gibi ifadeler kullanılabilir. Amerikan kültürü: Amerikalılar, olumlu geri bildirimle birlikte kullanarak eleştiriyi yumuşatmaya çalışırlar. Bu, "sandviç yöntemi" olarak bilinir. Örneğin, "You did a great job on the presentation, but you need to work on your eye contact a little bit" (Sunumda harika bir iş çıkardın, ama göz teması üzerinde biraz çalışman gerekiyor) gibi bir ifade içerir. Japon kültürü: Japonlar, doğrudan reddetmekten veya eleştirmekten kaçınmak için kullanırlar. Konuşmacının saygısını veya empatisini göstermek için kullanılır. Örneğin, "Chotto muzukashii desu ne" (Biraz zor olacak) veya "Sukoshi matte kudasai" (Lütfen biraz bekleyin) gibi ifadeler. Türkçe'de de kullanılır. Bir şeyi daha az önemli veya değerli göstermek için kullanılan bir sözcük veya ifadedir. Türkçe'de kullanılan bazı sözcükler şunlardır: "biraz", "sadece", "ufak", "yaklaşık", "gibi" vb. Türkçe'de konuşmacının nezaketini, mütevazılığını veya saygısını göstermek için kullanılabilir. Örneğin, "Biraz yardım edebilir misiniz?" veya "Sadece bir dakika sürer" gibi ifadeler. Aynı zamanda konuşmacının sorumluluğunu veya riskini azaltmak için de kullanılabilir. Örneğin, "Ufak bir sorunumuz var" veya "Yaklaşık 10 dakika gecikeceğim" gibi ifadeler. Downgraderlar farklı kültürlerde farklı şekillerde yorumlanabilir. Bazı kültürlerde samimi veya saygılı olarak algılanabilirken, bazı kültürlerde zayıf veya yetersiz olarak algılanabilir. Bu nedenle, kullanırken dikkatli olmak gerekir. Ticari havayollarında, downgraderları çeşitli nedenlerle kullanabilirler. Bazı olası örnekler şunlardır: Pilotlar, yolcuları rahatlatmak veya paniklemelerini önlemek için downgraderları kullanabilirler. Örneğin, "Küçük bir türbülans yaşıyoruz, lütfen kemerlerinizi bağlayın" veya "Uçuşumuzda biraz gecikme olacak, anlayışınız için teşekkür ederiz" gibi ifadeler downgrader içerir. Pilotlar, uçuş ekibiyle iletişim kurarken downgraderları kullanabilirler. Örneğin, "Sadece bir dakika sürer" veya "Biraz yardım edebilir misiniz?" gibi ifadeler downgrader içerir. Pilotlar, hava trafik kontrolüyle iletişim kurarken downgraderları kullanabilirler. Örneğin, "Yaklaşık 10 dakika gecikeceğiz" veya "Biraz yakıt tasarrufu yapmamız gerekiyor" gibi ifadeler downgrader içerir. Pilotlar, yolculara uçuşla ilgili bilgi verirken kullanabilirler. Örneğin, "Uçuşumuzda biraz gecikme olacak, anlayışınız için teşekkür ederiz" veya "Küçük bir türbülans yaşıyoruz, lütfen kemerlerinizi bağlayın" gibi ifadeler. Havayolu şirketleri, reklam veya tanıtım yaparken kullanabilirler. Örneğin, "Sadece 99 TL'ye Avrupa'ya uçun" veya "Biraz eğlenmeye ne dersiniz?" gibi ifadeler. Hava trafik kontrolörleri, pilotlarla iletişimde kullanabilirler. Örneğin, "Yaklaşık 10 dakika beklemeniz gerekecek" veya "Biraz yakıt tasarrufu yapmanız iyi olur" gibi ifadeler. Bu stratejinin ticari havacılıkta kullanılmasının avantajları ve dezavantajları nelerdir? Avantajlar: Yolcuların güvenini artırmak ve paniklemelerini önlemek için kullanılabilir. Örneğin, uçakta bir sorun olduğunda, pilotlar yolculara durumu daha yumuşak bir şekilde anlatabilirler. Bu, yolcuların rahatlamasını ve pilotlara güvenmesini sağlayabilir. Uçuş ekibiyle ve hava trafik kontrolüyle iletişim kurarken nezaket ve saygı göstermek için kullanılabilir. Örneğin, pilotlar uçuş ekibinden ve/veya hava trafik kontrolünden yardım isteyebilir. Bu, işbirliğini ve koordinasyonu kolaylaştırabilir. Eleştiriyi veya geri bildirimi yumuşatmak için kullanılabilir. Örneğin, pilotlar uçuş performansları hakkında değerlendirme alabilir veya verilebilirler. Bu, öğrenmeyi ve gelişmeyi teşvik edebilir. Dezavantajlar: Gerçek durumu yansıtmamak veya önemsememek için kullanılabilir. Örneğin, pilotlar uçakta ciddi bir sorun olduğunu gizleyebilir veya küçümseyebilirler. Bu, güvenlik risklerini artırabilir ve zamanında müdahaleyi engelleyebilir. Farklı kültürlerde farklı şekillerde yorumlanabilir. Örneğin, pilotlar bazı kültürlerde bu samimi veya mütevazı olarak algılanabilirken, bazı kültürlerde bu zayıf veya yetersiz olarak algılanabilir. Bu, iletişimde anlaşılmazlık veya yanlış anlama yaratabilir. Sorumluluktan kaçınmak veya suçu başkasına atmak için kullanılabilir. Örneğin, uçuşta bir hata yaptıklarını inkâr edebilir veya başka bir faktöre bağlayabilirler. Bu, hesap verebilirliği azaltabilir ve güveni zedeleyebilir. Downgraderlar, kültürlerarası iletişimde önemli bir rol oynar. Farklı kültürlerde farklı şekillerde kullanılır ve yorumlanır. Olumsuz geri bildirimi yumuşatmak, nezaket göstermek, mütevazı olmak veya sorumluluktan kaçınmak için kullanılabilir. Ancak gerçek durumu yansıtmamak, önemsememek, zayıf veya yetersiz görünmek veya yanlış anlaşılmak gibi dezavantajlara da yol açabilir. Bu nedenle, kullanırken dikkatli olmak ve karşı tarafın kültürel bağlamını anlamak gerekir. Önerilen Yazı: Yumusatılmış Anlatım (Mitigated Speech)

  • Southwest Havayolları 1380 Sefer Sayılı Uçuşu

    Tarih 17 Nisan 2018 Saat 10.42 Uçak Tipi Boeing 737-700 Havayolu Southwest Havayolları Uçuş No. 1380 Kalkış Meydanı New York LaGuardia Havalimanı Varış Meydanı Dallas Love Field Yolcular 144 Mürettebat 5 Ölen Yaralanan 1 ölü, 8 yaralı Kaptan (PM) Tammie Jo Shults (56) – Emekli Askeri Pilot First Officer (PF) Darren Lee Ellisor (44) – Emekli Askeri Pilot Southwest Havayolları 1380 uçuşunu gerçekleştiren Boeing 737-700 uçağı kalkıştan bir süre sonra büyük bir gürültü ile sarsıldı. Motor kaporta kısmı paçalandı ve gövdeye, kanata zarar verdi, bir kabin penceresi parçalandı. Parçalanan pencereden bir yolcu dışarıya fırlayarak asılı kaldı. Kaptan acil iniş talep ederek Philadelphia Uluslararası Havalimanı'nı tercih etti. Dönüş başarıyla gerçekleştirildi. Camdan fırlayan yolcu içeriye çekilmesine rağmen kurtarılamadı. Sekiz yolcu hafif yaralandı. Uçak önemli ölçüde hasar gördü. Olay anını F/O Darren Lee Ellisor şöyle anlatıyor. “Büyük bir patlama oldu. Kokpitte bir sürü uyarı vardı. Uçağın her yeri şiddetle sarsılıyordu. Ciğerlerimdeki havanın çekildiğini hissediyordum. Anında kafa karışıklığı yarattı. Uçuş kariyerim boyunca hiç yaşamadığım bir şeydi. Dönüşü durdurmak için hemen levyeye asıldım. Sarsıntı öyle şiddetliydi ki hiçbir şeyi göremiyordum. Bulanık renkler görüyordum.” Kaptan uyarıyor “kontrol hala sende” “Tamam kanatlar düzeldi. Durum iyi görünüyor.” Kontrolü devralıyor. Ellisor kabinden bilgi almak için kabin ekibini aradı ama cevap verilmedi . “Arkada neler olduğunu bilmiyordum. Endişelenmeye başlamıştım. O kadar kaygılıydım ki arkada neler olduğunu görmek için kalkmaya hazırdım. O an kabinden aranarak “bir pencere açık ve pencereden sarkan biri var” bilgisini verdiler. O an her şey durdu. Duymaya hazır olamayacağınız bir şey bu. Kaptan ve ben bir birimize şaşkınlıkla ve inanamayarak baktık.” Hız azaltıldı ve yolcu çekerek içeri alındı. Flaplar 5 de sorguladım. 21.00 sorgulama hesap Kaptan: Flapları 5’e ayarla. (daha yüksek hızda uçulur) Kaptan hızın ona daha fazla kontrol sağlayacağını düşünüyor. F/O: Flaplar 5’de emin misin? 15 yapsak. Nasıl olsa biliyoruz. Kaptan: Gerek yok anlamında başını sağa sola sallıyor. F/O: Bunu sorguladım çünkü tek motor durumlarında 15 ile iniş yaparız. Kaptan: Flaplar 5 iken iniş hızını hesapla. F/O: 148, 160+20= 180 knot Kılavuzlarda flaplar 5 iken tek motorla inişle ilgili bir bilgi yok. - Uçağın kadın kaptan pilotunun (Amerikan Donanması’nın ilk kadın pilotlarından biri) müthiş bir serinkanlılık ve profesyonellikle gerçekleştirdiği acil iniş sonrası bir kez daha anlaşılmıştır ki, yeterli eğitim ve deneyime sahip erkek ya da kadın pilotlardan oluşan kokpit ekipleri, havadaki olası bir trajediyi cinsiyetten bağımsız biçimde önleyebilme becerisine sahiptirler. - Tıpkı kokpit ekibi gibi kabin ekibinin de benzer tüm durumlarda serinkanlı ve profesyonel davranması oldukça önemlidir. 1380 sefer sayılı Southwest uçağındaki 3 kabin görevlisinin de söz konusu kaza sırasında gerektiği gibi bir davranış sergilemeleri kabin içerisindeki kaos ve korku ortamının bir derece de olsa azaltılmasında kesinlikle olumlu rol oynamıştır. OODA Karar Verme Döngüsü OODA karar verme döngüsü, rekabetçi ve belirsiz ortamlarda karar vermek ve harekete geçmek için kullanılabilecek bir yöntemdir. Southwest 1380 olayında, pilotlar bu yöntemi bilinçli veya bilinçsiz olarak uygulamış olabilirler. Bu olayda OODA döngüsünü şöyle açıklayabiliriz: Gözlem: Pilotlar, sol motorda bir patlama olduğunu ve uçağın basınç kaybettiğini gözlemlediler. Ayrıca uçağın kontrolünü kaybettiklerini ve yükseklik kaybettiklerini fark ettiler. Bu gözlemler, uçağın göstergeleri, sesleri ve titreşimleri gibi çeşitli kaynaklardan geldi. Yönelim: Pilotlar, gözlemledikleri durumu kendi deneyimleri, eğitimleri, prosedürleri ve hedefleri doğrultusunda analiz ettiler ve yorumladılar. Uçağın acil bir iniş yapması gerektiğini, en yakın havaalanının Philadelphia olduğunu, uçağı stabilize etmek için motoru kapatmaları ve yakıtı boşaltmaları gerektiğini anladılar. Ayrıca yolcuların ve mürettebatın durumunu değerlendirdiler. Karar: Pilotlar, yönlendirme aşamasında elde ettikleri anlayışa dayanarak en uygun eylem planını belirlediler. Bu plan, uçağı Philadelphia Havaalanına güvenli bir şekilde indirmek için hangi manevraları yapacaklarını, hangi frekansları kullanacaklarını, hangi acil durum kodlarını vereceklerini içeriyordu. Pilotlar, birden fazla alternatifi karşılaştırdılar ve en etkili olanı seçtiler. Eylem: Pilotlar, belirledikleri eylem planını uyguladılar. Uçağı stabilize ettiler, motoru kapattılar, yakıtı boşalttılar, hava trafik kontrolü ile iletişim kurarak acil durum bildirdiler ve Philadelphia Havaalanına başarılı bir iniş gerçekleştirdiler. Eylemlerinin sonuçlarını izlediler ve değerlendirdiler. Eylemlerinin sonucunda yeni bilgiler ortaya çıkarsa, bu bilgileri yeni bir gözlem aşamasına taşıdılar. OODA döngüsünü kullanan pilotlar, uçağı güvenli bir şekilde indirmeyi başardılar. Bu sayede daha fazla can kaybının önüne geçtiler. OODA döngüsü sayesinde pilotlar daha hızlı, doğru ve etkili karar verdiler ve harekete geçtiler. Kaynak: Shults, T.J. (2019) Nerves of Steel, W Publishing Group, Nashville, Tennessee. https://www.denizkilicgedik.com/post/task-saturation-and-startle-reflex https://www.lojiport.com/southwest-ucus-1380-kazasindan-sonraki-dersler-cikarimlar-ve-oneriler-91657yy.htm

  • Uçuş Ekipleri İçin Psikolojik Güvenlik Neden Önemlidir?

    Uçuş Ekipleri İçin Psikolojik Güvenlik Neden Önemlidir? Uçuş Ekibi İçerisinde Bir Psikolojik Güvenlik Ortamı Oluşturmanın Yolları Nelerdir? Uçuş ekipleri, havacılık sektörünün en önemli unsurlarından biridir. Uçuş ekipleri, hem yolcuların hem de kendilerinin güvenliği ve konforu için yüksek sorumluluk taşırlar. Bu nedenle, uçuş ekiplerinin psikolojik durumları, uçuş sürecinin kalitesini ve sonucunu doğrudan etkileyebilir. Psikolojik güvenlik, bireylerin kendilerini ifade ederken veya farklı görüşleri dile getirirken olumsuz sonuçlarla karşılaşmayacaklarına dair inançlarıdır. Psikolojik güvenlik, özellikle takım çalışmasının önemli olduğu alanlarda, iş tatmini, motivasyon, öğrenme, yenilikçilik ve performans gibi pek çok olumlu sonuçla ilişkilendirilmiştir. Uçuş ekipleri için psikolojik güvenlik hem bireysel hem de takım düzeyinde önem taşımaktadır. Uçuş ekipleri, stresli, zorlu ve dinamik bir ortamda çalışmaktadırlar. Uçuş ekipleri, hem teknik hem de insan faktörleri açısından yüksek beceri ve bilgi gerektiren görevleri yerine getirmektedirler. Uçuş ekipleri, aynı zamanda farklı kültürlerden gelen yolcularla ve diğer paydaşlarla etkileşim halinde olmaktadırlar. Tüm bu faktörler, uçuş ekiplerinin psikolojik durumlarını etkileyebilir. Uçuş ekiplerinin psikolojik güvenliği, uçuş emniyeti ve performansı için hayati önem taşımaktadır. Psikolojik güvenlik sayesinde uçuş ekipleri: Kendilerini rahatça ifade edebilirler. Bu sayede potansiyel riskleri, hataları veya problemleri zamanında bildirebilirler. Ayrıca geribildirim alabilir ve verebilirler. Farklı görüşlere açık olabilirler. Bu sayede farklı bakış açılarından yararlanabilir ve daha iyi kararlar alabilirler. Yenilikçi ve yaratıcı olabilirler. Bu sayede sürekli gelişim gösterebilir ve yeni çözümler üretebilirler. Takım ruhu geliştirebilirler. Bu sayede iş birliği yapabilir ve birbirlerine destek olabilirler. Psikolojik güvenlik olmadığında uçuş ekipleri: Kendilerini ifade etmekten kaçınabilirler. Bu nedenle potansiyel riskleri, hataları veya problemleri gizleyebilir veya erteleyebilirler. Ayrıca geribildirim almaktan veya vermekten çekinebilirler. Farklı görüşlere kapalı olabilirler. Bu nedenle dar bir bakış açısıyla hareket edebilir ve yanlış kararlar alabilirler. Yenilikçi ve yaratıcı olamayabilirler. Bu nedenle rutine bağlı kalabilir ve yeni çözümler üretemeyebilirler. Takım ruhu geliştiremeyebilirler. Bu nedenle iş birliği yapamayabilir ve birbirlerine destek olamayabilirler. Uçuş ekiplerinin psikolojik güvenliğini sağlamanın yolları Uçuş ekiplerinin psikolojik güvenliğini sağlamak için hem bireysel hem de takım düzeyinde bazı adımlar atılabilir. Bu adımlar şunlardır: Uçuş ekiplerinin psikolojik durumlarını düzenli olarak değerlendirmek. Uçuş ekipleri, uçuş öncesi, sırası ve sonrasında psikolojik durumlarını kendileri veya profesyonel bir destekle değerlendirmelidirler. Bu sayede psikolojik sorunları erken teşhis edebilir ve gerekli önlemleri alabilirler. Uçuş ekiplerine psikolojik destek sağlamak. Uçuş ekipleri, psikolojik sorunları olduğunda veya olabileceğinde profesyonel bir destek alabilmelidirler. Bu destek, hem bireysel hem de grup terapisi şeklinde olabilir. Bu destek konusunda günümüzde oluşturulan akran destek programlarının önemli katkısı olmaktadır. Ayrıca uçuş ekiplerine psikolojik sağlık konusunda bilgilendirme ve eğitim verilmelidir. Uçuş ekiplerinin psikolojik güvenlik ortamını oluşturmak. Uçuş ekipleri, hem kendi aralarında hem de diğer paydaşlarla psikolojik güvenlik ortamını oluşturmalıdır. Psikolojik Güvenlik ortamında, uçuş ekipleri: Birbirlerine saygılı, dürüst ve açık olmalıdır. Birbirlerine güvenmeli ve güven vermeli, sorumluluk almalı ve vermelidir. Birbirlerini dinlemeli, anlamaya çalışmalı ve desteklemelidir. Birbirleriyle açık ve net iletişim kurmalı, fikir alışverişinde bulunmalı ve geribildirim paylaşmalıdır. Birbirleriyle iş birliği yapmalı, ortak hedeflere odaklanmalı ve takım ruhu geliştirmelidir. Sözün Özü.. Uçuş ekipleri için psikolojik güvenlik, uçuş emniyeti ve performansının temel unsurlarından biridir. Uçuş ekipleri, psikolojik güvenlik ortamını oluşturmak için hem bireysel hem de takım düzeyinde çaba göstermelidir. Uçuş ekipleri, psikolojik durumlarını düzenli olarak değerlendirmeli, psikolojik destek almalı veya vermeli, birbirleriyle saygılı, dürüst, açık, güvenilir, sorumlu, anlayışlı, destekleyici, iletişime açık, işbirlikçi ve takım ruh güçlü bir şekilde çalışmalıdır. Bu konuda destek olabilecek en önemli oluşumlardan biri de "akran destek" birimleridir. Bu sayede uçuş ekipleri hem kendilerinin hem de yolcuların güvenliği ve konforu için en iyi hizmeti verebilirler. Tüm bunları gerçekleştirebilmek için şirket kültürleri içerisine "Psikolojik Güvenlik" konu katılmalı ve uygulamalar takip edilmelidir.

  • Stresin Vücut Üzerindeki Etkileri

    Stres, kas-iskelet, solunum, kardiyovasküler, endokrin, sindirim, sinir ve üreme sistemleri dahil olmak üzere vücudun tüm sistemlerini etkiler. Vücudumuz, stresle başa çıkmak için küçük dozlarda donatılmış olsa da, stres uzun süreli veya kronik hale geldiğinde vücut üzerinde ciddi etkilere neden olabilir. Kas-İskelet Sistemi Vücut stres altındayken kaslar gerginleşir. Kas gerginliği, stresin neden olduğu bir refleks tepkisidir ve vücudun yaralanmalara ve ağrıya karşı koruma mekanizmasıdır. Ani başlayan stres durumunda, kaslar aynı anda sıkılır ve stres geçtiğinde gerginliklerini serbest bırakırlar. Kronik stres, vücuttaki kasların daha fazla veya daha az sürekli bir koruyucu durumda olmasına neden olur. Kaslar uzun süre gergin ve sıkı kaldığında, bu vücudun diğer tepkilerini tetikleyebilir ve hatta stresle ilişkili rahatsızlıkları teşvik edebilir. Örneğin, gerilim tipi baş ağrısı ve migren baş ağrısı, boyun ve başın bölgesindeki kronik kas gerginliği ile ilişkilidir. Kas-iskelet sistemi ağrıları, özellikle iş stresi ile ilişkilendirilmiş olup, bel ve üst ekstremite bölgelerinde sık görülür. Milyonlarca insan, kas-iskelet sistemi bozukluklarına bağlı olarak kronik ağrılı durumlar yaşar. Bu durumların kronik hale gelmesinde genellikle bir yaralanma rol oynar, ancak her zaman böyle olmayabilir. Yaralanan bir kişinin kronik ağrıya geçip geçmeyeceğini belirleyen şey, yaralanmaya nasıl tepki verdikleridir. Ağrıdan ve yeniden yaralanmaktan korkan ve yaralanmanın fiziksel nedenini ve tedavisini arayan bireyler, genellikle ılımlı düzeyde, doktor tarafından denetlenen aktiviteleri koruyan bireylerden daha kötü bir iyileşme süreci geçirir. Kas gerginliği ve sonunda vücudun kullanılmamasına bağlı olarak kas atrofisi, kronik, stresle ilişkili kas-iskelet durumlarını teşvik eder. Rahatlama teknikleri ve diğer stres giderici aktiviteler ve terapiler, kas gerginliğini etkili bir şekilde azaltmak, baş ağrısı gibi belirli stresle ilişkili rahatsızlıkların görülme sıklığını azaltmak ve iyi olma hissini artırmak için gösterilmiştir. Kronik ağrı durumları gelişen kişilerde, stres giderici aktivitelerin ruh hali ve günlük işlevi iyileştirmeye yardımcı olduğu gösterilmiştir. Solunum Sistemi Solunum sistemi, hücrelere oksijen sağlar ve vücuttan karbondioksit atık maddesini uzaklaştırır. Hava buruna girer, boğazdaki gırtlak aracılığıyla trakeaya iner ve bronşlar aracılığıyla akciğerlere geçer. Bronşiyoller daha sonra dolaşıma oksijeni kırmızı kan hücrelerine aktarır. Stres ve yoğun duygular, burun ile akciğerler arasındaki hava yolunu daraltarak solunum semptomlarına, örneğin nefes darlığına ve hızlı solunuma neden olabilir. Solunum yolu hastalığı olmayan kişiler için genellikle bir sorun olmasa da, psikolojik stres, astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH; amfizem ve kronik bronşit dahil) gibi önceden var olan solunum yolu hastalığı olan kişilerde solunum problemlerini kötüleştirebilir. Bazı çalışmalar, sevdiklerinin ölümü gibi akut stresin, aslında astım krizlerini tetikleyebileceğini göstermektedir. Ayrıca, stresin neden olduğu hızlı solunum veya hipernefroz, panik atak geçme eğiliminde olan kişilerde panik ataklara neden olabilir. Bir psikologla çalışarak rahatlama, nefes alma ve diğer bilişsel davranışçı stratejiler geliştirmek yardımcı olabilir. Kardiyovasküler Sistem Kalp ve kan damarları, vücut organlarına besin ve oksijen sağlayan kardiyovasküler sistemin iki bileşenini oluşturur. Bu iki bileşenin aktivitesi aynı zamanda vücudun stres tepkisinde de koordine edilir. Ani stres - anlık veya kısa süreli stres, örneğin son tarihleri karşılamak, trafikte sıkışmak veya ani bir kaza durumunda ani fren yapmak gibi durumlar - kalp atış hızında artışa ve kalp kasının daha güçlü kasılmasına neden olur. Stres hormonları - adrenalin, noradrenalin ve kortizol - bu etkilerin habercileri olarak görev yapar. Ayrıca büyük kaslara ve kalbe kan yönlendiren kan damarları genişler, böylece bu bölgelere pompalanan kan miktarı artar ve kan basıncı yükselir. Bu durum aynı zamanda savaş ya da kaç tepkisi olarak bilinir. Ani stres durumu geçtikten sonra, vücut normal durumuna döner. Kronik stres, uzun bir süre boyunca sürekli olarak deneyimlenen stres, kalp ve kan damarları için uzun vadeli sorunlara katkıda bulunabilir. Sürekli ve sürekli artan kalp atış hızı, yüksek düzeyde stres hormonları ve yüksek kan basıncı, vücut üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Bu uzun vadeli sürekli stres, hipertansiyon, kalp krizi veya felç riskini artırabilir. Tekrarlayan ani stres ve sürekli kronik stres, dolaşım sisteminde, özellikle koroner arterlerde, iltihaplanmaya katkıda bulunabilir ve bu da stresin kalp krizi ile ilişkilendirilmesi düşünülen bir yoludur. Ayrıca bir kişinin stresle nasıl başa çıktığı, kolesterol düzeylerini etkileyebilir. Stresle ilişkili kalp hastalığı riski kadınlarda, kadının premenopozal veya postmenopozal olup olmadığına bağlı olarak farklılık göstermektedir. Premenopozal kadınlardaki östrojen seviyeleri, kan damarlarının stres durumunda daha iyi tepki vermesine yardımcı olabileceği için onları stresle daha iyi başa çıkmaya ve kalp hastalığına karşı korumaya yardımcı olur. Postmenopozal kadınlar, östrojen kaybı nedeniyle bu koruma düzeyini kaybeder ve dolayısıyla kalp hastalığının stresin etkilerine karşı daha büyük risk altındadır. Endokrin Sistemi Stres algılandığında, beyin hipotalamus-hipofiz-böbrek üstü bezleri (HPA) eksenini devreye sokar; bu, endokrin stres tepkisinin temelini oluşturur. Bu süreç sonucunda, kortizol olarak da bilinen steroid hormonları olan glukokortikoidlerin üretimi artar ve bu hormonlar stres hormonu olarak adlandırılır. HPA Ekseni Stresli zamanlarda, beyin ve endokrin sistem arasında bağlantı sağlayan bir çekirdekler topluluğu olan hipotalamus, hipofiz bezi tarafından bir hormon üretilmesini sinyaller ve bu hormon böbrek üstü bezlerini harekete geçirerek kortizol üretimini arttırır. Kortizol, enerji kaynağının düzeyini artırarak karaciğerden glukoz ve yağ asitlerini harekete geçirerek enerji sağlar. Kortizol normalde gün boyunca değişen düzeylerde üretilir, genellikle uyanma sırasında yoğunlaşır ve gün boyunca yavaşça azalarak günlük enerji döngüsünü sağlar. Stresli bir olay sırasında kortizolün artması, uzun süreli veya yoğun zorluklarla başa çıkmak için gereken enerjiyi sağlayabilir. Stres ve Sağlık Kortizol dahil olmak üzere glukokortikoidler, bağışıklık sisteminin düzenlenmesi ve iltihabın azaltılmasında önemlidir. Bu, yaralanma sonucunda artan bağışıklık sistemi aktivasyonuna neden olabilecek stresli veya tehditkar durumlarda değerlidir. Ancak, kronik stres, bağışıklık sistemi ile HPA ekseninin iletişimini bozabilir. Bu bozulmuş iletişim, kronik yorgunluk, metabolik bozukluklar (örneğin diyabet, obezite), depresyon ve bağışıklık bozuklukları dahil olmak üzere çeşitli fiziksel ve ruhsal sağlık koşullarının gelişimine bağlanmıştır. Gastrointestinal Sistem Bağırsak, yüz milyonlarca sinir içeren ve oldukça bağımsız olarak işlev görebilen bir yapıya sahiptir ve sürekli olarak beyinle iletişim halindedir - bu, karın bölgesinde "kelebekler" hissedebilme yeteneğini açıklar. Stres, bu beyin-bağırsak iletişimini etkileyebilir ve ağrı, şişkinlik ve diğer karın rahatsızlıklarının daha kolay hissedilmesine neden olabilir. Bağırsak aynı zamanda milyonlarca bakteri tarafından yerleşim görmüştür, bu da bağırsak ve beyin sağlığını etkileyebilir, düşünme yeteneğini etkileyebilir ve duyguları etkileyebilir. Stres, bağırsak bakterilerinde değişikliklerle ilişkilidir ve bunlar da ruh hali üzerinde etkili olabilir. Bu nedenle, bağırsak sinirleri ve bakterileri, beyin üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir ve tersi de geçerlidir. Erken yaşam stresi, sinir sisteminin gelişimini ve vücudun stresle nasıl tepki verdiğini değiştirebilir. Bu değişiklikler daha sonraki bağırsak hastalıkları veya işlev bozuklukları için riski artırabilir. Yemek borusu Stres altında, bireyler genellikle normalden çok daha fazla veya çok az yemek yiyebilir. Farklı veya daha fazla yiyecek tüketimi veya alkol ve tütün kullanımında artış, mide yanması veya asit reflüsüne neden olabilir. Stres veya yorgunluk, düzenli olarak meydana gelen mide yanma ağrısının şiddetini de artırabilir. Şiddetli stresin tetiklediği yemek borusundaki spazmlar, kalp kriziyle karıştırılabilecek nadir bir durumdur. Stres aynı zamanda yiyeceklerin yutulmasını zorlaştırabilir veya yutulan hava miktarını artırabilir, bu da geğirme, gazlanma ve şişkinliği artırır. Mide Stres, ağrı, şişkinlik, bulantı ve diğer mide rahatsızlıklarının daha kolay hissedilmesine neden olabilir. Stres yeterince şiddetliyse kusma da meydana gelebilir. Ayrıca, stres iştahı gereksiz yere artırabilir veya azaltabilir. Sağlıksız diyetler, bunun sonucunda ruh halini bozabilir. Yaygın inanışın aksine, stres midedeki asit üretimini artırmaz veya mide ülserlerine neden olmaz. Ülserler aslında bakteriyel bir enfeksiyondan kaynaklanır. Stres altında, ülserler daha rahatsız edici hale gelebilir. Barsak Stres ayrıca barsaklardaki ağrı, şişkinlik veya rahatsızlığı daha kolay hissedilmesine neden olabilir. Stres, yiyeceğin vücutta ne kadar hızlı hareket ettiğini etkileyebilir, bu da ishale veya kabızlığa neden olabilir. Ayrıca, stres bağırsakta kas spazmlarına neden olabilir, bu da acı verici olabilir. Stres sindirimi etkileyebilir ve bağırsakların hangi besinleri emdiğini etkileyebilir. Besin emilimine bağlı olarak gaz üretimi artabilir. Bağırsaklar vücudu (çoğu) besin kaynaklı bakterilere karşı koruyan sıkı bir bariyere sahiptir. Stres, bağırsak bariyerini zayıflatabilir ve bağırsak bakterilerinin vücuda girmesine izin verebilir. Bu bakterilerin çoğu bağışıklık sistemi tarafından kolayca yok edilir ve bizi hasta etmez, ancak sürekli düşük düzeyde iltihabi bir tepkiye neden olabilir, bu da kronik hafif semptomlara yol açabilir. Stres özellikle iltihaplı barsak hastalığı veya irritabl bağırsak sendromu gibi kronik bağırsak rahatsızlıkları olan kişileri etkiler. Bunun nedeni, bağırsak sinirlerinin daha hassas olması, bağırsak mikrobiyotasında değişiklikler, yiyeceklerin bağırsaklardan ne kadar hızlı hareket ettiğinde değişiklikler ve/veya bağırsak bağışıklık tepkilerinde değişiklikler olabilir. Sinir Sistemi Sinir sistemi, merkezi bölümü içeren beyin ve omurilikten ve otonom ve somatik sinir sistemlerinden oluşan periferik bölümü içerir. Otonom sinir sistemi, stresin fiziksel tepkisinde doğrudan rol oynar ve sempatik sinir sistemi (SNS) ve parasempatik sinir sistemi (PNS) olarak ikiye ayrılır. Vücut stres altındayken, SNS, "savaş veya kaç" tepkisi olarak bilinen bir duruma katkıda bulunur. Vücut enerji kaynaklarını bir yaşam tehdidine karşı savaşmaya veya bir düşmandan kaçmaya yönlendirir. SNS, böbrek üstü bezlerine adrenalin (epinefrin) ve kortizol adı verilen hormonları salgılatır. Bu hormonlar, otonom sinirlerin doğrudan etkileriyle birlikte, kalbin daha hızlı atmasına, solunum hızının artmasına, kol ve bacaklardaki kan damarlarının genişlemesine, sindirim sürecinin değişmesine ve kana glukoz düzeylerinin (şeker enerjisi) acil durumla başa çıkmak için artmasına neden olur. SNS yanıtı oldukça ani bir tepkidir ve vücudu acil duruma veya kısa süreli streslere tepki vermeye hazırlar. Kriz sona erdikten sonra, vücut genellikle önceden acil durum öncesi, stres altında olmayan durumuna geri döner. Bu iyileşme, genellikle SNS'ye karşı genellikle zıt etkilere sahip olan PNS tarafından kolaylaştırılır. Ancak PNS'nin aşırı etkinliği de stres tepkilerine katkıda bulunabilir; örneğin, bronkokonstriksiyonu (astımda olduğu gibi) veya abartılı damar genişlemesini ve bozulmuş kan dolaşımını teşvik edebilir. Hem SNS hem de PNS, bağışıklık sistemi ile güçlü etkileşimlere sahiptir ve stres tepkilerini düzenleyebilir. Merkezi sinir sistemi, özellikle stres tepkilerini tetiklemede önemlidir, çünkü otonom sinir sistemini düzenler ve bağlamları potansiyel olarak tehdit olarak yorumlama konusunda merkezi bir rol oynar. Kronik stres, uzun bir süre boyunca sürekli olarak stres etkenlerine maruz kalma, vücut üzerinde uzun vadeli bir yorgunluğa neden olabilir. Otonom sinir sistemi sürekli olarak fiziksel tepkimelere yol açtıkça, vücut üzerinde aşınma ve yıpranmaya neden olur. Asıl sorun, kronik stresin sinir sistemi üzerinde yaptıkları değil, sürekli sinir sistemi aktivasyonunun diğer vücut sistemlerine yaptıklarıdır. Erkek Üreme Sistemi Erkek üreme sistemi sinir sistemi tarafından etkilenir. Sinir sisteminin parasempatik bölümü rahatlama, sempatik bölüm ise uyarılma sağlar. Erkek anatomisinde otonom sinir sistemi, aynı zamanda savaş veya kaç tepkisi olarak bilinen, testosteron üretir ve uyarılmayı sağlayan sempatik sinir sistemi etkinleştirir. Stres, vücudun adrenal bezleri tarafından üretilen kortizol hormonunun salınmasına neden olur. Kortizol, kan basıncı düzenlemesi ve kardiyovasküler, dolaşım ve erkek üreme sisteminin normal işleyişi de dahil olmak üzere çeşitli vücut sistemlerinin normal işleyişi için önemlidir. Fazla kortizol miktarı, erkek üreme sisteminin normal biyokimyasal işleyişini etkileyebilir. Cinsel istek Kronik stres, uzun bir süre boyunca sürekli olarak devam eden stres, testosteron üretimini etkileyerek cinsel istek ya da libido düşüşüne neden olabilir ve hatta erektil disfonksiyon veya iktidarsızlık yaşatabilir. Üreme Kronik stres, sperm üretimini ve olgunlaşmasını olumsuz etkileyebilir, bu da bebek sahibi olmaya çalışan çiftlerde zorluklara neden olabilir. Araştırmacılar, geçen yıl içinde iki veya daha fazla stresli yaşam olayı yaşayan erkeklerin, hiç stresli yaşam olayı yaşamayan erkeklere kıyasla daha düşük sperm motilitesine (yüzme yeteneği) ve normal morfolojiye (boyut ve şekil) sahip sperm yüzdesine sahip olduklarını bulmuşlardır. Üreme sistemi hastalıkları Stres bağışıklık sistemi üzerinde etkili olduğunda, vücut enfeksiyonlara karşı savunmasız hale gelebilir. Erkek anatomisinde, testisler, prostat bezi ve üretra enfeksiyonları, normal erkek üreme işlevini etkileyebilir. Kadın Üreme Sistemi Adet Döngüsü Stres, ergen kızlar ve kadınlar arasında adet döngüsünü birkaç şekilde etkileyebilir. Örneğin, yüksek stres seviyeleri, adet döngüsünün düzensiz veya yok olmasına, daha ağrılı adetlere ve döngülerin uzunluğunda değişikliklere neden olabilir. Cinsel İstek Kadınlar yaşamları boyunca kişisel, ailevi, mesleki, mali ve geniş bir yelpazede diğer talepleri dengelemek durumundadır. Stres, dikkat dağınıklığı, yorgunluk vb. cinsel isteği azaltabilir - özellikle kadınlar aynı anda küçük çocuklara veya diğer hasta aile üyelerine bakarken, kronik sağlık sorunlarıyla başa çıkarken, depresyon yaşarken, ilişki sorunları veya istismarla uğraşırken, iş sorunlarıyla uğraşırken vb. Hamilelik Stres, kadının üreme planları üzerinde önemli etkiye sahip olabilir. Stres, bir kadının hamile kalma yeteneğini, hamileliğinin sağlığını ve doğum sonrası uyumunu olumsuz yönde etkileyebilir. Depresyon, hamilelik ve doğum sonrası uyumunun önde gelen komplikasyonudur. Bu dönemde fazla stres, depresyon ve kaygı geliştirme olasılığını artırır. Annenin stresi, fetüs ve çocukluk gelişimini olumsuz etkileyebilir ve doğumdan sonraki hafta ve aylarda bebeğe bağlanmayı bozabilir. Premenstrüel Sendrom Stres, premenstrüel belirtileri daha kötü veya başa çıkmak daha zor hale getirebilir ve premenstrüel semptomlar birçok kadın için stresli olabilir. Bu semptomlar arasında karın ağrısı, sıvı tutma ve şişkinlik, olumsuz ruh hali (sinirli ve "mavi" hissetme) ve ruh hali değişiklikleri bulunur. Menopoz Menopoz yaklaştıkça, hormon seviyeleri hızla dalgalanır. Bu değişiklikler, anksiyete, ruh hali değişiklikleri ve sıkıntı hissiyle ilişkilidir. Dolayısıyla menopoz da kendi başına bir stresör olabilir. Menopozla ilişkili bazı fiziksel değişiklikler, özellikle sıcak basmaları, başa çıkmak zor olabilir. Ayrıca, duygusal sıkıntılar fiziksel semptomların daha kötü olmasına neden olabilir. Örneğin, daha anksiyete yaşayan kadınlar, daha fazla sıcak basması yaşayabilir veya sıcak basmaları daha şiddetli veya yoğun olabilir. Üreme Sistemi Hastalıkları Stres yüksek olduğunda, üreme hastalığı durumlarının semptomlarının kötüleşme olasılığı artar, örneğin herpes simpleks virüsü veya polikistik over sendromu. Üreme kanserlerinin tanısı ve tedavisi önemli stres yaratabilir, bu da ekstra dikkat ve destek gerektirir. Stres Yönetimi Stresin sağlık üzerindeki etkileri hakkında yapılan son keşifler sizi endişelendirmemelidir. Stres tepkilerini azaltmak için etkili stratejiler hakkında şimdi çok daha fazla şey biliyoruz. Bu faydalı stratejiler şunları içerir: Sağlıklı bir sosyal destek ağına sahip olmakDüzenli fiziksel egzersiz yapmakHer gece yeterli miktarda uyku almak Bu yaklaşımlar, fiziksel ve zihinsel sağlık için önemli faydalar sağlar ve sağlıklı bir yaşam tarzı için temel taşları oluşturur. Ekstra desteğe ihtiyacınız varsa veya aşırı veya kronik stres yaşıyorsanız, lisanslı bir psikolog, günlük yaşamınızı etkileyen zorlukları ve stres faktörlerini belirlemenize ve genel fiziksel ve zihinsel sağlığınızı iyileştirmeye yardımcı olacak yöntemler bulmanıza yardımcı olabilir. https://www.apa.org/topics/stress/body Stresi Azaltmak Stresi azaltmak, genel sağlığınızı korumak için önemlidir. İşte stresi yönetmenize ve azaltmanıza yardımcı olacak etkili stratejiler: Stres Kaynaklarını Belirleyin: Hayatınızdaki stres kaynaklarını tanıyın. Neyin stres yarattığını bilmek, hedefe yönelik çözümler geliştirmenize yardımcı olacaktır. Zaman Yönetimi: Görevleri planlayın ve önceliklendirin, böylece bunalmış hissetmekten kaçının. Görevleri daha küçük, yönetilebilir adımlara bölebilirsiniz. Farkındalık ve Meditasyon Uygulayın: Zihninizi sakinleştirmek ve stresi azaltmak için meditasyon veya derin nefes egzersizleri gibi farkındalık uygulamalarına katılın. Fiziksel Aktiviteye Devam Edin: Düzenli egzersiz, stresi hafifletmek ve ruh halinizi iyileştirmek için harika bir yoldur. Yürüyüş, yoga veya dans gibi hoşlandığınız bir aktiviteyi tercih edin. Yeterli Uyku Alın: Her gece 7-9 saat kaliteli uyku almayı hedefleyin, böylece vücudunuz stresle başa çıkmak için dinlenir. Sağlıklı Beslenme: Dengeli bir diyetle beslenin, bol miktarda meyve, sebze ve tam tahıl tüketin. Kafein ve alkol alımını sınırlayın, çünkü stresi artırabilirler. Medya Tüketimini Sınırlandırın: Haberlerden ve sosyal medyadan ara verin, çünkü aşırı negatif bilgiye maruz kalmak stresi artırabilir. Sosyal Destek: Arkadaşlarınız ve ailenizle vakit geçirin veya sevdiklerinizden destek isteyin, stresli hissettiğinizde. Sınırlar Belirleyin: Kendinizi çok fazla yükün altında hissederseniz, zaten bunalmışken ek yüklerden kaçınmayı öğrenin. Rahatlama Tekniklerini Uygulayın: Okuma, banyo yapma veya doğada zaman geçirme gibi sizi rahatlatacak aktivitelere katılın. Profesyonel Yardım Arayın: Stres aşırı veya sürekli hale gelirse, terapist veya danışmandan destek almayı düşünün; size rehberlik ve başa çıkma stratejileri sunabilirler. Gülme ve Mizah: Hayatınıza mizah katın. Gülmek, stres hormonlarını azaltabilir ve ruh halinizi yükseltebilir. Unutmayın, herkes farklıdır, bu yüzden sizin için en iyi çalışan teknikleri denemek önemlidir. Kendinize sabırlı olun ve yeni alışkanlıklar geliştirmek için zaman tanıyın. Stresi azaltmaya yönelik tutarlı çabalar, genel sağlığınızı iyileştirir ve yaşam kalitenizi artırır.

  • Kontrol Her Zaman Sende mi?

    Havacılıkta Duygusal Zekâ Sayfasına Dön Etki, İlgi, Denetimsiz (Kontrol Dışı) Alan Hayatımızda birçok farklı durumla karşılaşırız ve bu durumlar bizi olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilir. Bu durumları üç ana alanda ele alabiliriz: Etki Alanı, İlgi Alanı ve Kontrol Dışı Alan. Bu alanlar, sonuçları belirleyen nedenleri değiştirme gücüne sahip olduğumuz veya olmadığımız farklı alanları ifade eder. Her bir alanda, proaktif veya reaktif bir tavır sergilemek arasındaki fark, durumların sonucunu ve etkisini büyük ölçüde değiştirebilir. Etki Alanı Etki alanı, sonuçları belirleyen nedenleri değiştirme gücüne sahip olduğumuz alandır. Bu alanda, kendi davranışlarımızı, tutumlarımızı, kararlarımızı veya ilişkilerimizi kontrol edebiliriz. Bu alanda proaktif bir tavır sergileyerek, durumun farkına varabilir, değiştirmek için alternatifler belirleyebilir, en uygununu seçip hareket edebiliriz. Böylece hem kendimizi hem de çevremizi olumlu yönde etkileyebiliriz. Reaktif Tavır: Bağırmak, söylenmek, birilerini suçlamak, kendiyle ilgili mazeret üretmek, bir kurtarıcı beklemek. Örneğin, bir öğrenci ders çalışma süresini artırarak veya bir sporcu antrenman programını değiştirerek etki alanında proaktif bir tavır sergileyebilir. Ancak bu alanda reaktif bir tavır sergileyerek, bağırabilir, söylenebilir, birilerini suçlayabilir, kendiyle ilgili mazeret üretebilir veya bir kurtarıcı bekleyebiliriz. Böylece hem kendimizi hem de çevremizi olumsuz yönde etkileyebiliriz. Örneğin, bir öğrenci ders çalışmamak için öğretmenini suçlayarak veya bir sporcu antrenman yapmamak için sağlık sorunlarını bahane ederek etki alanında reaktif bir tavır sergileyebilir. Örnekler Proaktif Tavır : Bir pilot, bir uçuş öncesinde hava raporunu dikkatlice inceler ve hava durumu şartlarının zorlu olacağını fark eder. Bunun üzerine alternatif rotalar ve havaalanları hakkında bilgi edinir ve uçuş planını değiştirerek daha güvenli bir rotayı tercih eder. Bu şekilde, olumsuz hava koşullarının risklerini minimize eder ve uçuşun başarılı bir şekilde gerçekleşmesini sağlar. Bir pilot, bir havaalanına iniş yapmadan önce hava koşullarını ve iniş pistinin durumunu değerlendirir. Olumsuz hava koşullarında veya zorlu pist şartlarında bir iniş gerekiyorsa, alternatif bir havaalanına yönlendirme kararı alabilir veya daha güvenli bir zamanda iniş yapmak için bekleme kararı verebilir. Reaktif Tavır: Bir pilot, bir uçuş öncesinde hava raporunu dikkatlice inceler ve hava durumu şartlarının zorlu olacağını fark eder, zorlu hava koşullarıyla karşılaştığında sinirlenir ve hava trafik kontrolörünü veya hava durumunu suçlar. Bu reaktif tavır, sorunun çözümüne katkıda bulunmaz ve stres düzeyini artırabilir. Bir pilot, hava trafik kontrolöründen alınan talimatları anlamadığında veya bir yanlış anlaşılma olduğunda sinirlenebilir veya kızabilir. Bu durumda bağırmak veya suçlamak, olumsuz bir reaktif tavır olabilir ve iş birliğini olumsuz yönde etkileyebilir. İlgi Alanı İlgi alanı, sonuçları belirleyen nedenleri değiştirme gücüne dolaylı olarak sahip olduğumuz alandır. Bu alanda, kendi davranışlarımız, tutumlarımız, kararlarımız veya ilişkilerimiz durumu direkt etkileyerek kontrol edemez. Ancak başkalarının davranışlarını, tutumlarını, kararlarını veya ilişkilerini etkileyebiliriz. Bu alanda proaktif bir tavır sergileyerek, durumun farkına varabilir, değiştirmek için alternatifler belirleyebilir, en uygununu seçip ikna etmek için hareket edebiliriz. Böylece hem kendimizi hem de çevremizi olumlu yönde etkileyebiliriz. Reaktif Tavır: Bağırmak, söylenmek, birilerini suçlamak, kendiyle ilgili mazeret üretmek, bir kurtarıcı beklemek. Örneğin, bir öğrenci okulun müfredatını değiştirmek için talepte bulunarak veya bir sporcu yeni teknikler öğrenmek için öneride bulunarak ilgi alanında proaktif bir tavır sergileyebilir. Ancak bu alanda reaktif bir tavır sergileyerek, bağırabilir, söylenebilir, birilerini suçlayabilir, kendiyle ilgili mazeret üretebilir veya bir kurtarıcı bekleyebilir. Böylece hem kendimizi hem de çevremizi olumsuz yönde etkileyebiliriz. Örneğin, bir öğrenci okulun müfredatından şikayet ederek veya bir sporcu yeni teknikleri reddederek ilgi alanında reaktif bir tavır sergileyebilir. Örnekler Proaktif Tavır: Bir pilot, bir uçuş öncesinde hava trafik kontrolörleri ve havayolu operasyon ekipleriyle iletişim kurarak potansiyel hava trafiği yoğunluğu hakkında bilgi alır ve rotasını bu bilgilere göre ayarlar. Böylece, hava trafiği engellemesini azaltmaya yönelik önlemler alır ve olası gecikmeleri önlemeye çalışır. Bir pilot, uçuş ekipleri ve hava trafik kontrolörleriyle etkili bir iletişim kurar, uçuş planını açıklar ve işbirliği içinde potansiyel hava trafiği yoğunluğunu azaltmaya yönelik tedbirler alır. Böylece, uçuşun daha verimli ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkıda bulunur. Reaktif Tavır: Bir pilot, beklenmedik bir hava trafiği engellemesi veya acil bir durumla karşılaştığında, bu duruma öfkelenerek veya streslenerek tepki verebilir. Ancak kendi kontrolü dışında gerçekleşen bu tür durumlarda reaktif bir tavır sergilemek, sorunu çözmez ve stres seviyesini artırabilir. Bir pilot, hava trafiği yoğunlaştığında sinirlenir ve stres altında hatalı kararlar verebilir. Bu reaktif tavır, iletişimi olumsuz etkileyebilir ve işbirliğini zorlaştırabilir. Kontrol Dışı Alan Kontrol dışı alan, sonuçları belirleyen nedenleri değiştirebilme gücüne sahip olmadığımız alandır. Bu alanda, kendi davranışlarımız, tutumlarımız, kararlarımız veya ilişkilerimiz durumu direkt etkileyerek kontrol edemez. Ayrıca başkalarının davranışlarını, tutumlarını, kararlarını veya ilişkilerini de etkileyemeyiz. Bu alanda proaktif bir tavır sergileyerek, durumun farkına varabilir ve bu durumun performansımızı olumsuz etkilemesini engelleyebilecek tedbirler alabiliriz. Böylece hem kendimizi hem de çevremizi olumlu yönde etkileyebiliriz. Reaktif Tavır: Bağırmak, söylenmek, birilerini suçlamak, kendiyle ilgili mazeret üretmek, bir kurtarıcı beklemek. Örneğin, bir öğrenci hava durumuna göre giyinebilir veya bir sporcu sakatlık riskine karşı önlem alabilir. Ancak bu alanda bazıları reaktif bir tavır sergileyerek, bağırabilir, söylenebilir, birilerini suçlayabilir, kendiyle ilgili mazeret üretebilir veya bir kurtarıcı bekleyebiliriz. Böylece hem kendimizi hem de çevremizi olumsuz yönde etkileyebiliriz. Örneğin, bir öğrenci hava durumundan yakınarak veya bir sporcu sakatlık riskini görmezden gelerek kontrol dışı alanda reaktif bir tavır sergileyebilir. Örnekler Proaktif Tavır: Bir pilot, kötü hava koşullarına veya hava trafiğine neden olan bir doğal afet veya hava durumu olayı gibi kontrol dışı faktörlerle karşılaştığında, uçuş planını ve rotayı buna göre ayarlayarak etkilerini en aza indirmeye çalışabilir. Bir pilot, uçuş sırasında beklenmedik bir teknik arıza ile karşılaştığında hızla acil durum prosedürlerini uygular ve gereken önlemleri alır. Böylece, güvenliği korumak için elinden geleni yapar ve olumsuz sonuçları en aza indirir. Reaktif Tavır: Bir pilot, beklenmedik bir motor arızası veya diğer acil durumlarla karşılaştığında, bu durumu çözmek için mevcut bilgi ve deneyimlerini kullanarak reaktif bir tavır sergileyebilir. Bir pilot, uçuş sırasında beklenmedik bir teknik arıza ile karşılaştığında, panikleyerek veya suçlayarak tepki verebilir. Bu tür reaktif tepkiler, olayları daha da karmaşıklaştırabilir ve güvenliği tehlikeye atabilir. Bu yaklaşımda; Etki Alanında; yetki, sorumluluk ve beceriler çerçevesinde elinden gelenin en iyisini yapmak, İlgi Alanında; durum ile ilgili bilginin, önerilerin ilgili kişi ya da makama aktarılması, duruma uygun olarak gerektiğinde hatırlatma yapılması ve kararın, bilgilendirmenin beklenmesi, Kontrol Dışı Alanda; etki ve/veya ilgi alanında olmayan durumlardan olumsuz etkilenmemek için etki ve/veya ilgi alanında yer alan tedbirlerin alınması gerekir. Bunlar uygulanırken kişinin ilgi alanı ve kontrol dışı alanda karşılaştıklarından olumsuz etkilenmemesi, etki alanında yapabileceklerine odaklanması gerekmektedir. Diğer Örnekler Bir Kabin Amiri; Etki alanı içinde hizmet becerisi, hizmet standartlarını uygulama yetkinliği, yöneticilerine davranış biçimi veya yolculara yardım etmesi olabilir. Bu alanlarda kabin amiri, sonuçları belirleyen nedenleri değiştirebilir. Örneğin, hizmet becerisini geliştirmek için eğitim alabilir, hizmet standartlarını uygulama yetkinliğini artırmak için pratik yapabilir, yöneticilerine davranış biçimini iyileştirmek için iletişim kurabilir veya yolculara yardım etmek için girişimde bulunabilir. Bu şekilde kabin amiri proaktif bir tavır sergileyebilir. Ancak kabin amiri, bu alanlarda bağırmak, söylenmek, birilerini suçlamak, kendiyle ilgili mazeret üretmek veya bir kurtarıcı beklemek gibi reaktif bir tavır sergilerse, sonuçları değiştiremez ve performansını düşürebilir. İlgi alanı içinde uçtuğu rotalar, uyguladığı hizmet standartları, yöneticileriyle olan ilişkileri veya yolcuların memnuniyeti olabilir. Bu alanlarda kabin amiri, sonuçları belirleyen nedenleri dolaylı olarak değiştirebilir. Örneğin, uçtuğu rotaları değiştirmek için talepte bulunabilir, uyguladığı hizmet standartlarını geliştirmek için öneride bulunabilir, yöneticileriyle olan ilişkilerini iyileştirmek için işbirliği yapabilir veya yolcuların memnuniyetini artırmak için geri bildirim alabilir. Bu şekilde kabin amiri proaktif bir tavır sergileyebilir. Ancak kabin amiri, bu alanlarda bağırmak, söylenmek, birilerini suçlamak, kendiyle ilgili mazeret üretmek veya bir kurtarıcı beklemek gibi reaktif bir tavır sergilerse, sonuçları değiştiremez ve performansını düşürebilir. Kontrol dışı alanı içinde hava durumu, uçuş rotasının belirlenmesi, yöneticilerinin seçimi veya yolcuların sayısı olabilir. Bu alanlarda kabin amiri, sonuçları belirleyen nedenleri değiştiremez. Örneğin, hava durumunu kontrol edemez, uçuş rotasını belirleyemez, yöneticilerini seçemez veya yolcuların sayısını ayarlayamaz. Bu durumlarda kabin amiri proaktif bir tavır sergileyerek durumun farkına varabilir ve bu durumun performansını olumsuz etkilemesini engelleyebilir. Örneğin, hava durumuna göre önlem alabilir, uçuş rotasına uygun hazırlık yapabilir, yöneticileriyle uyumlu çalışabilir veya yolcuların sayısına göre hizmet verebilir. Ancak kabin amiri, bu alanlarda bağırmak, söylenmek, birilerini suçlamak, kendiyle ilgili mazeret üretmek veya bir kurtarıcı beklemek gibi reaktif bir tavır sergilerse, sonuçları değiştiremez ve performansını düşürebilir. Bir Uçak Bakım Teknisyen Etki alanı içinde bakım becerisi, araçları kullanma yetkinliği, işverenine davranış biçimi veya uçaklara onarım yapması olabilir. Bu alanlarda uçak bakım teknisyeni, sonuçları belirleyen nedenleri değiştirebilir. Örneğin, bakım becerisini geliştirmek için eğitim alabilir, araçları kullanma yetkinliğini artırmak için pratik yapabilir, işverenine davranış biçimini iyileştirmek için iletişim kurabilir veya uçaklara onarım yapmak için girişimde bulunabilir. Bu şekilde uçak bakım teknisyeni proaktif bir tavır sergileyebilir. Ancak uçak bakım teknisyeni, bu alanlarda bağırmak, söylenmek, birilerini suçlamak, kendiyle ilgili mazeret üretmek veya bir kurtarıcı beklemek gibi reaktif bir tavır sergilerse, sonuçları değiştiremez ve performansını düşürebilir. İlgi alanı içinde bakım yaptığı uçaklar, kullandığı araçlar, işvereniyle olan ilişkileri veya uçuş emniyeti olabilir. Bu alanlarda uçak bakım teknisyeni, sonuçları belirleyen nedenleri dolaylı olarak değiştirebilir. Örneğin, bakım yaptığı uçakları değiştirmek için talepte bulunabilir, kullandığı araçları geliştirmek için öneride bulunabilir, işvereniyle olan ilişkilerini iyileştirmek için işbirliği yapabilir veya uçuş emniyetini artırmak için geri bildirim alabilir. Bu şekilde uçak bakım teknisyeni proaktif bir tavır sergileyebilir. Ancak uçak bakım teknisyeni, bu alanlarda bağırmak, söylenmek, birilerini suçlamak, kendiyle ilgili mazeret üretmek veya bir kurtarıcı beklemek gibi reaktif bir tavır sergilerse, sonuçları değiştiremez ve performansını düşürebilir. Kontrol dışı alanı içinde hava durumu, uçuş rotalarının belirlenmesi, işvereninin seçimi veya uçuş sayısı olabilir. Bu alanlarda uçak bakım teknisyeni, sonuçları belirleyen nedenleri değiştiremez. Örneğin, hava durumunu kontrol edemez, uçuş rotasını belirleyemez, işverenini seçemez (işten ayrılmayı düşünmediği sürece) veya uçuş sayısını ayarlayamaz. Bu durumlarda uçak bakım teknisyeni proaktif bir tavır sergileyerek durumun farkına varabilir ve bu durumun performansını olumsuz etkilemesini engelleyecek tedbirler alabilir. Örneğin, hava durumuna göre önlem alabilir, uçuş rotasına uygun hazırlık yapabilir, işvereniyle uyumlu çalışabilir veya uçuş sayısına göre onarım verebilir. Ancak uçak bakım teknisyeni, bu alanlarda bağırmak, söylenmek, birilerini suçlamak, kendiyle ilgili mazeret üretmek veya bir kurtarıcı beklemek gibi reaktif bir tavır sergilerse, sonuçları değiştiremez ve performansını düşürebilir. Bir Hava Trafik Kontrolörü Etki alanı içinde iletişim becerisi, ekipmanları kullanma yetkinliği, iş arkadaşlarına davranış biçimi veya uçuşlara yönlendirme yapması olabilir. Bu alanlarda hava trafik kontrolörü, sonuçları belirleyen nedenleri değiştirebilir. Örneğin, iletişim becerisini geliştirmek için eğitim alabilir, ekipmanları kullanma yetkinliğini artırmak için pratik yapabilir, iş arkadaşlarına davranış biçimini iyileştirmek için iletişim kurabilir veya uçuşlara yönlendirme yapmak için girişimde bulunabilir. Bu şekilde hava trafik kontrolörü proaktif bir tavır sergileyebilir. Ancak hava trafik kontrolörü, bu alanlarda bağırmak, söylenmek, birilerini suçlamak, kendiyle ilgili mazeret üretmek veya bir kurtarıcı beklemek gibi reaktif bir tavır sergilerse, sonuçları değiştiremez ve performansını düşürebilir. İlgi alanı içinde kontrol ettiği hava sahası, kullandığı ekipmanlar, iş arkadaşlarıyla olan ilişkileri veya uçuş emniyeti olabilir. Bu alanlarda hava trafik kontrolörü, sonuçları belirleyen nedenleri dolaylı olarak değiştirebilir. Örneğin, kontrol ettiği hava sahasını değiştirmek için talepte bulunabilir, kullandığı ekipmanları geliştirmek için öneride bulunabilir, iş arkadaşlarıyla olan ilişkilerini iyileştirmek için işbirliği yapabilir veya uçuş emniyetini artırmak için geri bildirim alabilir. Bu şekilde hava trafik kontrolörü proaktif bir tavır sergileyebilir. Ancak hava trafik kontrolörü, bu alanlarda bağırmak, söylenmek, birilerini suçlamak, kendiyle ilgili mazeret üretmek veya bir kurtarıcı beklemek gibi reaktif bir tavır sergilerse, sonuçları değiştiremez ve performansını düşürebilir. Kontrol dışı alanı içinde hava durumu, uçuş rotalarının belirlenmesi, iş arkadaşlarının seçimi veya uçuş sayısı olabilir. Bu alanlarda hava trafik kontrolörü, sonuçları belirleyen nedenleri değiştiremez. Örneğin, hava durumunu kontrol edemez, uçuş rotalarını belirleyemez, iş arkadaşlarını seçemez veya uçuş sayısını ayarlayamaz. Bu durumlarda hava trafik kontrolörü proaktif bir tavır sergileyerek durumun farkına varabilir ve bu durumun performansını olumsuz etkilemesini engelleyebilir. Örneğin, hava durumuna göre önlem alabilir, uçuş rotalarına uygun hazırlık yapabilir, iş arkadaşlarıyla uyumlu çalışabilir veya uçuş sayısına göre yönlendirme yapabilir. Ancak hava trafik kontrolörü, bu alanlarda bağırmak, söylenmek, birilerini suçlamak, kendiyle ilgili mazeret üretmek veya bir kurtarıcı beklemek gibi reaktif bir tavır sergilerse, sonuçları değiştiremez ve performansını düşürebilir. Örnek Olay: İniş Anında Yaşananlar Proaktif Tutum: Etki Alanında: Mevcut durumu gözden geçirmek, yakıt miktarının bekleme için yeterli olmayacağının tespiti, İkinci pilota yedek meydan için hazırlık yapmasını söylemek. İlgi Alanında: Yakıt miktarı bekleme süresi için yeterli değil ve yakın mesafede yedek meydan varsa şirket harekât merkezine kararın açıklanması. Ve onay almak Etki Alanında: Gelişmelerle ilgili kabini ve yolcuları bilgilendirmek. Kontrol Dışı Alanda: Yedek meydanın hava trafiği ve hava şartları nedeniyle bu talebi kabul etmemesi Etki Alanında Kritik yakıt miktarı nedeniyle emercensi (acil durum) ilan ediyoruz. Mayday, mayday, mayday. Gerekli hazırlıkların yapılarak uygulanması. Reaktif tutum, bizi ve etrafımızdakileri gerer, stres yaratır. Kontrol Dışı Alanda: Bıktım bu havaalanlarının yoğunluğundan, bu hep bana denk geliyor. İnsanı mesleğin soğutuyor bu durumlar. Yetti artık (söylenme, tepki verme) İlgi Alanında: Yedek meydan için neden izin almak zorundayım. Şimdi cevap almak zaman kaybına sebep olacak.. varsa şirket harekât merkezine kararın açıklanması. Ve onay almak Etki, İlgi, Kontrol Dışı Alanlarda gösterilecek reaktif ya da proaktif tavır, öz bilinç ve öz denetim konusunda önemli etkisi vardır. Seçim kişinin kendisinde. reaktif mi davranacağım proaktif mi? Kaynak: Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı – Stephen R. Covey, Varlık Yayınları. Orada Neler Oluyor? Kokpitten Yaşam Manzaraları, B. Okkalıoğlu, H2O Yayıncılık, İstanbul 2020. (Örnek Olay)

  • Sokratik Sorular ve Yetişkin Eğitimi

    Sokratik sorular, eleştirel düşünmeyi teşvik eden ve karmaşık konuları anlamayı kolaylaştıran bir yöntemdir. Yetişkin eğitiminde, Sokratik sorular, öğrencilerin öğrenmelerine rehberlik etmek, katılımlarını artırmak ve yaratıcılıklarını geliştirmek için kullanılabilir. Sokratik sorular, açık uçlu, açıklayıcı ve derinlemesine sorulardır. Sokratik sorular, bir konuyu veya problemi farklı yönlerden ve amaçlarla sorgulamak için kullanılabilir. Sokratik sorular, bir fikri veya düşünceyi ortaya çıkarmak, varsayımları, nedenleri, kanıtları, bakış açılarını, sonuçları ve sorunun kendisini incelemek için kullanılabilir. Sokratik soruların adı, Antik Yunan filozofu ve öğretmeni Sokrates’ten gelir. Sokrates, öğrencilerine cevap vermek yerine sorular sorarak öğretirdi. Sokrates’in bu yöntemi, öğrencilerin kendi cevaplarını bulmalarını ve düşüncelerinin geçerliliğini sınamalarını sağlardı. Sokrates’in bu yöntemi, öğrencilerinin yazılarında kaydedilmiştir. Özellikle Platon’un diyalogları, Sokratik sorgulamanın en iyi örnekleridir. Sokratik Soruların 6 Çeşidi Açıklama Soruları: Bu sorular, karşıdakinin ne söylediğini veya ne anlama geldiğini netleştirmek için kullanılır. Varsayım Soruları: Bu sorular, karşıdakinin farkında olmadan yaptığı veya kabul ettiği varsayımları ortaya çıkarmak ve alternatif varsayımlar önermek için kullanılır. Araştırma: Bu sorular, karşıdakinin iddialarını destekleyen örnekler, benzetmeler, nedenler ve kanıtları ortaya koymasını sağlamak için kullanılır. Bakış Açısı ve Perspektif Soruları: Bu sorular, karşıdakinin bakış açısının alternatiflerini, avantajlarını, dezavantajlarını, güçlü ve zayıf yanlarını değerlendirmesini sağlamak için kullanılır. Çıkarım ve sonuçları sorgulayan sorular: Bu sorular, karşıdakinin iddia veya varsayımının genelleştirmelerini, sonuçlarını ve ima ettiklerini ortaya koymasını sağlamak için kullanılır. Soruyu sorgulayan sorular: Bu sorular, karşıdakinin sorunun amacını, anlamını ve önemini değerlendirmesini sağlamak için kullanılır. Sokratik Soruların Örnekleri Açıklama Soruları Neden öyle söylüyorsunuz? Ne demek istiyorsun...? Bunun bizim tartışmamızla nasıl bir ilgisi var? Sizce asıl mesele nedir? Bu noktayı daha da genişletebilir misiniz? Varsayım Soruları ​Birisi neden bu varsayımı yapar? Bunun yerine ne varsayabiliriz? Bu varsayımı nasıl doğrulayabilir veya reddedebilirsiniz? Araştırma Soruları Örnek ne olabilir? Sizce nelere sebep olur...? Neden…? Başka hangi bilgilere ihtiyacımız var? Hangi mantıkla bu sonuca vardın? Bu kanıttan şüphe etmek için bir sebep var mı? Etki ve Sonuç Soruları Hangi genellemeleri yapabilirsiniz? Bu varsayımın sonuçları nelerdir? Ne ima ediyorsun? ...nasıl etkiler...? Daha önce öğrendiklerimizle nasıl bağlantılı? Bakış Açısı ve Perspektif Soruları Alternatif ne olabilir? Ona bakmanın başka bir yolu nedir? Diğer insan grupları nasıl tepki verirdi ve neden? İnanan biri ne düşünebilir? Neden gerekli veya faydalı olduğunu ve kime faydası olduğunu açıklar mısınız? Neden en iyisi? ...'nin güçlü ve zayıf yönleri nelerdir? Nasıl... ve ...benzer? ... için bir karşı argüman nedir? Soruyu Sorgulayan Sorular Bu soru ne için önemli? Bu sorunun amacı neydi? Bu soruyu neden sordum sanıyorsun? Ne anlama geliyor? ...günlük yaşam için nasıl geçerlidir? Sokratik Soruların Özellikleri: Sistematik ve disiplinlidir: Sokratik sorular rastgele veya amaçsız değil, belirli bir mantık ve hedef doğrultusunda sorulur. Açık uçlu ve düşündürücüdür: Sokratik sorular evet-hayır gibi basit cevaplar istemez. Karşıdakinden kendi düşüncelerini ifade etmesini bekler. Derinlemesine ve kapsamlıdır: Sokratik sorular yüzeysel veya dar değil, derin veya geniş bir şekilde konuyu veya problemi inceler. Farklı yönlerden ve amaçlarla sorgular: Sokratik sorular bir konuyu veya problemi farklı açılardan ve amaçlarla sorgular. Örneğin, bir konuyu veya problemi anlamak, açıklamak, değerlendirmek, analiz etmek, karşılaştırmak, çözmek gibi amaçlarla sorgulayabilir. Sokratik Soruların Yetişkin Eğitiminde Kullanılması: * Bir konuyu veya problemi anlamak için: Yetişkin eğitiminde, bir konuyu veya problemi anlamak için Sokratik sorular kullanılabilir. Örneğin: Bir hukuk dersinde, eğitmen bir öğrenciye belirli bir dava ile ilgili gerçekleri özetlemesini ister. Sonra öğrenciye mahkemenin kararına katılıp katılmadığını ve nedenini sorar. Bu şekilde, öğrenci davayı daha derinlemesine düşünür ve kendi görüşünü savunur. Pilot Eğitimlerinde Sınıf eğitimi: Bir eğitmen, pilot adaylarına uçuş dinamiği ile ilgili bir konuyu anlatır. Konuyu daha iyi anlamalarını sağlamak için Sokratik sorular sorar. Örneğin: Uçağın kaldırma kuvveti nedir? Kaldırma kuvvetini etkileyen faktörler nelerdir? Kaldırma kuvvetini artırmak veya azaltmak için ne yapılmalıdır? Kaldırma kuvvetinin uçuş performansına etkisi nedir? Simülatör eğitimi: Bir eğitmen, pilot adaylarını bir uçuş senaryosu ile karşı karşıya bırakır. Senaryoyu daha iyi anlamalarını sağlamak için Sokratik sorular sorar. Örneğin: Uçuşun amacı nedir? Uçuşun başlangıç ve bitiş noktaları nelerdir? Uçuş sırasında hangi hava koşullarıyla karşılaşılabilir? Uçuş sırasında hangi uçuş kuralları ve prosedürleri geçerlidir? Bir konuyu veya problemi açıklamak için: Yetişkin eğitiminde, bir konuyu veya problemi açıklamak için Sokratik sorular kullanılabilir. Örneğin: Bir sosyal hizmet dersinde, eğitmen öğrencilere belirli bir nüfusta madde bağımlılığı ile ilgili bir makale okutur. Bir öğrenciden makalenin özetini vermesini ister. Sonra öğrenciye makaledeki ana fikri, varsayımları, kanıtları ve sonuçları sorar. Bu şekilde, öğrenci makaleyi daha iyi anlar ve değerlendirir. Pilot Eğitimlerinde Sınıf eğitimi: Bir eğitmen, pilot adaylarına uçuş planlaması ile ilgili bir konuyu anlatır. Konuyu daha iyi açıklamalarını sağlamak için Sokratik sorular sorar. Örneğin: Uçuş planlaması neden önemlidir? Uçuş planlaması nasıl yapılır? Uçuş planlamasında hangi bilgiler kullanılır? Uçuş planlamasında hangi kaynaklardan yararlanılır? Uçuş planlamasında hangi zorluklarla karşılaşılabilir? Simülatör eğitimi: Bir eğitmen, pilot adaylarını bir acil durum senaryosu ile karşı karşıya bırakır. Senaryoyu daha iyi açıklamalarını sağlamak için Sokratik sorular sorar. Örneğin: Acil durumun nedeni nedir? Acil durumun belirtileri nelerdir? Acil durumda ne yapılmalıdır? Acil durumda hangi sistemler ve kontroller kullanılır? Acil durumda hangi iletişim ve bildirim prosedürleri izlenir? Bir konuyu veya problemi değerlendirmek için: Yetişkin eğitiminde, bir konuyu veya problemi değerlendirmek için Sokratik sorular kullanılabilir. Örneğin: Bir psikoterapi dersinde, eğitmen bir öğrenciyi rol yapmaya davet eder. Öğrenciyi depresyon yaşayan bir müşteriyi canlandırmasını ister. Eğitmen de terapist rolünü üstlenir. Eğitmen, öğrencinin zararlı veya irrasyonel düşüncelerini tanımlamasına ve değiştirmesine yardımcı olmak için Sokratik sorular sorar. Bu şekilde, öğrenci düşüncelerinin mantığını ve kanıtlarını sorgular ve alternatif düşünceler bulur. Pilot Eğitimlerinde Sınıf eğitimi: Bir eğitmen, pilot adaylarına uçuş güvenliği ile ilgili bir konuyu anlatır. Konuyu daha iyi değerlendirmelerini sağlamak için Sokratik sorular sorar. Örneğin: Uçuş güvenliği nedir? Uçuş güvenliği neden önemlidir? Uçuş güvenliği nasıl sağlanır? Uçuş güvenliği ile ilgili hangi riskler vardır? Uçuş güvenliği ile ilgili hangi önlemler alınabilir? Simülatör eğitimi: Bir eğitmen, pilot adaylarının bir uçuş senaryosunu tamamlamalarını izler. Senaryoyu daha iyi değerlendirmelerini sağlamak için Sokratik sorular sorar. Örneğin: Uçuş performansınız nasıldı? Uçuştaki başarılarınız ve eksiklikleriniz nelerdi? Uçarken hangi becerileri kullandınız veya geliştirdiniz? Uçarken hangi hataları yaptınız veya kaçındınız? Uçarken nasıl hissettiniz? Uçuş performansınızı nasıl iyileştirebilirsiniz? Özetle Sokratik Sorular Pilotların Sınıf ve Simülatör Eğitimlerinde Kullanımı; Sınıf eğitimi : Pilotların sınıf eğitiminde, Sokratik sorular kullanılarak teorik bilgilerin pekiştirilmesi, uçuş kurallarının ve prosedürlerinin anlaşılması, uçuş güvenliği ile ilgili konuların tartışılması sağlanabilir. Örneğin: Bir eğitmen, pilot adaylarına bir uçuş planı ile ilgili sorular sorabilir. Pilot adaylarından uçuş planının neden gerekli olduğunu, nasıl hazırlandığını, hangi bilgileri içerdiğini, hangi kaynaklardan yararlanıldığını, hangi durumlarda değiştirilebileceğini açıklamalarını ister. Bu şekilde, pilot adayları uçuş planının önemini ve işlevini kavrarlar. Simülatör eğitimi : Pilotların simülatör eğitiminde, Sokratik sorular kullanılarak pratik becerilerin geliştirilmesi, uçuş senaryolarının analiz edilmesi, uçuş performansının değerlendirilmesi sağlanabilir. Örneğin: Bir eğitmen, pilot adaylarını bir acil durum senaryosu ile karşı karşıya bırakır. Pilot adaylarından acil durumun nedenini, belirtilerini, çözüm yollarını ve sonuçlarını sorar. Bu şekilde, pilot adayları acil durum yönetimi becerilerini geliştirirler. Yetişkin Eğitiminde Sokratik Soruları Kullanmanın Avantajları ve Dezavantajları: Avantajları: Sokratik sorular, öğrencilerin eleştirel düşünmelerini, kendi cevaplarını bulmalarını ve düşüncelerinin geçerliliğini sınamalarını sağlar. Örneğin: Bir eğitmen, pilot adaylarına uçuş güvenliği ile ilgili bir konuyu anlatırken, onlara uçuş güvenliği ile ilgili varsayımlarını, nedenlerini, kanıtlarını ve sonuçlarını sorarak, onların kendi görüşlerini savunmalarını ve geliştirmelerini sağlayabilir. Sokratik sorular, öğrencilerin farklı bakış açılarına açık olmalarını, alternatifler aramalarını ve yeni fikirler üretmelerini teşvik eder. Örneğin: Bir eğitmen, pilot adaylarını bir acil durum senaryosu ile karşı karşıya bırakırken, onlara acil durumun başka bir çözüm yolu olup olmadığını, başka bir bakış açısı ne olabileceğini, acil durumun farklı durumlarda nasıl değişebileceğini sorarak, onların yaratıcılıklarını geliştirmesine yardımcı olabilir. Sokratik sorular, öğrencilerin öğrenmelerine rehberlik etmek, katılımlarını artırmak ve performanslarını değerlendirmek için kullanılabilir. Örneğin: Bir eğitmen, pilot adaylarına bir uçuş senaryosu ile ilgili sorular sorarak, onların senaryoyu daha iyi anlamalarına, açıklamalarına ve değerlendirmelerine rehberlik edebilir. Ayrıca, pilot adaylarının sorularına cevap vererek veya onlara sorular sormaya davet ederek, onların eğitime aktif olarak katılmalarını sağlayabilir. Son olarak, pilot adaylarının uçuş performanslarını izleyerek veya onlara geri bildirim vererek, onların performanslarını değerlendirebilir. Dezavantajları: Sokratik sorular, öğrencilerin yanlış veya eksik bilgilere sahip olmalarına veya kafa karışıklığı yaşamalarına neden olabilir. Örneğin: Bir eğitmen, pilot adaylarına uçuş dinamiği ile ilgili bir konuyu anlatırken, onlara çok zor veya karmaşık sorular sorarsa, onların konuyu anlamalarını zorlaştırabilir veya yanlış anlamalarına yol açabilir. Sokratik sorular, öğrencilerin rahatsız veya savunmacı hissetmelerine veya eğitmene güven kaybetmelerine neden olabilir. Örneğin: Bir eğitmen, pilot adaylarına uçuş planlaması ile ilgili bir konuyu anlatırken, onlara çok sık veya çok fazla soru sorarsa, onların rahatsız hissetmelerine veya eğitmene baskıcı bulmalarına neden olabilir. Sokratik sorular, öğrencilerin zaman kaybetmelerine veya dikkat dağıtmalarına neden olabilir. Örneğin: Bir eğitmen, pilot adaylarının bir uçuş senaryosunu tamamlamalarını izlerken, onlara çok uzun veya çok genel sorular sorarsa, onların zaman kaybetmelerine veya dikkat dağıtmalarına neden olabilir. Sokratik Soruların Yetişkin Eğitiminde Kullanılmasında Karşılaşılabilecek Zorluklar Öğrencilerin motivasyonunu, ilgisini veya katılımını kaybetmeleri. Örneğin: Bir eğitmen, pilot adaylarına uçuş dinamiği ile ilgili çok fazla veya çok zor soru sorarsa, onların motivasyonunu, ilgisini veya katılımını kaybetmelerine neden olabilir. Öğrenciler, soruları anlamakta veya cevaplamakta zorlanabilir, sıkılabilir veya yorulabilirler. Öğrencilerin yanlış anlaşılmaya, çatışmaya veya direnç göstermeye neden olmaları. Örneğin: Bir eğitmen, pilot adaylarına uçuş planlaması ile ilgili bir konuyu anlatırken, onların varsayımlarını, inançlarını veya tutumlarını sorgulayan sorular sorarsa, onların yanlış anlaşılmaya, çatışmaya veya direnç göstermeye neden olabilir. Öğrenciler, eğitmene karşı güvensizlik, kızgınlık veya saldırganlık duyabilirler. Öğrencilerin zaman kaybetmeleri veya dikkat dağıtmaları. Örneğin: Bir eğitmen, pilot adaylarının bir uçuş senaryosunu tamamlamalarını izlerken, onlara çok uzun veya çok genel sorular sorarsa, onların zaman kaybetmelerine veya dikkat dağıtmalarına neden olabilir. Öğrenciler, soruların amacını veya önemini anlamayabilir, konudan sapabilir veya başka şeylerle ilgilenebilirler. Bu 3 Ana Zorluğu Giderebilmek İçin Şu Çözüm Yolları Kullanılabilir: Öğrencilerin motivasyonunu, ilgisini ve katılımını korumak için: Soruları öğrencilerin seviyesine, ihtiyaçlarına ve hedeflerine uygun olarak seçmek veya tasarlamak. Soruları öğrencilerin ilgi alanlarına, deneyimlerine ve örneklerine bağlamak. Soruları öğrencilerin merakını uyandıracak, düşündürecek ve heyecanlandıracak şekilde formüle etmek. Soruları öğrencilere yeterli zaman vererek, sabırla ve saygıyla sormak. Sorulara gelen cevapları takdir etmek, geri bildirim vermek ve teşvik etmek. Öğrencilerin yanlış anlaşılmaya, çatışmaya veya direnç göstermeye neden olmamak için: Soruların amacını ve faydasını öğrencilere açıklamak. Soruları öğrencilere karşı değil, onlarla birlikte çalışmak için bir araç olarak sunmak. Soruları öğrencilere saygılı, nazik ve yapıcı bir şekilde sormak. Soruların kişisel değil, konuya odaklı olduğunu belirtmek. Sorulardan rahatsız olan veya cevaplamak istemeyen öğrencilere baskı yapmamak. Öğrencilerin zaman kaybetmelerini veya dikkat dağıtmalarını önlemek için: Soruları kısa, net ve spesifik olarak formüle etmek. Soruları konuyla ilgili, önemli ve anlamlı olarak seçmek veya tasarlamak. Soruları öğrencilerin hedeflerine, beklentilerine ve geri bildirimlerine uygun olarak ayarlamak veya değiştirmek. Soruları öğrencilerin dikkatini çekecek, ilgilerini sürdürecek ve odaklanmalarını sağlayacak şekilde sormak. Sözün Özü; Sokratik sorular, yetişkin eğitiminde etkili bir yöntemdir. Öğrencilerin bağımsız ve yüksek seviyede düşünmelerini sağlar. Öğrencilerin kendi cevaplarını bulmalarına yardımcı olur. Öğrencilerin farklı bakış açılarına açık olmalarını teşvik eder. Öğrencilerin yeni fikirler üretmelerine ve yenilikçi çözümler bulmalarına yardımcı olur. Yetişkin eğitiminde Sokratik sorular kullanmak isteyenler, bu yöntemin kurallarına, tekniklerine ve ipuçlarına dikkat etmelidirler. Böylece, eğitimi daha geliştirici, canlandırıcı ve verimli hale getirebilirler.

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn
  • Instagram
  • YouTube

©2021, Anahtar Eğitim

bottom of page