top of page

Arama Sonuçları

Boş arama ile 751 sonuç bulundu

  • Akran Desteğinde Empati: Güçlü Bağlar ve Sağlam Destek için Rehber

    Havacılık sektörü, doğası gereği yüksek stres ve zorlu çalışma koşullarıyla bilinir. Bu zorlu ortam, çalışanların ruhsal sağlığı ve refahı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bu nedenle, havacılık çalışanları arasında destekleyici bir kültür oluşturmak hayati önem taşır. Akran desteği, bu amaca hizmet eden güçlü bir araçtır ve temelinde empati yatar. Empati, bireyin karşısındaki kişinin duygularını ve deneyimlerini anlama ve bu anlayışı uygun bir biçimde ifade etme yeteneğidir. Havacılık sektöründe empati, çalışanların birbirine daha etkili destek olmasını sağlayarak olumlu bir çalışma ortamı yaratır. Empati: Daniel Goleman'ın Üçlü Yaklaşımı Havacılıkta akran destek programlarında empatiyi etkili bir şekilde kullanabilmek için Daniel Goleman'ın bilişsel empati, duygusal empati ve şefkatli empati yaklaşımları rehber edinilebilir. Bilişsel Empati:  Destek verilen bireyin bakış açısını anlama ve ne düşündüğünü anlamlandırma yeteneğidir. Örneğin, bir pilotun simülatör sınavı stresi gibi mesleki zorluklarına odaklanarak onun bakış açısını anlamaya çalışmak bilişsel empatiye örnektir. Duygusal Empati:  Destek alan bireyin duygularını hissedebilme ve onun duygusal durumuna uyum sağlayabilme yeteneğidir. Bir meslektaşının üzgün olduğunda bunu anlayarak "Bu sürecin senin için ne kadar zor olduğunu hissedebiliyorum." gibi ifadelerle destek sunmak duygusal empatiye örnektir. Şefkatli Empati:  Bilişsel ve duygusal empatinin ötesine geçerek harekete geçme ve bireye somut bir şekilde yardımcı olma yeteneğidir. Destek alan bireyi uygun profesyonel yardım kaynaklarına yönlendirmek veya sorunu çözmek için bir strateji oluşturmak şefkatli empatiye örnektir. Empati Becerilerini Geliştirmek İçin Yapılması Gerekenler Eğitim ve Farkındalık Artırma: Akran destek gönüllülerine aktif dinleme, yargılamadan anlama ve duyguları yansıtma gibi konularda eğitimler verilmelidir. Ruh sağlığı ve empati farkındalığını artırmak için tüm çalışanları kapsayan etkinlikler düzenlenmelidir. Aktif Dinleme: Karşıdaki kişiyi kesmeden ve dikkatle dinlemek esastır. Duyguları ve ihtiyaçları anlamak için açık uçlu sorular sorulmalıdır. Duygusal Destek Sağlama: Konuşma sırasında bireyin kendisini rahat ve güvende hissetmesini sağlamak iyi gelebilir. Geri Bildirim Alma ve Verme: Akran destek gönüllüleri, empati becerilerini geliştirmek için aldıkları geri bildirimleri dikkate almalıdır. Kendi empati becerilerini düzenli olarak değerlendirerek gelişim hedefleri belirlemelidirler. Empati Konusunda Dikkat Edilmesi Gerekenler Önyargılardan Kaçınma: Karşıdaki kişinin deneyimlerini ve duygularını eleştirmeden kabul etmek önemlidir. Farklı kültürlerdeki ifade biçimlerini anlamaya özen gösterilmelidir. Gizlilik ve Güven: Destek sürecinde paylaşılan bilgilerin gizliliği korunmalıdır. Empati sürecinde karşıdaki kişiyle güvene dayalı bir bağ kurulmalıdır. Empati Yorgunluğu: Akran destek gönüllüleri, kendi ruhsal sağlıklarını korumak için sınırlar koymalı ve gerekirse profesyonel destek almalıdır. Sonuç Empati, akran desteğinin temel taşıdır ve havacılık sektöründe çalışanların ruh sağlığı ve refahı için vazgeçilmezdir. Doğru eğitim, farkındalık ve profesyonel sınırlar çerçevesinde empati becerilerinin geliştirilmesi, çalışanlar arasında güçlü bağlar oluşturarak etkili bir destek sistemi yaratılmasına katkı sağlar.

  • Beklenmeyeni Karşılama: Yetkinlik Gelişiminin Önemi

    Havacılık operasyonlarında bir sonraki teknik ve/veya operasyonel arızanın ne şekilde ortaya çıkacağını öngörmek imkânsızdır. Ayrıca, karşılaşılabilecek tüm arızalar için eğitim vermek, bu arızaların sayısız kombinasyonu göz önüne alındığında, pratik olarak mümkün değildir. Bu nedenle, operasyonel emniyeti artırmanın ve beklenmedik durumlarda başarı şansını yükseltmenin en etkili yollarından biri " Yetkinliklerin Geliştirilmesi" dir. Yetkinlikler, bir bireyin belirli bir alanda sergilediği davranışlar bütünüdür. Bu davranışlar, bireyin o alandaki performansını ve harekete geçme kabiliyetini tanımlar. Havacılık sektöründe, teknik olmayan beceriler olarak bilinen yetkinlikler, sadece bireysel başarıyı değil, aynı zamanda ekip performansını ve operasyonel güvenliği de doğrudan etkiler. Teknik Olmayan Beceriler: Yetkinliklere Dayalı Eğitim Havacılıkta yetkinlik temelli eğitim modelleri, aşağıdaki gibi teknik olmayan becerileri geliştirmeye odaklanır: Liderlik ve Ekip Çalışması : Kokpit mürettebatının etkili bir şekilde iş birliği yapabilmesi ve karar süreçlerini paylaşabilmesi. İletişim : Kritik bilgilerin açık, doğru ve zamanında aktarılması. Problem Çözme ve Karar Verme : Beklenmeyen durumlarda hızlı ve doğru kararlar alınması. İş Yükü Yönetimi : Kokpit içerisinde görevlerin önceliklendirilmesi, dengeli dağılımı ve etkili zaman yönetimi. Durumsal Farkındalık : Operasyonel ortamın ve mevcut koşulların sürekli değerlendirilerek doğru kararların alınmasına rehberlik edilmesi. Bu beceriler, CRM (Ekip Kaynak Yönetimi) kursları aracılığıyla öğretilebilir. Ancak, bu yetkinliklerin ne kadar etkili olduğu ve gerçek operasyonel durumlarda ne ölçüde geliştirildiği, yalnızca bir uçuş simülatöründe  doğru bir şekilde ölçülebilir ve değerlendirilebilir. Competency Based Training (CBT) bunu sağlamak amacıyla oluşturulan bir modeldir. Uçuş Simülatörlerinin Rolü Uçuş simülatörleri, ilk bakışta tamamen teknik bir gerçekliği yansıtan araçlar olarak görünse de, doğru şekilde kullanıldığında, teknik olmayan becerilerin değerlendirilmesi ve geliştirilmesi için eşsiz bir araçtır. Simülatörler, ekip davranışlarının ve bireysel yetkinliklerin detaylı bir şekilde gözlemlenmesine olanak tanır. Bu süreçte aşağıdaki avantajlar elde edilir: Davranış Gözlemi : Pilotların liderlik, iletişim ve ekip çalışması becerileri doğrudan incelenebilir. Geri Bildirim ve Gelişim : Katılımcılara, gerçek zamanlı geri bildirim sağlanarak güçlü yönleri pekiştirilebilir ve geliştirilmesi gereken alanlara odaklanılabilir. Stres ve Kriz Yönetimi : Beklenmedik durum senaryolarında verilen tepkiler analiz edilerek bireylerin stres altındaki performansı değerlendirilebilir. Uçuş simülatörleri, teknik becerilerin ötesine geçerek bir profesyonelin operasyonel ortamda sergilemesi gereken tüm yetkinlik setini anlamak ve geliştirmek için bir öğrenme ve gelişim platformu  sunar. Sonuç: Yetkinlikler ile Güvenli ve Başarılı Operasyonlar Havacılık operasyonlarında başarının anahtarı, sadece teknik bilgi ve becerilerde değil, aynı zamanda etkili liderlik, ekip çalışması, iletişim ve karar verme yetkinliklerinde saklıdır. Bu nedenle, eğitim ve değerlendirme süreçlerinde yetkinlik temelli yaklaşımlar benimsenmeli ve uçuş simülatörleri bu sürecin ayrılmaz bir parçası olarak kullanılmalıdır. Bu yaklaşım, hem bireysel hem de ekip performansını artırırken, operasyonel güvenliğin temel taşlarından biri olarak hizmet eder.

  • Dinlenmek İçin Sadece Uyku yeterli mi?

    Dinlenmenin Hediyeleri Çoğunlukla dinlenme denince akla ilk gelen şey uzun ve kesintisiz uykular oluyor. Ancak gerçek şu ki, sadece uyku yeterli değil! Vücudumuzun ve ruhumuzun gerçek anlamda yenilenebilmesi için farklı türlerde dinlenmeye ihtiyacı var. Dr. Saundra Dalton-Smith'in araştırmalarına göre, tam olarak 7 farklı dinlenme türü bulunuyor ve uyku bunlardan sadece bir tanesinin parçası. Bu yüzden, gelin bu 7 dinlenme türünü yakından inceleyelim ve hangilerinde eksik kaldığınızı keşfedelim: 1. Fiziksel Dinlenme: Fiziksel dinlenme, bedenimizin hareketten ve günlük stresteki yükten kurtulması anlamına gelir. Bu dinlenme türü, ikiye ayrılır: Pasif Dinlenme:  Uyku ve şekerlemeler bu kategoriye girer. Her gece 7-8 saat uyumayı hedefleyin ve gün içinde ihtiyaç duyduğunuzda kısa şekerlemeler yapın. Aktif Dinlenme:  Yoga, esneme hareketleri, masaj ve hafif tempolu yürüyüşler gibi aktiviteler kaslarınızın gevşemesine ve kan dolaşımınızın hızlanmasına yardımcı olur. 2. Zihinsel Dinlenme: Gün boyunca kesintisiz düşüncelerle meşgul olan zihnimiz, netlik kazanmak için ara vermeye ihtiyaç duyar. Zihinsel dinlenme, meditasyon, düşüncelerimizi yazma ya da basit bir şekilde düşüncelerimizi durdurmaya çalışmayı içerir. Zihninizi susturmak ve dinginleştirmek için şunları deneyebilirsiniz: Dikkat Dağıtıcıları Ortadan Kaldırın:  Telefon, bilgisayar ve televizyon gibi dikkat dağıtıcı unsurlardan uzaklaşarak kendinize sessiz bir ortam yaratın. Meditasyon Yapın:  Günde sadece 10 dakika meditasyon yapmak bile zihninizi sakinleştirmenize ve odaklanmanızı artırmanıza yardımcı olabilir. Rahatlatıcı Müzikler Dinleyin:  Klasik müzik, doğa sesleri veya enstrümantal müzikler zihninizi dinlendirmek için idealdir. 3. Duygusal Dinlenme: Başkalarını memnun etme çabası ya da duygusal yüklerden kurtulma ihtiyacı, duygusal dinlenmeyi zorunlu kılar. Kendimizi ifade edebilmek ve duygularımızı şeffaf bir şekilde yaşayabilmek bu tür dinlenmeyi destekler. Duygusal dinlenmek için şunları yapabilirsiniz: Kendinizi Başkalarıyla Karşılaştırmaktan Kaçının:  Sosyal medya ve çevrenizdeki insanların başarıları ile kendinizi kıyaslamak yerine, kendi yolculuğunuza odaklanın. Duygularınızı İfade Edin:  Güvendiğiniz bir arkadaşınızla, aile üyenizle veya bir terapistle duygularınızı paylaşmak size iyi gelecektir. Toksik İlişkilerden Uzaklaşın:  Sizi sürekli olarak aşağı çeken veya enerjinizi tüketen insanlarla aranıza mesafe koyun. 4. Manevi Dinlenme: Hayattan keyif alamama, amaçsızlık hissi ve motivasyon eksikliği manevi dinlenmeye ihtiyaç duyduğunuzun işaretleri olabilir. Maneviyatınızı beslemek için: Şükran Pratiği Yapın:  Her gün sahip olduğunuz şeyler için şükretmek, pozitif düşünmenize ve hayatınıza anlam katmanıza yardımcı olur. Gönüllü Çalışmalara Katılın:  Başkalarına yardım etmek, kendinizi daha iyi hissetmenizi ve topluma faydalı olduğunuzu görmenizi sağlar. Doğa ile Bağlantı Kurun:  Doğada vakit geçirmek, ruhunuzu besler ve size huzur verir. 5. Sosyal Dinlenme: Bazı insanların yanında olmak, enerjimizi tüketirken, bazılarıyla vakit geçirmek bizi yeniler. Sosyal dinlenme, destekleyici ve enerji veren insanları hayatımıza dahil etmeyi gerektirir. Sosyal olarak dinlenmek için: Sizi Besleyen İnsanlarla Zaman Geçirin:  Sizi mutlu eden, destekleyen ve enerji veren insanlarla bir araya gelin. Kalabalıklardan Uzaklaşın:  Eğer kalabalıklar sizi yoruyorsa, kendinize zaman ayırın ve yalnız kalmaktan keyif alın. Sizi İlgi Alanlarınıza Yönelik Gruplara Katılın:  Ortak ilgi alanlarınıza sahip insanlarla bir araya gelerek yeni arkadaşlıklar kurabilir ve sosyalleşebilirsiniz. 6. Duyusal Dinlenme: Ekranlar, ışıklar ve gürültü gibi çevresel uyaranlar, duyusal yorgunluğa neden olur. Gün içinde sessiz bir alan yaratmak ya da elektronik cihazlardan uzak durmak bu tür dinlenmeyi sağlar. Duyularınızı dinlendirmek için: Ekranlardan Uzaklaşın:  Telefon, bilgisayar ve televizyon gibi ekranlardan uzaklaşarak gözlerinizi dinlendirin. Sessiz Ortamlar Yaratın:  Gürültülü ortamlardan uzaklaşın ve sessizliğin tadını çıkarın. Doğada Vakit Geçirin:  Doğanın sesleri ve kokuları duyularınızı rahatlatacaktır. 7. Yaratıcı Dinlenme: Sanat, doğa veya yenilikçi fikirlerle bağlantı kurmak, yaratıcılığınızı yeniden canlandırabilir. Gündelik hayatta yaratıcı güzelliklere vakit ayırmak bu dinlenme türünü destekler. Yaratıcılığınızı beslemek için: Sanatsal Aktivitelere Katılın:  Resim yapmak, müzik dinlemek, dans etmek, yazmak gibi aktiviteler yaratıcılığınızı tetikleyecektir. Doğada Zaman Geçirin:  Doğanın güzellikleri ve renkleri size ilham verebilir. Yeni Şeyler Deneyin:  Rutinlerinizden çıkın ve yeni hobiler edinin. Bu 7 dinlenme türünü hayatınıza dahil ederek, yenilenmiş, daha enerjik, sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdürebilirsiniz.

  • Dinlenmenin Hediyeleri

    Dinlenmek İçin Sadece Uyku yeterli mi? Dr. Saundra Dalton-Smith ’in “Sacred Rest” kitabında dinlenmenin sadece bir mola vermekten öte, yaşamın her alanında derin bir dönüşüm sağlayabileceğini vurgular. Dinlenme genellikle pasif bir faaliyet olarak görülse de, Dalton-Smith bu algının ötesine geçerek dinlenmenin çok daha kapsamlı bir süreç olduğunu açıklar. Dinlenme; tükenmiş enerjiyi yeniden kazanmak, zihni berraklaştırmak ve ruhsal anlamda yenilenmek için bir fırsattır. Bu süreç, bireye bir dizi “hediye” sunar: Dinlenmenin Hediyeleri Sınırların Gücü: Dinlenme, kişisel sınırlarımızı tanımlama ve koruma fırsatı sunar. Dalton-Smith, dinlenmenin başkalarının beklentilerine veya taleplerine sürekli boyun eğmek yerine, kendimize öncelik vermemizi sağladığını belirtir. Bu, hem zihinsel hem de duygusal açıdan özgürlük sağlar. Kendini Kabullenme ve Şefkat: Dinlenme, bireyin kendisiyle daha derin bir bağ kurmasına olanak tanır. Duygusal dinlenme yoluyla, kişi kusurlarını kabullenebilir ve kendisine daha fazla şefkat gösterebilir. Bu süreç, bireyin içsel çatışmaları çözmesine ve daha dengeli bir yaşam sürmesine yardımcı olur. İzin Verme ve Yenilenme: Dinlenme, bireye durma ve yeniden başlamaya izin verme yetisi kazandırır. Bu, yaşamın hızlı temposu içinde kaçırdığımız küçük zevklerin farkına varmamıza yardımcı olur ve hayattan daha fazla keyif almamızı sağlar. Üretkenlik ve Yaratıcılık: Dinlenme, yalnızca enerjiyi geri kazanmakla kalmaz; aynı zamanda üretkenliği ve yaratıcılığı artırır. Zihinsel dinlenme anları, yaratıcı çözümler ve yeni fikirler için bir zemin hazırlar. Ruhsal Bağlantı ve Anlam: Ruhsal dinlenme, bireyin daha yüksek bir amaç veya anlam arayışına girmesine olanak tanır. Bu, dua, meditasyon veya doğayla bağlantı yoluyla sağlanabilir. Ruhsal dinlenme, bireyin yalnızca kendisiyle değil, aynı zamanda evrenle ve çevresindeki insanlarla da daha güçlü bağlar kurmasına yardımcı olur. Hediyelerin Yaşamımıza Etkisi Bu hediyeler, sadece dinlenme sırasında değil, hayatın tüm alanlarında kendini gösterir. Örneğin: Daha güçlü sosyal ilişkiler, dinlenme yoluyla kazanılan duygusal dengeye bağlıdır. Daha yaratıcı projeler, zihinsel dinginlik ve berraklığın ürünüdür. Daha derin bir ruhsal huzur, ruhsal dinlenmenin sunduğu anlam ve bağlantının bir sonucudur. Dinlenme, yalnızca enerji toplamak için değil, aynı zamanda daha üretken, daha yaratıcı ve daha huzurlu bir yaşam sürmek için bir araçtır. Dr. Dalton-Smith’in önerdiği bu çok yönlü dinlenme yaklaşımı, modern yaşamın getirdiği stresi azaltmanın ve daha anlamlı bir yaşam sürmenin anahtarıdır. Kendi yaşamınızda hangi dinlenme türlerine ihtiyacınız olduğunu belirleyerek, bu hediyelerden faydalanabilir ve hayatınızı dönüştürebilirsiniz. Unutmayın, dinlenme bir lüks değil, bir gerekliliktir. Dalton-Smith, S. (2017). Sacred rest: Recover your life, renew your energy, restore your sanity   FaithWords.

  • "Dirty Dozen" Kavramı

    Dirty Dozen  (Kirli Düzine), insan hatalarının kazalara ve olaylara neden olabilecek en yaygın 12 öncül koşulunu tanımlayan bir kavramdır. Bu liste, havacılık bakımında güvenlik risklerini azaltmak için 1993 yılında Gordon Dupont tarafından geliştirilmiş ve Transport Canada’nın İnsan Performansı Eğitim Programı’nın bir parçası olarak sunulmuştur. Günümüzde bu liste, havacılık bakımında insan faktörlerini ele alan eğitimlerin temel taşlarından biri haline gelmiştir. Dirty Dozen Nedir? Dirty Dozen, insan hatalarının kaynaklarını anlamak ve önlemek için bir başlangıç noktasıdır. Her bir faktör, hataların nasıl oluştuğunu açıklamakla kalmaz, aynı zamanda bunları azaltmaya yönelik önlemleri de içerir. Bu liste, iletişim eksikliğinden yorgunluğa kadar birçok insan faktörünü kapsar ve aşağıdaki şekilde sıralanır: İletişim Eksikliği Dikkat Dağınıklığı Kaynak Eksikliği Stres Kaygısızlık Takım Çalışması Eksikliği Baskı Farkındalık Eksikliği Bilgi Eksikliği Yorgunluk Kendine Güven Eksikliği Normlar Güvenlik İçin Örnek Önlemler İletişim Eksikliği:  Kritik bilgilerin yazılı olarak paylaşılması, kontrol listelerinin kullanımı ve net, kısa mesajlarla iletişim sağlanması. Kaygısızlık:  Rutin işleri yaparken bile kontrol alışkanlığı geliştirmek ve prosedürlere bağlı kalmak. Yorgunluk:  Çalışma saatlerini düzenlemek, sağlıklı yaşam alışkanlıklarını teşvik etmek ve iş yükünü yönetmek. Normlar:  Güvenli olmayan alışkanlıkların sorgulanması ve standart prosedürlere uyulması. Havacılıkta Daha Geniş Kullanımı Dirty Dozen başlangıçta havacılık bakımında kullanılsa da, zamanla pilotlar, kabin ekipleri ve hava trafik kontrolörleri gibi diğer havacılık alanlarında da uygulanmıştır. Ayrıca, bu kavram, insan hatalarını anlamak ve önlemek isteyen farklı sektörlerde de ilham kaynağı olmuştur. Dirty Dozen, insan faktörlerini anlamak ve güvenliği artırmak için etkili bir araçtır. Eğitim programlarına entegre edilmesi, bireylerin ve ekiplerin hatalarını azaltmalarına yardımcı olurken, organizasyonların güvenlik kültürünü güçlendirmesini sağlar. KAYNAK: https://skybrary.aero/articles/human-factors-dirty-dozen

  • Deneyimli Pilotların Yeni Nesil Pilotlardan Beklentileri (2024)

    Havacılık sektörü, yüksek teknoloji ve katı düzenlemelerle yönetilen, uçuş emniyetinin her zaman ön planda tutulduğu bir alan olmasının yanı sıra, insan faktörünün en kritik rolü oynadığı profesyonel bir disiplindir. Özellikle yeni nesil pilotların mesleki becerilerinin ve kişisel yetkinliklerinin geliştirilmesi, emniyetli ve uyumlu bir uçuş süreci için büyük önem taşımaktadır. Teknolojinin gelişmesi ve havacılık sektöründeki kuşak farklılıklarının belirginleşmesi, yeni nesil pilotların mesleki ve kişisel gerekliliklerini daha kapsamlı bir şekilde ele almayı zorunlu kılmaktadır. Bu çalışmada, kaptan pilotların deneyimlerinden ve değerlendirmelerinden hareketle, yeni nesil pilotların geliştirmesi gereken temel özellikler ve yetkinlikler ortaya konulmuştur. Teknik bilgi ve beceri, liderlik, iletişim, kişisel gelişim, havacılık kültürü, kuşaklar arası uyum ve sosyal-duygusal zekâ gibi başlıklar altında sınıflandırılan bu gereklilikler, pilotların hem bireysel hem de ekip performansını artıracak önemli ipuçları sunmaktadır. Amacımız,  yeni nesil pilotların mesleki gelişimlerine rehberlik etmek ve uçuş emniyetini en üst seviyede tutmak için ihtiyaç duyulan yetkinlikleri somut bir çerçevede ortaya koymaktır. Bu doğrultuda, modern havacılığın dinamiklerini anlamış, bireysel ve ekip uyumunu sağlayan, öğrenmeye ve gelişime açık pilotların sektöre kazandırılmasını desteklemek hedeflenmiştir. Görüş Belirten Deneyimli Pilot Sayısı: 303 Pilot Görüşler Teknik Bilgi ve Beceri Gelişimi Mesleki Bilgi : Uçuş ve havacılık konularında temel ve ileri düzey teknik bilgilere hakimiyet. Dokümantasyon ve Prosedürlere Hakimiyet : SOP (Standart Operasyon Prosedürleri) ve diğer düzenlemelere hakimiyet ve bağlılık. CRM Yetkinliği : Ekip kaynak yönetimini etkin şekilde kullanabilme. Manuel Uçuş ve Acil Durum Yetkinlikleri : Otomasyon dışı becerileri geliştirme, temel pilotaj bilgilerini güncel tutma. Problem Çözme ve Karar Verme : Zorlu durumlarda hızlı ve doğru kararlar alabilme. Liderlik ve Sorumluluk Ekip Çalışması ve İş birliği : Bireysel hareket etmek yerine takım ruhuna uygun davranışlar. Sorumluluk Bilinci : Mesleğin ciddiyetini ve getirdiği sorumlulukları kavrama. Özgüven ve Ego Yönetimi : Bilgiyle desteklenen özgüven ve egoyu kontrol altında tutabilme. İletişim Becerileri Etkin İletişim : Açık, anlaşılır ve etkili iletişim kurma. Dinleme Yeteneği : Ekibin ve çevrenin görüşlerini dikkate alma, geri bildirimleri değerlendirme. Empati : Farklı perspektiflere saygı gösterme ve karşı tarafın duygularını anlama. Kişisel Gelişim ve Davranışlar Öğrenme İsteği : Sürekli öğrenmeye açık olma ve yeni bilgilere karşı merak. Sabır ve Hoşgörü : Özellikle stresli durumlarda sakin kalabilme. Mental Dayanıklılık : Stresle başa çıkabilme, duygusal dengeyi koruma. Alçakgönüllülük ve Eleştiriye Açıklık : Eleştirilere yapıcı şekilde yanıt verme, tecrübeye saygı. Havacılık Kültürü ve İş Disiplini Havacılık Bir Yaşam Tarzı : Havacılığı sadece bir meslek değil, bir kültür olarak benimseme. İş Disiplini : Zaman yönetimi, düzenli yaşam, görev bilinci. Kurumsal Kültür : Şirket prosedürlerine ve mesleki etik kurallarına uyum. Tecrübeye Saygı : Kıdemli meslektaşların bilgi ve deneyimlerinden faydalanma. Kuşaklararası Uyumluluk Farklı Kuşakları Anlama : Özellikle kıdemli pilotların beklentilerine uyum sağlama. Esneklik ve Adaptasyon : Yeni teknolojilere ve çalışma ortamlarına hızlı uyum sağlama. İletişim Farklılıklarına Uyum : Farklı kuşaklar arasındaki iletişim tarzını anlama ve uygulama. Sosyal ve Duygusal Zekâ Empati ve Duygusal Zekâ : İnsan davranışlarını anlama, ekip içi uyumu artırma. Pozitif Tutum : İş ve sosyal hayatta pozitif bir yaklaşım sergileme. İnsan İlişkileri : Çevresiyle iyi ilişkiler kurma ve sürdürme.

  • Uçak Bakım Alanında Kariyer

    Endeavor Business Intelligence anketi, Uçak Bakım Teknisyeni kariyerlerine olan artan ilgiyi vurguladı ve katılımcıların yaklaşık %60'ı bu alanı gençlere tavsiye etmelerinin "son derece olası" olduğunu söyledi.  Boeing'in 2024-2043 Pilot ve Teknisyen Görünümü'ne göre, Önümüzdeki 20 yıl içerisinde küresel ticari filonun uçuşunu gerçekleştirmek ve bakımını yapmak için 674.000 yeni pilota, 716.000 yeni bakım teknisyenine ve 980.000 yeni kabin ekibi üyesine ihtiyaç duyulacağından, yeni kalifiye havacılık personeline yönelik uzun vadeli talep güçlü kalmaya devam ediyor. 25.000 haneye anket uygulayan Perception of the Trades  raporu, uçak teknisyenliğinin bir kariyer seçeneği olarak artan desteği yansıtıyor. Genel olarak, katılımcıların %79,5'i, önceki anketlere göre artışla, çocuklarına veya aile üyelerine mesleklerini önereceklerini belirtti.  2024 The Pipeline Report ATEC ve Oliver Wyman tarafından her yıl ABD uçak gövdesi ve güç ünitesi (A&P) mekanik iş gücü trendlerine ışık tutmak için hazırlanan 2024 The Pipeline Report, birkaç cesaret verici gelişmeyi vurguluyor. Bunlar arasında: yeni mekanik sertifikaları 2023'te %32 arttı, havacılık bakım teknisyeni okullarına (AMTS) kayıt %6 arttı. Bu olumlu rüzgarlara rağmen, bu rakamlar, havacılığın öngörülen ihtiyaçlarını karşılamak için yetersiz kalacaktır. Rapor, mevcut açığın %9 olarak tahmin edildiğini ve 2028'e kadar yaklaşık %20'ye ulaşacağını, yani yaklaşık 25.000 sertifikalı mekaniker bulacağını tespit ediyor. Yönetici Direktör Crystal Maguire "Havacılık teknisyeni iş gücü havuzunda bazı olumlu değişiklikler görüyoruz," dedi "Ancak emekliliklerin hızı havacılığın öngörülen büyümesiyle birleştiğinde, talep arzı geride bırakmaya devam ediyor. Önümüzdeki on yıl içerisinde havacılık bakım ve aviyonik alanında yılda 13.000'den fazla iş imkânının doğması beklenirken, uçak teknisyeni kariyerlerine olan ilginin artması, sektördeki işgücü açığının kapatılmasına yardımcı olabilir. AIMONLINE

  • Havada Bilişsel Çarpıtmalar

    David Burns ’ın "Ten Cognitive Distortions"  (On Bilişsel Çarpıtma) olarak tanımladığı bilişsel çarpıtmalar, bireylerin olayları gerçekte olduklarından farklı algılamasına neden olan düşünce hatalarıdır. Bu çarpıtmalar, yaşamımız boyunca biriktirdiğimiz mitler olarak değerlendirilebilir ve kişinin düşünce süreçlerini etkileyerek olumsuz duygulara, iletişim problemlerine ve yanlış kararlar almaya yol açabilir. Kokpit ve/veya kabin içi iletişim bağlamında bu çarpıtmalar, ekip üyeleri arasında yanlış anlamalara, güven eksikliğine ve kritik durumlarda iş birliğinin zayıflamasına neden olabilir. Havacılık sektöründe uçuş emniyeti ve karar alma süreçleri, assertiveness gerektirdiğinden, bilişsel çarpıtmaların farkında olmak büyük önem taşır. Eğitimlerde bu çarpıtmaların örneklerle ele alınması, CRM becerilerini güçlendirebilir. Ya Hep Ya Hiç Düşüncesi (All-or-Nothing Thinking) Kişiler, kendilerini, başkalarını ve/veya olayları siyah-beyaz şeklinde değerlendirir. Dolayısıyla, olaylar “başarılı” ya da “tamamen başarısız” olarak algılanır. Olayları ve insanları algılama biçimindeki aşırı uçlar, duyguların da aynı aşırı uçlarda yaşanmasına sebep olur. “Bu inişi mükemmel yapamadım, demek ki kötü bir pilotum.” “Kaptan brifing sırasında göz teması kurmadı. CRM becerileri hiç  yok.” “Bir yolcunun isteğini zamanında karşılayamadım, bu uçuş tamamen berbat geçti.” “Sınavdan 80 aldım. Ben bir hiçim.” Aşırı Genelleme (Overgeneralization) Tek bir olumsuz olay, sürekli tekrarlanacak bir model gibi algılanır. Bugün, adeta geleceğe mıknatıslanır ve hem düşünce hem de duygu dünyasına kanıta dayalı olmayan bir çaresizlik hâli hâkim olur. “Geçen hafta inişte hata yaptım, demek ki bu her zaman başıma gelecek.” “Ekip plânlama hiçbir zaman  bizi anlamıyor, anlamayacak da…” "Her şey çok kötü gitti, bu uçuşu artık kurtaramam" “Geçen uçuşta bir yolcu benimle tartıştı, bu hep benim başıma gelir, meslek hayatım böyle geçecek.” “ Bütün  kaptanlar maço tavırlı!” Zihinsel Filtreleme (Mental Filtering) Zihinsel filtre önemli olana odaklanmayı sağlarken oldukça yardımcıdır. Bununla birlikte, bir olayın sadece olumsuz yönlerine odaklanıp genel olarak durumun olumsuz olarak algılanması sorun yaratır. Zihinsel filtreleme, öz güveni zedeleyebilir ve gelecekte benzer durumlar yaşandığında gereksiz bir stres yaratabilir. Negatif detaylara takılı kalmak demek, negatif duygularla boğuşmak zorunda kalmak demektir. Genel olarak emniyetli bir operasyonun ardından: “Kalkışta bir hata yaptım, bu uçuş tamamen  kötü geçti.” “Bugün bir yolcuyu memnun edemedim, bu uçuşta hiç  başarılı değildim.” Olumluyu Geçersiz Kılma (Disqualifying the Positive) Olumlu deneyimlerim küçümsendiği, “sayılmaz” şeklinde değerlendirildiği veya olumsuz olarak yorumlandığı çarpıtmadır. Bu anlamda zihinsel filtre ile birlikte çalıştığı söylenebilir. Adeta, İyi hissetmeyi kendine ve diğerlerine yasaklayanların çarpıtmasıdır. “Kaptan beni tebrik etti ama bu sadece nazik olduğu için.” “Amirim beni takdir etti ama bu sadece prosedür gereği, aslında çok da matah bir iş çıkarmadım.” “2 bacak boyunca doğru uçmanın bir önemi yok. 3. ve son bacak seninle ilgili her şeyi anlatmış oldu.” Sonuçlara Atlama (Jumping to Conclusions) Kanıt olmaksızın olumsuz sonuçlara vardıran çarpıtmadır. Zihinsel okuma (mind reading) ve falcılık (fortune telling) olmak üzere iki şekilde karşımıza çıkabilir. Kanıtlardan çok sezgilere dayalı bir düşünme biçimi olduğundan, durumsal farkındalığı zedeleyebilir. Bununla birlikte, doğru kullanıldığında olası riskleri elimine etmeye yardımcı olan bir yaklaşımdır. Bu yolla “uçağın önünde uçulabilir”. Burada kastedilen doğru yol, durumun gerçekliğini kanıtlara ve geçmiş tecrübelere dayanarak kontrol etmektir. - Zihin Okuma: Karşımızdaki kişi ya da kişilerin nasıl davranacağını, davranışının altında yatan duygu ve düşünceyi önceden tahmin edip, bunun gerçekliğine inanmaktır. Bu varsayımlar, kendimiz hakkında ne düşündüğümüzün birer yansıması olarak değerlendirilebilir. “Bana soru sormadığına göre, benimle uçmaktan memnun değil. Ekip benim sıkıcı olduğumu düşünüyor.” - Falcılık: Gelecekte olacaklar konusunda tahminde bulunmaktır. Bu tahminler, başımıza gelecekler ve başımıza gelecekler yüzünden hissedeceğimiz olumsuz duyguların abartılmasını içerir. “Bu fırtınanın içine gireceğiz ve kesinlikle bir şeyler ters gidecek.” “Ben debrifing’de hatasıyla ilgili geribildirim verirsem, beni sorunlu bir insan olarak etiketleyecek, iş raporlamaya kadar gidecek, başımıza bir sürü iş açılacak” Bu çarpıtmanın panzehri "durumun her yönünü gözden geçirelim" şeklinde düşünmeye başlamak olabilir. Büyütme ve Küçültme (Magnification and Minification) Hataların büyütülüp başarıların küçümsendiği çarpıtmadır. Bir olayın, durumun veya yeteneğin önemini gerçekçi olmayan bir şekilde abartmak ya da küçümsemek anlamına da gelir.  "Sadece şansım yaver gitti; başka bir pilot olsa zaten daha iyi yapardı." "Bu tür bir başarı önemli değil; her pilot bunu yapabilir." Bu çarpıtma başkalarının başarılarını büyütürken, hatalarını küçültmeye de yol açabilir. Öyle ki, aynı hatayı kendimiz yaptığımızda bunu felaketleştirme eğiliminde oluruz. "Check list’i eksik yaptı ama bu çok önemli bir şey değil; herkes hata yapabilir." "Kaptan zaten bunun farkındaydı herhalde; ben fark etmesem bile bir sorun olmazdı." Duygusal Kararlar (Emotional Reasoning) Kişi hislerine dayanarak gerçeklik çıkarımlarında bulunur. “Böyle hissediyorum, demek ki gerçekten böyle” inancı hakimdir. Elbette hisler zaman zaman doğru tahminlere yol açabilir ancak bu bir norm ve zihinsel alışkanlık hâline geldiğinde emniyet kültürü olumsuz etkilenecektir. “Kendimi güvende hissetmiyorum, demek ki bu uçuşta bir şeyler ters gidecek.” “Kendimi yetersiz hissediyorum, demek ki bu uçuşta iyi bir ekip üyesi değilim.” "Kendimi çok iyi hissediyorum; bu inişi de sorunsuz yaparım."(Prosedürlere yeterince odaklanmaksızın) Etiketleme (Labeling) Olumsuz bir özellik veya hatanın, tüm durumu ve kişiyi tanımlar hale getirilmesi çarpıtmasıdır. Kişilerin yaptığı tek bir hata üzerinden kişinin tüm karakteri etiketlenir ve sıfatlar takılır. İletişim prosedürünü eksik uygulayan bir F/O için; “O çok dikkatsiz biri, ona güvenemem.” F/O’nun bir prosedür hatası yapması, genel olarak dikkatsiz olduğu anlamına gelmez. Bu hata, stres, yorgunluk veya bir anlık dikkatsizlikten de kaynaklanmış olabilir. Kişiselleştirme (Personalization) Kişi, kontrolü dışında olan olaylardan kendini sorumlu tutar. Farkına olarak ya da olmayarak, gerçekleşen olumsuz olayları, kişinin kendisiyle ilgili bir şeyle ilişkilendirdiği çarpıtmadır. “Rota değişikliği istendi çünkü ben rotayı yanlış analiz ettim.” “Yolcu rahatsızlandı çünkü ben ona suyu zamanında vermedim. Benim yüzümden oldu.” "Ekibim bu hatayı yaptı çünkü ben iyi bir liderlik yapamadım." Panzehir olarak “Bu durumun gerçekten ne kadarı benim kontrolümde? Ne kadarı gerçekten benimle ilgili?” sorularını sormak faydalı olacaktır. “Meli-Malı” İfadeleri (“Should” Statements) Kişinin, kendi veya başkası için aşırı katı kurallar koyduğu çarpıtmadır. Gerçekçi olmayan beklentilere sürükleyen yönüyle oldukça zorlayıcıdır. “F/O her zaman tam zamanında yanıt vermeli. Geç kaldı ve bu kabul edilemez.” “Her zaman her yolcuya anında hizmet vermeliyim, yoksa görevimi tam yapmış olmam.” "Bu hava sahası çok daha düzenli olmalıydı. Böyle bir karışıklık olmamalı." Bu çarpıtmayla başa çıkmanın yolu, farklı değerlendirebilmektir. "Her uçuşta elimden gelenin en iyisini yaparım; hata yaparsam bundan ders çıkarırım." ve "Hava trafiği karmaşık olabilir; bu duruma adapte olabilmek bizim işimizin bir parçası." şeklindeki gerçekçi düşünceler, duygu dünyamıza da iyi gelecektir.   Bilişsel çarpıtmaların farkındalığı, ekiplerin daha sağlıklı iletişim kurmasını, daha etkili kararlar almasını ve hatalardan ders çıkararak güvenli bir ortamda çalışmasına destek olur. Bu farkındalık, gerçekleri senaryolardan ayırabilme olarak tanımlayabileceğimiz “NET ALGILAMA” kaslarımızı geliştirir. Net algılama, iletişimi güçlendirir, stresle başa çıkmayı kolaylaştırır, rasyonelliği ve esnekliği arttırarak karar verme süreçlerini destekler, ekip çalışmasını geliştirir, beklenmedik durumlarla daha iyi başa çıkmayı sağlar ve liderlik özelliklerini parlatır.

  • Kokpit - Yer Hizmetleri İletişimi

    Havacılık sektörü, yüksek standartlara dayalı operasyonel süreçleri ve emniyet önceliği ile bilinir. Ancak, bu süreçlerin en kritik bileşenlerinden biri, uçuş ekibi ile yer ekibi arasındaki etkili iletişimdir. NASA ’nın ASRS Callback  dergisinin 515. sayısında yer alan raporlar, Push Back operasyonlarında iletişim eksikliklerinin uçuş emniyetini nasıl tehdit edebileceğini gözler önüne seriyor. Bir Boeing 737 kaptanının raporladığı olay, iletişim eksikliğinin neden olduğu riskleri çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Uçuş, Ramp Kulesi’nden Push Back izni almış ve inbound bir Embraer uçağına yol verilmesi talimatıyla hareket etmeye hazırlanıyordu. Kaptan, yer ekibine frenlerin serbest olduğunu ve inbound Embraer’a yol verilmesi gerektiğini iletti. Ancak, çekici sürücüsünün aksanı anlaşılması zordu ve talimatları anladığını belirtmesine rağmen iletişimde bir kopukluk yaşandı. Push Back sırasında, kaptan ve F/O, çekici sürücüsünün uçaktan uzaklaşıp başka bir uçağa destek olmaya geçtiğini fark etti. Bu süreçte, uçak hareket edemeyecek bir şekilde izole kaldı. Çekici sürücüsü, herhangi bir bilgi vermeden geri dönmüş ve uçağı hafifçe hareket ettirmişti. Neyse ki, kaptan park frenini yeniden ayarlayarak durumu kontrol altına aldı. Ancak bu süreçte, çekici sürücüsünün eylemleri ve iletişim eksikliği, ciddi bir kazanın eşiğine gelinmesine neden olabilirdi. Bu olay, Push Back operasyonlarının yoğun ve öngörülemez doğasını yansıtıyor. Operasyonel zorlukların yanı sıra, insan faktörleri de bu süreçleri etkileyen önemli bir unsur. Yorgunluk, dikkat dağınıklığı, durumsal farkındalık eksikliği, iş yükü ve dil bariyerleri, uçuş ve yer ekipleri arasındaki iletişim problemlerinin başlıca sebepleri olarak öne çıkıyor. Psikoloji ve İnsan Faktörlerinin Rolü Bu tür olaylar, insan faktörleri psikolojisinin önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Durumsal farkındalık, ekip içi iletişim ve karar verme becerilerinin geliştirilmesi, bu tür kazaların önlenmesinde temel rol oynar. Ayrıca, yorgunluk yönetimi ve stres altında performans konuları, havacılık psikolojisinin bu alanlara katkı sağlayabileceğini göstermektedir. Emniyet Kültürünü Geliştirme Önerileri Dil Eğitimleri:  Yer ekipleri ve uçuş ekipleri arasındaki dil bariyerlerini azaltmak için uluslararası standartlara uygun İngilizce dil eğitimi sağlanmalıdır. Yurt içi operasyonlar için dili etkin kullanma, ortak terminolojiye hakimiyet konuları üzerinde durulmalıdır. Standartlara Uyumun Güçlendirilmesi:  SOP'lerin daha sıkı uygulanması ve bu standartların tüm ekip üyeleri tarafından anlaşılması sağlanmalıdır. Durumsal Farkındalık Eğitimleri:  Hem yer hem de uçuş ekipleri için durumsal farkındalık ve ekip kaynak yönetimi (CRM) eğitimleri yaygınlaştırılmalıdır. İletişim Teknolojilerinin İyileştirilmesi:  Kablosuz kulaklık ve interkom sistemlerindeki teknik sorunlar için daha güvenilir çözümler üretilmelidir. Sonuç Havacılık emniyetinde "insan faktörleri" genellikle en zayıf halka olarak görülür, ancak bu aynı zamanda en büyük gelişim potansiyelini de barındırır. NASA’nın Push Back iletişimleri üzerine yayımladığı bu rapor, etkili iletişim, prosedürel disiplin ve eğitim ihtiyacının önemini açıkça ortaya koyuyor. Havacılık psikolojisi ve insan faktörleri alanında yapılacak yatırımlar, bu gibi olayların önlenmesine ve emniyet kültürünün güçlendirilmesine katkı sağlayabilir. Bu yazı, havacılık profesyonellerinin yanı sıra liderlik ve ekip yönetimi gibi alanlarda çalışan yöneticilere de ilham verebilir. Çünkü etkili iletişim ve ekip çalışması, sektörden bağımsız olarak her alanda başarının anahtarıdır. Kaynak NASA Aviation Safety Reporting System. (2022, December). ASRS Callback Issue 515: Perils in Pushback Communications .

  • İş Hayatında PİLOT GİBİ DÜŞÜNMEK: "I'M SAFE"

    Havacılık sektörü, her zaman yüksek uçuş emniyet standartları ve hata toleransının en düşük olduğu alanlardan biri olmuştur. Bu nedenle, uçuş emniyetini sağlamak için geliştirilen sistem ve yaklaşımlar, sadece havacılık sektörüne değil, iş dünyasına da ilham kaynağı olmuştur. I’M SAFE , bu yaklaşımlardan biridir. "I’M SAFE" kontrol listesi, havacılık personelinin uçuş öncesinde kendilerini fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak değerlendirmelerine yardımcı olmak için geliştirilmiştir. Bu kontrol listesi, pilotların, kabin görevlilerinin, bakım ekiplerinin ve diğer havacılık personelinin uçuşa uygunluk durumlarını sorgulamaları için basit ve etkili bir yöntem sunar. Bu liste, beş temel başlıktan oluşur: Illness (Hastalık) Medication (İlaç Kullanımı) Stress (Stres) Alcohol (Alkol) Fatigue (Yorgunluk) Emotion (Duygusal Durum) Havacılıkta, bu faktörlerin herhangi biri emniyet risklerini artırabilir. Ancak I’M SAFE yaklaşımı, sadece havacılık için değil, iş dünyasındaki birçok sektör için de değerli bir araçtır. İşte bu modelin farklı adımlarının, farklı sektörlerde nasıl uygulanabileceğine dair örnekler. 1. Sağlık Hizmetlerinde I’M SAFE Yaklaşımı Sağlık çalışanları, hayat kurtaran kritik kararlar alırken, fiziksel ve zihinsel olarak hazır olmalıdır. Örnek:  Bir cerrah, ameliyat öncesi kendini değerlendirir: Hastalık:  Hafif bir grip bile konsantrasyonunu etkileyebilir. Yorgunluk:  24 saatlik bir nöbetin ardından, hata yapma olasılığı artar. Uygulama:  Sağlık kurumları, sağlık personelinin dinlenme ve hastalık durumlarını yakından takip etmeli, gerekli durumlarda görev değişikliği yapmalıdır. 2. Eğitim Sektöründe I’M SAFE Yaklaşımı Öğretmenler ve eğitimciler, öğrencilerine en iyi eğitimi sunabilmek için duygusal ve fiziksel dengelerini sağlamalıdır. Örnek:  Bir öğretmen, zor bir kişisel dönemden geçerken kendini değerlendirir: Stres:  Ailevi problemler, öğrencilerle iletişimde sabırsız davranışlara yol açabilir. Duygusal Durum:  Motivasyon eksikliği, dersin kalitesini düşürebilir. Uygulama:  Eğitimciler, stresle başa çıkma tekniklerini öğrenmeli ve gerektiğinde profesyonel destek almalıdır. 3. Teknik ve Mühendislik Alanlarında I’M SAFE Yaklaşımı Teknisyenler ve mühendisler, hassas sistemlerle çalışırken hata payını en aza indirmek zorundadır. Örnek:  Bir teknisyen, yoğun bir vardiya sonrası kritik bir ekipman üzerinde çalışmadan önce kendini değerlendirir: Yorgunluk:  Uzun çalışma saatleri dikkat kaybına neden olabilir. İlaç Kullanımı:  Kullanılan ilaçlar ve yan etkileri üzerinde durulmalıdır. Uygulama:  Teknik ekipler, vardiya planlamalarını optimize etmeli ve çalışanların dinlenmesini sağlamalıdır. 4. Finans ve Bankacılıkta I’M SAFE Yaklaşımı Finans sektörü çalışanları, büyük risklerin değerlendirildiği ve stresin yoğun olduğu bir ortamda çalışır. Örnek:  Bir yatırım danışmanı, kritik bir müşteri toplantısı öncesi kendini değerlendirir: Stres:  Yüksek stres altında rasyonel düşünme becerisi azalabilir. Alkol:  İş sonrası tüketilen aşırı miktarda alkol, sabahki toplantı performansını olumsuz etkileyebilir. Uygulama:  Finans ekipleri, stres yönetimi eğitimleri almalı ve yoğun iş temposunda bireysel farkındalığı artırmalıdır. 5. Satış ve Müşteri Hizmetlerinde I’M SAFE Yaklaşımı Satış temsilcileri ve müşteri hizmetleri ekipleri, doğrudan müşteri ile iletişim kurarken hem fiziksel hem de duygusal olarak hazır olmalıdır. Örnek:  Bir satış temsilcisi, önemli bir müşteri görüşmesi öncesi kendini değerlendirir: Duygusal Durum:  Öfkeli bir ruh hali, müşteriye yanlış mesajlar verebilir. Yorgunluk:  Uzun bir iş günü, enerjiyi düşürebilir ve iletişimi zorlaştırabilir. Uygulama:  Satış ekipleri, dinlenme ve zihinsel hazırlık süreçlerini destekleyen uygulamalara yönlendirilmelidir. 6. Liderlik ve Yönetimde I’M SAFE Yaklaşımı Liderler, ekiplerini motive ederken ve stratejik kararlar alırken yüksek farkındalık seviyesine sahip olmalıdır. Örnek:  Bir yönetici, önemli bir toplantı öncesi kendini değerlendirir: Stres:  Yoğun iş yükü altında verilen kararlar yeterince analiz edilemeyebilir. Hastalık:  Küçük bir rahatsızlık bile toplantıdaki odaklanmayı azaltabilir. Uygulama:  Liderler, iş öncesinde fiziksel ve zihinsel olarak kendilerini hazır hale getirmek için kişisel farkındalık araçlarını kullanabilir. Sonuç: I’M SAFE yaklaşımı, bireylerin kendi durumlarını değerlendirerek sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirmelerine yardımcı olur. Havacılık sektöründe geliştirilmiş bu model, iş dünyasında farklı sektörlere uyarlanarak bireysel farkındalık, performans ve iş güvenliği açısından büyük faydalar sağlayabilir. İş hayatında I’M SAFE modelini benimsemek, sadece bireylerin değil, organizasyonların genel başarısını da artıracaktır.

  • Havacılıkta Ruh Sağlığı ve Uçuş Emniyeti: Yeni Araştırma Öncelikleri

    Havacılık sektörü, emniyetin en üst düzeyde tutulduğu ve insan faktörlerinin kritik önem taşıdığı bir alandır. Bu bağlamda, havacılık emniyetiyle doğrudan ilişkili personelin (Safety Sensitive Personnel - SSP) ruh sağlığı, operasyonel emniyet ve verimlilik açısından hayati bir rol oynamaktadır. Son dönemde, Aerospace Medical Association - AsMA, Ruh Sağlığı Araştırma Çalışma Grubu, SSP'nin ruh sağlığı ve emniyetini iyileştirmeye yönelik altı temel araştırma önceliği belirlemiştir. 1. Güvenlik ve Performans SSP'nin ruh sağlığı, operasyonel performans ve genel emniyet üzerinde doğrudan etkiye sahiptir. Bu nedenle, ruh sağlığı ile performans arasındaki ilişkiyi anlamak ve bu alanda iyileştirmeler yapmak, havacılık emniyeti için kritik bir önceliktir. 2. Ruh Sağlığı İnisiyatifleri, Eğitim ve Akran Desteği Programları SSP'nin ruh sağlığını desteklemek amacıyla eğitim programları ve akran destek (peer support) sistemleri geliştirilmelidir. Bu tür inisiyatifler, personelin ruh sağlığı konusunda farkındalığını artırarak, erken müdahale ve destek mekanizmalarının etkinliğini yükseltebilir. 3. Klinik Bakım, Farmakoloji ve Göreve Dönüş Süreçleri Ruh sağlığı sorunları yaşayan SSP'nin klinik bakımı, uygun farmakolojik tedaviler ve güvenli bir şekilde göreve dönüş süreçleri üzerine odaklanmak, hem personelin iyiliği hem de operasyonel güvenlik için önemlidir. 4. Epidemiyoloji ve Doğal Seyir SSP arasında ruh sağlığı sorunlarının yaygınlığı ve bu sorunların doğal seyri hakkında daha fazla bilgi edinmek, etkili müdahale stratejileri geliştirmek için gereklidir. 5. Tarama, İzleme ve Gelişen Teknolojiler Ruh sağlığı sorunlarının erken tespiti ve izlenmesi için yenilikçi tarama araçları ve teknolojilerin kullanımı, SSP'nin ruh sağlığını proaktif bir şekilde yönetmek için kritik bir rol oynayabilir. 6. Özel Durumlar ve Temsil Edilmeyen Nüfuslar Farklı kültürel ve demografik grupların ruh sağlığı ihtiyaçlarını anlamak ve bu gruplara yönelik özel müdahale stratejileri geliştirmek, havacılık sektöründe kapsayıcı bir yaklaşımın benimsenmesi için önemlidir. Bu araştırma öncelikleri, havacılık sektöründe ruh sağlığı ve güvenlik konularında daha derinlemesine çalışmalar yapılması gerektiğini göstermektedir. SSP'nin ruh sağlığını desteklemek, sadece bireysel iyilik hali için değil, aynı zamanda genel havacılık güvenliği ve operasyonel verimlilik için de kritik bir unsurdur. Kaynakça Hoffman, W. R., Tvaryanas, A., Snyder, Q., Spyropoulos, B. P., Garcia, D., Schroeder, D., Fahnenbruck, G., Trottier, K., Overbo, S., Santilhano, W., Brinks, E., Ndoye, A., Bongers, H., O’Shaughnessy, R., Miranda, E.; Aerospace Medical Association Mental Health Research Subgroup. (2024). Aerospace Medical Association proposed research priorities for mental health and safety in aviation. Aerospace Medicine and Human Performance , 95(11), 845–850.

  • Havacılıkta İletişimde Standart Dil

    Havacılık sektörü, farklı kültürlerden ve anadil konuşucularından oluşan bir iş gücü ile küresel ölçekte faaliyet göstermektedir. Havacılık İngilizcesi, uçuş güvenliği için iletişimin net, hızlı ve anlaşılır olmasını sağlamak üzere geliştirilmiş bir teknik dildir. Bu dilin kuralları, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) ve diğer otoriteler tarafından belirlenmiştir. Bu çerçevede, havacılık İngilizcesi, anadili İngilizce olmayan kişiler için öğretildiği gibi, anadili İngilizce olan kişiler için de özel uyum becerileri gerektirebilir. Heather Hansen, dilin kültürel ve bireysel farklılıklarını göz önünde bulundurarak, özellikle anadili İngilizce olan bireylerin küresel ortamlarda etkili iletişim için farkındalık geliştirmeleri gerektiğini vurgulamaktadır (Hansen, 2024). Konu ile ilgili 112 ülkeden 1.974 pilot ve kontrolörün katıldığı bir çalışma şunları ortaya koydu: % 65'i, havacılık güvenliğinin bazen Native English Speakers (NES)'in İngilizce'yi kullanma şekli nedeniyle tehlikeye atıldığına inanıyordu. %89'u NES'in Non-Native English Speakers (NNES) ile daha etkili bir şekilde iletişim kurmasına yardımcı olmak için eğitim verilmesini destekledi. %69'u, NES pilotlarının ve kontrolörlerinin Havacılık İngilizcesi becerileri konusunda test edilmesi gerektiğini düşünüyordu, ancak şu anda çoğuna daha fazla değerlendirme yapılmadan otomatik olarak ICAO Seviye 6 yeterliliği veriliyor. Kültürlerarası İletişimde Empati ve Farkındalık: Hansen’in Görüşleri Heather Hansen, iletişimde empati, kültürel farkındalık ve uyum sağlama becerilerinin önemine dikkat çekerken, anadili İngilizce olan bireylerin kendi iletişim tarzlarını uluslararası ortamlara uyarlamada zorluk yaşayabildiğini belirtmektedir. Bu zorluk, özellikle havacılık sektöründe, günlük İngilizce ile havacılık İngilizcesi arasındaki farklarda kendini gösterir. Hansen’in (2024) belirttiği gibi, anadili İngilizce olanlar, dili doğal olarak öğrendiklerinden kurallara dayalı öğrenme süreçlerinden geçmezler. Bu durum, kültürel ifadeler ve deyimler gibi ögelerin, uluslararası ortamlarda yanlış anlaşılmalar doğurmasına yol açabilir. Hansen, “native English speakers are not typically good communicators in global environments” ifadesiyle, bu tür yanlış anlaşılmaların sebebini anadili İngilizce olan bireylerin kendilerine has dil kullanımlarına dayandırır (Hansen, 2024). Bu söyleminden hareketle Hansen'e "Deneyimlerinize dayanarak, Anadili İngilizce olan kişiler havacılıkta iyi iletişimciler değildir demek doğru olur mu?" diye sordum. Cevabı aşağıdadır. Great question. I started my career running articulation courses for pilots. Aviation English is extremely specific and intelligibility is of utmost importance. Communication is also very limited to specific scripted interactions. We don’t see (or at least, we shouldn’t see) idioms and slang being used if pilots and traffic control are following their protocols. Still, we have seen serious accidents happen due to miscommunication. I am not deep enough in the industry to know if there is any evidence that native speakers create more problems here or not. Havacılık sektörü özelinde, bu farkındalık eksikliğinin uçuş güvenliği üzerinde potansiyel etkileri büyüktür. Özellikle, ICAO tarafından belirlenen ve tüm dünyada kabul gören standart dil kurallarının dışına çıkılması durumunda, iletişim kazaları yaşanabilir. Bu bağlamda, Hansen’in önerdiği gibi anadili İngilizce olan bireylerin havacılık İngilizcesine uyum sağlamak üzere bilinçli bir çaba göstermesi büyük önem taşır. Havacılık İngilizcesinin Özellikleri ve Standartlaştırma İhtiyacı Havacılık İngilizcesi, yalnızca teknik bilgi içermeyip aynı zamanda kültürel ifadelerden ve çok anlamlı deyimlerden arınmış, söyleniş esnasında farklı anlaşılabilecek kalıpların kullanımadığı bir dil olarak, uçuş güvenliğini sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. Değerli bir kaptan pilot dostumun şöyle bir anısını örnek olarak verebilirim İngiltere'de bir meydana inişte tahsis edilen piste yaklaşırken yer+200 feet civarı windshear  ikazı aldık. Kumandalar bende olduğu için windshear  manevrasını başlatarak gaz kollarını maksimum güce açtım ve uçağa uygun kumandaları vermeye başladım. Bu esnada yanımdaki yardımcı pilot arkadaşımın eğitimlerde bize öğretilenlere uygun olarak rüzgar bilgisini bana aktarması gerekirken kendisi kuleyle konuşarak pas geçtiğimizi bildirdi. Golden Rules içindeki Fly ve Navigate'i  atlayarak direk communication  kısmına geçmiş oldu. Kule " climb to four thousand "  dedikten sonra arkadaşım bu girdiyi "climb two four thousand" olarak anladığı için irtifa penceresine 24 bin feeti set etti. Bu esnada ben uçağı uçurmaya çalıştığım için bunu fark edemedim. Kulenin " climb to four thousand "  söyleminde "to" kullanılmaması gerekiyordu. Hansen’e göre, anadili İngilizce olan bireylerin bu tür kültürel deyimlerden kaçınmaları ve havacılık İngilizcesine uygun bir dil kullanımını benimsemeleri, güvenli iletişim için temel bir gerekliliktir (Hansen, 2024). Havacılık İngilizcesinde Uyulması Gereken Temel Kurallar ve İletişim Standartları Havacılıkta dilin etkili kullanımı, anadili İngilizce olan bireyler için belirli kurallar ve stratejilerle desteklenebilir: Netlik ve Hız: Hansen’in de belirttiği gibi, net bir iletişim sağlamak için hızın ayarlanması ve anlamın tam olarak ifade edilmesi önemlidir (Hansen, 2024). Bu bağlamda, havacılık İngilizcesinde gereksiz hızlı konuşmalardan ve anlaşılmayı zorlaştıracak deyimlerden kaçınılmalıdır. Empati Geliştirme: Küresel havacılık ekosisteminde anadili İngilizce olmayan bireylerin anlamadıkları durumları çekinmeden ifade edebilmeleri önemlidir. Ancak Hansen’e göre, anadili İngilizce olan bireyler empati yetkinliklerini geliştirerek, karşılarındaki kişilerin dilsel ihtiyaçlarına göre dil kullanımını ayarlamalıdır. Kültürel Uyarlamalar: Hansen’in vurguladığı gibi, anadili İngilizce olanlar, kültürel deyimlerden ve çok anlamlı ifadelerden kaçınarak uluslararası ortamlarda iletişimi kolaylaştırabilir (Hansen, 2024). Sonuç Heather Hansen’in iletişimde empati, kültürel farkındalık ve uyum sağlama üzerine olan görüşleri, havacılık sektöründe dilin standartlaştırılması ve güvenliğin sağlanması için önemli bir temel oluşturmaktadır. Hansen’in önerdiği gibi, anadili İngilizce olan bireylerin, dilde netlik ve uyum sağlama konusunda farkındalık geliştirmeleri, küresel bir sektörde başarılı bir iletişim kurmaları açısından elzemdir. Bu bağlamda, havacılık İngilizcesinin kurallarına uyum sağlamak, uçuş emniyetinin sağlanması için temel bir gerekliliktir ve Hansen’in görüşleri, anadili İngilizce olan bireylerin de havacılık İngilizcesinin gerektirdiği hassasiyeti geliştirmelerine yardımcı olacak bir rehber niteliğindedir. Kaynakça Hansen, H. (2024). Unmuted: How to Communicate with Consciousness, Confidence, and Connection .

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn
  • Instagram
  • YouTube

©2021, Anahtar Eğitim

bottom of page