top of page

Arama Sonuçları

Boş arama ile 751 sonuç bulundu

  • Willcox Duygu Çarkı ve Duygusal Farkındalık

    Dr. Gloria Willcox Duygu Çarkı Modeli , insanların duygularını ifade etmelerine yardımcı olmak amacıyla tasarlanmış bir araçtır. Duygularımızı doğru bir şekilde ifade etmek veya tanımlamak bazen zor olabilir ve Duygu Çarkı, bu süreci kolaylaştırmak için görsel bir araç olarak kullanılır. Çarkın görseli sayfanın altındadır. Bazı duygular açık ve net bir şekilde anlaşılabilir. Örneğin, birisi bize kaba davrandığında üzülebiliriz veya uzun bir süre sırada beklerken sıkılabiliriz. Ancak çoğu zaman duygularımız daha karmaşıktır ve açıklamak güçleşebilir. Bazı günler, bir şeyin yanlış olduğunu hissedebiliriz ancak bu hissin tam olarak ne olduğunu anlamakta zorlanırız. Üzgün, sessiz ve normalden farklı hissedebiliriz ancak altta yatan sebebi anlamak güç olabilir. Bunun yanı sıra, pozitif duyguları da bazen anlamlandırmakta zor olabilir. Kimi günler daha enerjik hissedebilir, kendimize güven duyabilir, değerli hissedebilir veya ilham alabiliriz. Ancak pozitif duygularda bile bazen neden böyle hissettiğimizi tam olarak anlayamayabiliriz. Duygu Çarkı, farklı duyguları daha ayrıntılı ve hassas bir şekilde sunarak, kişilerin duygularını daha doğru bir şekilde tanımlamalarına yardımcı olur. Bu, kişisel iç gözlem, iletişim ve duygusal anlayış için değerli bir araç olabilir ve insanların duygularını daha etkili bir şekilde ifade etmelerine ve anlamalarına yardımcı olabilir. Duygu Çarkı'nı kullanarak, insanlar duygularının farklı katmanlarını keşfedebilir ve iç deneyimlerine daha iyi bir farkındalık geliştirebilir. Duygu Çarkı, duygularımızı anlamamıza ve onları sözlü ifadelere dökmemize yardımcı olmak için büyük bir tekerlektir. Karmaşık duyguları basitleştirmeye yardımcı olmak için renk kodlu bir yapıya sahiptir. Tekerlek, 6 temel duygudan oluşur ve bunları çevreleyen 2 katman daha vardır. Her duygu için farklı derecelerde duyguları gösteren bu katmanlar bulunur. Duygu Çarkı, belirli duyguları tanımak için kullanılabilir. Farklı varyasyonları da bulunmaktadır ve çoğunlukla temel duygular benzerdir. Duygu Çarkı, altı temel duygudan oluşur: Üzgün, Öfkeli, Korkmuş, Neşeli, Sevgi dolu, Şaşırmış. Bu altı temel duygu, çoğu diğer duygularımızın temeline indirgenebilecek temel duygulardır. Çarkın merkezinde yer alırlar ve her biri, o temel duyguya ilişkin daha spesifik duygularla çevrilidir. Örneğin, "Üzüntü" temel duygusunun altında, "yalnız," "kırılmış," veya "hayal kırıklığına uğramış" gibi daha spesifik duygular yer alabilir. Tekerleğin en dış halkası ise daha da spesifik duygular içerir, bunlar arasında "kıskanç," "utanmış," "mutlu" ve "sevinçli" gibi duygular yer alır. Duygu Çarkı, duygularımızı tam olarak tanımlayamadığımız zamanlarda bize yardımcı olabilir. Genellikle içinde bulunduğumuz durumda, 6 temel duygudan birinin bir derecesini hissediyoruz, ancak bunun farkında olmayabiliriz. Eğer üzgün olduğunuzu biliyorsanız ancak tam olarak nedenini açıklayamıyorsanız, dış halkalara bakarak daha spesifik duyguları belirlemeye yardımcı olabilir. Duygu Çarkının Kullanılması: İlk olarak, hissettiğinizi, 6 temel duygudan biri olarak tanımlamaya çalışın. Daha sonra dışarı doğru ilerleyin ve dış halkalarda bulunan duyguların hissettiğinize yakınlığını kontrol edin. Bir duyguyu belirledikten sonra, tetikleyiciyi belirlemeye çalışın. Duygu Çarkı, aynı anda deneyimleyebileceğimiz binlerce duyguyu ele almamıza yardımcı olabilir. Aslında, yaklaşık 34.000 farklı insan duygusu olduğu söylenir! Birincil duyguyu belirlemek bazen en zor, bazen de en kolay adım olabilir. Üzgün olduğumuzu bilebiliriz, ancak nedenini anlayamayız. Aksi takdirde, birkaç çelişkili duygu hissedebiliriz ve bunların hepsinin aslında üzüntüden kaynaklandığını fark etmeyebiliriz. Hissettiğiniz duyguyu sözcüklere dökmekte zorlanabilirsiniz. Duygu Çarkı bize netlik sağlayabilir. Duygu Çarkı'nı kullanmanın en iyi yolu genellikle sadece ona bakmaktır. Eğer kelimelere dökmekte zorlandığınız bir hissiyatınız varsa, temel duygulara göz atın ve onlardan birine indirgeyip indirgeyemeyeceğinizi görün. Hatta mevcut hissinizin bir yaklaşımını bile bulmak yardımcı olabilir. Hissediyorsanız, temel duyguyu belirledikten sonra, dışarı doğru ilerleyerek dış halkalardaki kelimelerin sizin için geçerli olup olmadığını kontrol edin. Her bir duyguyu geri izlemeye çalışarak, böyle hissetmeye başladığınız zamanı belirleyin. Belirli bir olay ya da size söylenen bir şey olabilir. Alternatif olarak, daha az belirgin de olabilir. İşinizdeki altta yatan bir memnuniyetsizlik öfkeye, üzüntüye, kıskançlığa veya izolasyon hissine yol açabilir. Duygu ve olaylar arasında bağlantılar kurmak, olumsuz duyguların tetikleyicisine yönelik adımlar atmanıza yardımcı olabilir. Olaylarla duygular arasında bağlantılar kurmak, pazartesi sabahı huzursuzluk ve hayal kırıklığı hissinin basitçe geciken bir tren ya da kötü bir gece uykusundan kaynaklanabileceğini anlamanıza yardımcı olabilir. Öte yandan, bu bağlantılar, hayatımızda hangi alanların ele alınması gerektiğini fark etmemize yardımcı olabilir. Duygularımızı ifade etmek, özellikle olumsuz duygularla başa çıkmak ve anlamak için son derece önemlidir. Ancak zihin çok karmaşık bir yapıya sahiptir ve kendimizi nasıl hissettiğimizi anlamak bazen zor olabilir! Her duyguyu belirli bir his ve tetikleyiciye indirgeyerek, öfke ve korku gibi olumsuz duyguları yönetmemize yardımcı olabiliriz. Zihinsel sağlığımız söz konusu olduğunda duygularımızı ifade etmemiz gerektiği söylenir, ancak peki ya gerçekten nasıl hissettiğinizi bilmiyorsanız ne olur? Duygu Çarkı, duygularımızı parçalamamıza yardımcı olabilir. Öfke, üzüntü veya korku gibi duygular tamamen ezici olabilir, ancak her bir duyguyu parçalara ayırmak onları daha az yoğun hale getirecektir. Duygularımızı parçalara ayırmak, duygularımızın genellikle belirli bir olay tarafından tetiklendiği gerçeğini anlamamıza yardımcı olabilir. Bazen, duyguyu sadece hissetmiyor gibi hissedebiliriz, kendimizi duygunun ta kendisi gibi algılarız. Duygularımızı bölümlemek, onların sadece duygular olduğunu ve bunların üzerine nasıl hareket edeceğimize karar verebileceğimizi fark etmemize yardımcı olabilir. Duygu Çarkı modelini kullanmanın potansiyel yararları: Duygusal Farkındalık: “Duygu Çarkı” modeli, pilotların duygusal durumlarını tanımlamalarına ve farkındalıklarını artırmalarına yardımcı olabilir. Bu, pilotların kendi duygusal sağlıklarını izlemelerine ve gerektiğinde destek almalarına yardımcı olabilir. Stres Yönetimi: Yoğun tempoda çalışan pilotlar, stres altında olabilirler. “Duygu Çarkı” modeli, pilotların stres seviyelerini tanımlamalarına ve stresle başa çıkmak için etkili stratejiler geliştirmelerine yardımcı olabilir. İletişim ve İşbirliği: Duygusal deneyimleri ifade etmek ve anlamak, pilotların iletişimini güçlendirebilir ve işbirliğini artırabilir. “Duygu Çarkı” modeli, pilotların duygusal deneyimlerini diğer ekip üyeleriyle paylaşmalarına ve birlikte daha etkili çalışmalarına yardımcı olabilir. Duygusal Denge: Uçuş sürecinde pilotlar, beklenmedik durumlarla karşılaşabilirler. Bu durumlar duygusal dengesizliğe neden olabilir. “Duygu Çarkı” modeli, pilotların duygusal dengeyi korumalarına ve gerektiğinde duygusal destek almalarına yardımcı olabilir. Özetlemek gerekirse, “Duygu Çarkı” modeli, duygusal sağlık ve dengeyi korumak, stresle başa çıkmak, iletişimi güçlendirmek ve işbirliğini artırmak için bir araç olarak kullanılabilir. Ancak, bu modelin kullanılması, duygusal sağlık konularında profesyonel destek alınması gereken durumlarda da önemlidir. Örnek Pilot Kaya, yoğun bir uçuş programı nedeniyle son birkaç haftadır sürekli olarak yorgun hissetmektedir. Bu durum, pilotun duygusal dengesini etkilemeye başlamıştır. Pilot Kaya, Duygu Çarkı modelini kullanarak duygusal deneyimini tanımlama ve yönetme sürecine başlar: Duygusal Farkındalık: Pilot Kaya, “Duygu Çarkı” modelini kullanarak duygusal durumunu tanımlar. Modeli inceleyerek, kendisini yorgun, stresli ve huzursuz hissettiğini fark eder. Stres Yönetimi: Pilot Kaya, stresin kaynaklarını belirlemek için “Duygu Çarkı” modelini kullanır. Bu sayede, yoğun uçuş programının ve sürekli yorgunluğun stres seviyesini artırdığını fark eder. Ardından, stresle başa çıkmak için etkili stratejiler belirlemek amacıyla modeli kullanır. İletişim ve İşbirliği: Pilot Kaya, “Duygu Çarkı” modelini kullanarak duygusal deneyimini diğer ekip üyeleriyle paylaşır. Modeli kullanarak duygusal durumunu ifade eder ve yardım talep eder. Bu, diğer ekip üyelerinin Pilot Kaya'ya destek olmalarını sağlar ve işbirliğini artırır. Duygusal Denge: Pilot Kaya, “Duygu Çarkı” modelini kullanarak duygusal dengeyi korumak için stratejiler geliştirir. Örneğin, daha fazla dinlenmeye ve uyumaya odaklanır. Ayrıca, stresle başa çıkmak için egzersiz yapma veya meditasyon gibi aktivitelere zaman ayırır. Bu örnek senaryoda, Pilot Kaya “Duygu Çarkı” modelini kullanarak duygusal deneyimini tanımlar, stresle başa çıkar, iletişimi güçlendirir ve duygusal dengesini korur. Bu da pilotun duygusal sağlığını destekler ve performansını etkileyebilecek olumsuz etkileri azaltır. Sözün Özü; Renk kodlu bu çark, nasıl hissettiğimizi tanımamıza ve anlamamıza yardımcı olabilir. Çark, 6 temel duygudan oluşur ve bu temel duygulardan kaynaklanan birçok farklı duyguyu listeler. Nasıl hissettiğimizi belirledikten sonra, bu duygulara yol açan nedir diye düşünebilir ve bununla ilgili adımlar atabiliriz. Duygularımızı olaylara indirgeyerek, duyguların çok daha az ezici hissettirebiliriz. Havacılık Sektöründen Örnekler; Örnek-1: Fahrettin, bir ticari Havayolu Pilotu olarak çalışıyor ve düzenli olarak uzun mesafeli uçuşlar gerçekleştiriyor. Son zamanlarda, iş stresi ve ailesinden uzakta olmanın getirdiği özlem nedeniyle duygusal olarak kendini sıkışmış hissediyor. Uçuşlarda yoğun çalışma ve zaman dilimlerinin değişmesi, uyku düzenini de etkilemiş. Fahrettin, bir uçuş öncesi hazırlık sürecinde, Duygu Çarkını kullanmaya karar verir. Çarkı inceleyerek, hissettiği duyguları daha iyi anlamak ve bunları daha spesifik bir şekilde ifade etmek için kullanır. İlk adım olarak, Duygu Çarkında 6 temel duygudan birini belirlemeye çalışır. Stresli bir dönemden geçtiği için, özellikle "üzgün" ve "korkmuş" gibi olumsuz duygular hissedebileceğini düşünüyor. Daha sonra, temel duyguların etrafındaki dış halkalara bakar ve kendisine en uygun olan daha spesifik duyguları seçmeye çalışır. Bu halkalarda "endişeli," "özlemli," "gergin" ve "endişeli" gibi duygular olduğunu görür. Bu duyguların kendini daha iyi ifade etmesine yardımcı olabileceğini düşünür. Sonraki adımda, bu duyguların nedenlerini düşünmeye başlar. İş stresi ve ailesinden uzak olmanın getirdiği özlem, kendini "üzgün" ve "özlemli" hissetmesine neden olan ana tetikleyicilerdir. Fahrettin, duygularının farkına vararak, bu duygularla başa çıkmak için daha sağlıklı stratejiler geliştirebilir. Uçuş öncesi meditasyon yaparak veya stresle başa çıkmak için egzersiz yaparak duygusal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışabilir. Ayrıca, iş dışında zaman geçirerek ailesi ve arkadaşlarıyla iletişimi artırabilir ve duygusal destek alabilir. Duygu Çarkını düzenli olarak kullanarak duygularını takip edebilir ve olumlu bir duygusal sağlık için farkındalık geliştirebilir. Örnek-2: Emel, bir ticari Havayolu Pilotudur ve son zamanlarda yoğun bir çalışma programıyla karşı karşıyadır. Sürekli olarak uzun uçuşlar yapıyor ve zaman dilimlerindeki değişimlerden dolayı uyku düzeni bozulmuş durumdadır. Bu durum onu zaman zaman yorgun ve sinirli hissettiriyor. Bir gün, Emel kendini özellikle sinirli ve gergin hissediyor, ancak tam olarak neyin bu duyguları tetiklediğini anlayamıyor. Duygu Çarkını kullanmaya karar verir ve duygusal durumunu daha iyi anlamak için onu kullanmaya başlar. İlk olarak, Duygu Çarkında 6 temel duygudan birini belirlemeye çalışır. Özellikle "sinirli" ve "gergin" gibi olumsuz duyguları hissediyor. Daha sonra, temel duyguların etrafındaki dış halkalara bakar ve kendisine daha spesifik duyguları seçmeye çalışır. Bu halkalarda "tahammülsüz," "endişeli," "güvensiz" ve "tedirgin" gibi duygular olduğunu görür. Bu duyguların kendini daha iyi ifade etmesine yardımcı olabileceğini düşünür. Sonraki adımda, bu duyguların nedenlerini düşünmeye başlar. Yoğun çalışma programı, uyku düzeninin bozulması ve yaşanan seyahat sıkıntıları ve kısıtlamaları, kendini "sinirli" ve "gergin" hissetmesine neden olan ana tetikleyicilerdir. Emel, duygularının farkına vararak, stresle başa çıkmak için daha sağlıklı stratejiler geliştirebilir. Düzenli olarak dinlenmeye özen göstererek uyku düzenini düzeltebilir ve egzersiz yaparak stresi azaltmaya çalışabilir. Ayrıca, iş dışında zaman geçirerek ve hobilerine yönelerek duygusal dengeyi sağlayabilir. Duygu Çarkını düzenli olarak kullanmaya devam ederek, duygusal durumunu izleyebilir ve kendini daha iyi anlamaya devam edebilir. Bu, duygusal sağlığını korumak ve iş stresiyle daha etkili bir şekilde başa çıkmak için ona yardımcı olabilir. Örnek-3: Leyla, bir ticari havayolu şirketinde Uçak Kabin Amiri olarak çalışıyor. Çalışma koşulları sıklıkla zorlayıcı olabiliyor; uzun uçuş süreleri, sık program değişiklikleri, yolcu talepleri ve ekip arkadaşlarının iletişim gereksinimleri ile başa çıkması gerekiyor. Son zamanlarda, yoğun iş temposu nedeniyle stres ve baskı altında hissettiğini fark ediyor. Bir gün, kabin ekibinden birkaç üyeyle arasında yaşanan bir anlaşmazlık ve yolcularla ilgili bazı zorluklar, Leyla'nın sinirli ve endişeli hissetmesine yol açıyor. Ancak tam olarak neyin bu duyguları tetiklediğini ve nasıl başa çıkacağını anlamakta zorlanıyor. Duygu Çarkını kullanarak duygusal durumunu daha iyi anlamak ve etkili bir şekilde yönetmek için bu aracı kullanmaya karar verir. İlk olarak, Duygu Çarkında 6 temel duygudan birini belirlemeye çalışır. Özellikle "sinirli" ve "endişeli" gibi olumsuz duyguları hissediyor. Daha sonra, temel duyguların etrafındaki dış halkalara bakar ve kendisine daha spesifik duyguları seçmeye çalışır. Bu halkalarda "öfkeli," "stresli," "güvensiz" ve "kaygılı" gibi duygular olduğunu görür. Bu duyguların kendini daha iyi ifade etmesine yardımcı olabileceğini düşünür. Sonraki adımda, bu duyguların nedenlerini düşünmeye başlar. Anlaşmazlık yaşadığı kabin ekibi üyeleri ve yolcularla yaşanan zorluklar, kendini "sinirli" ve "endişeli" hissetmesine neden olan ana tetikleyicilerdir. Leyla, duygularının farkına vararak, bu duyguları etkili bir şekilde yönetmek için stratejiler geliştirebilir. Mürettebat arasında daha iyi iletişim kurmaya ve çatışmaları çözmeye odaklanabilir. Aynı zamanda, yolcularla daha empatik bir şekilde iletişim kurarak zorlukları daha iyi yönetmeye çalışabilir. Duygu Çarkını düzenli olarak kullanarak duygusal durumunu izleyebilir ve kendini daha iyi anlamaya devam edebilir. Bu, Leyla'nın stresli iş ortamında daha sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı olabilir ve kabin ekibini daha iyi yönlendirmesine ve desteklemesine olanak tanır. Örnek-4: Mert, bir Hava Trafik Kontrolörü olarak çalışıyor ve yoğun hava trafiğinin olduğu bir havaalanında görev yapıyor. Hava trafik kontrolü, yüksek düzeyde konsantrasyon ve hassasiyet gerektiren zorlu bir meslektir. Mert, son zamanlarda iş stresi ve yoğunluktan dolayı duygusal olarak yorgun düşmeye başlamıştır. Bir gün, bir acil durum ve yoğun hava trafiği arasında denge kurmak zorunda kaldığı bir durumla karşı karşıya kalır ve bu durumda kendini sinirli ve stresli hisseder. Ancak tam olarak neyin bu duyguları tetiklediğini ve nasıl başa çıkacağını anlamakta zorlanıyor. Duygu Çarkını kullanarak duygusal durumunu daha iyi anlamak ve etkili bir şekilde yönetmek için bu aracı kullanmaya karar verir. İlk olarak, Duygu Çarkında 6 temel duygudan birini belirlemeye çalışır. Özellikle "sinirli" ve "stresli" gibi olumsuz duyguları hissediyor. Daha sonra, temel duyguların etrafındaki dış halkalara bakar ve kendisine daha spesifik duyguları seçmeye çalışır. Bu halkalarda "endişeli," "yorgun," "heyecanlı" ve "güvensiz" gibi duygular olduğunu görür. Bu duyguların kendini daha iyi ifade etmesine yardımcı olabileceğini düşünür. Sonraki adımda, bu duyguların nedenlerini düşünmeye başlar. Acil durum ve yoğun hava trafiği, kendini "sinirli" ve "stresli" hissetmesine neden olan ana tetikleyicilerdir. Mert, duygularının farkına vararak, bu duyguları etkili bir şekilde yönetmek için stratejiler geliştirebilir. Daha fazla mola vererek veya iş yükünü daha iyi yöneterek stresi azaltmaya çalışabilir. Aynı zamanda, acil durumlarla başa çıkmak için daha iyi planlama yapmaya ve daha etkili iletişim kurmaya odaklanabilir. Duygu Çarkını düzenli olarak kullanarak duygusal durumunu izleyebilir ve kendini daha iyi anlamaya devam edebilir. Bu, Mert'in yoğun ve stresli iş ortamında daha sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı olabilir ve hava trafik kontrolünde daha başarılı ve güvenli bir şekilde görev yapmasına olanak tanır. Örnek-5: Ahmet, bir ticari havayolu şirketinde Uçak Bakım Teknisyeni olarak çalışıyor. Görevi, uçakların bakım ve onarımını zamanında ve eksiksiz bir şekilde yapmak, güvenli ve sorunsuz uçuşlar sağlamak için kritik öneme sahiptir. Ahmet, son zamanlarda iş yükünün artması ve yoğunluğunun artması nedeniyle stresli ve gergin hissediyor. Bir gün, bir uçağın beklenmedik bir arıza yaşadığı ve acil bir onarıma ihtiyacı olduğu ortaya çıkıyor. Bu durumda, Ahmet kendini daha da stresli ve endişeli hissediyor. Ancak tam olarak neyin bu duyguları tetiklediğini ve nasıl başa çıkacağını anlamakta zorlanıyor. Duygu Çarkını kullanarak duygusal durumunu daha iyi anlamak ve etkili bir şekilde yönetmek için bu aracı kullanmaya karar verir. İlk olarak, Duygu Çarkında 6 temel duygudan birini belirlemeye çalışır. Özellikle "stresli" ve "endişeli" gibi olumsuz duyguları hissediyor. Daha sonra, temel duyguların etrafındaki dış halkalara bakar ve kendisine daha spesifik duyguları seçmeye çalışır. Bu halkalarda "güvensiz," "tedirgin," "yorgun" ve "sıkılmış" gibi duygular olduğunu görür. Bu duyguların kendini daha iyi ifade etmesine yardımcı olabileceğini düşünür. Sonraki adımda, bu duyguların nedenlerini düşünmeye başlar. Beklenmedik uçak arızası ve acil onarım ihtiyacı, kendini "stresli" ve "endişeli" hissetmesine neden olan ana tetikleyicilerdir. Ahmet, duygularının farkına vararak, bu duyguları etkili bir şekilde yönetmek için stratejiler geliştirebilir. Acil durumda soğukkanlı kalmaya ve sorunu çözmek için iş arkadaşlarıyla daha iyi iletişim kurmaya odaklanabilir. Aynı zamanda, iş yükünü daha iyi planlama yaparak ve mola vererek stresi azaltmaya çalışabilir. Duygu Çarkını düzenli olarak kullanarak duygusal durumunu izleyebilir ve kendini daha iyi anlamaya devam edebilir. Bu, Ahmet'in yoğun ve stresli iş ortamında daha sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı olabilir ve uçakların bakım ve onarımını daha etkili bir şekilde gerçekleştirmesine olanak tanır. Bu örneklerde bahsedilen durumlar ile ilgili olarak şu sorular da farkındalığı ve davranış şeklini belirlemede katkı sağlar. Bu duyguların kaynağı nedir? Bu duyguları sürdürmek / değiştirmek istiyor muyum? Eğer istiyorsam, hangi duyguları hissetmek isterim? Bu duygulara ulaşmak için ne yapabilirim? Bu soruları cevaplayarak, duygularınızı daha iyi tanıyabilir, paylaşabilir ve pekiştirebilirsiniz. Ayrıca, çarktaki köprüleri kullanarak, bir duygudan diğerine nasıl geçebileceğinizi de görebilirsiniz. Duygu Çarkı modeli size duygusal farkındalık ve gelişim konusunda rehberlik edebilir. Willcox Duygu Çarkı

  • Konfor Alanı

    Konfor Alanı, insan potansiyelinin dünyadaki en büyük yok edicisi. Hayallerin öldüğü yerdir. Konfor Alanı, bizi yeni şeyler denemekten ve büyümekten alıkoyan bir hapishanedir. Konfor Alanında kalmak, hayallerimizi gerçekleştirmenin önündeki en büyük engeldir. Konfor Alanını terk etmek, büyümenin ve gelişmenin ilk adımı. Konfor Alanını terk etmek, hayallerimizi gerçekleştirmek için attığımız en önemli adımdır. Konfor alanı yaklaşımı, bazı kaynaklarda "Comfort zone", "fear zone", "learning zone" ve "growth zone" terimleri ile ifade ederler. Bunlar, kişisel gelişim ve öğrenme süreçlerinde sıkça kullanılan kavramlardır. 1. Comfort Zone (Rahat Bölge): Kişinin alışkın olduğu, kendini rahat ve güvende hissettiği, pek çok risk ve zorlukla karşılaşmadığı, bilgi ve becerilerini kullanarak rahatlıkla başa çıkabildiği bölgedir. Bu bölgede kişi, alışılmış rutinlerine sadık kalır ve kendini tehdit altında hissetmez. Ancak, konfor alanında uzun süre kalmak, kişinin gelişimini sınırlayabilir ve yeni deneyimlerden yoksun bırakabilir. Örneğin, bir pilot, uzun yıllardır aynı tür uçakla uçuyor ve bu uçak tipine oldukça aşina olmuş durumda. Her seferinde benzer hava koşulları ve rotalarla çalışıyor. Bu durum, onun "rahat bölgesi" olarak tanımlanabilir. Gerektiğinde bu alandan çıkmak ve bu alanı etkin kullanabilmek için; Kendinizi tanıyın ve hedeflerinizi belirleyin. Kendi gücünüzü ve zayıflıklarınızı anlayarak gelişmek istediğiniz alanları belirleyin. Yeni deneyimlere açık olun. Yeni beceriler öğrenme ve farklı deneyimlere katılma fırsatlarına açık olun. Risk alın. Küçük adımlarla başlayarak kendinizi rahatsız edecek deneyimlere açılın ve yeni fırsatları değerlendirin. Kendinize güvenin. Konfor alanınızdan çıkmak için kendinize güvenin ve başarısızlık korkusunu aşın. 2. Fear Zone (Korku Bölgesi): Kişinin kendisini korku ve endişe içinde hissettiği, yeterince hazırlıklı olmadığı düşüncesinin hâkim olduğu bölgedir. Bu bölgede kişi, yeni deneyimlerden çekinir ve risklerden kaçınmaya çalışır. Potansiyel başarısızlık korkusu bireyi bu bölgede tutabilir. Bu bölgede sıkışmak, kişinin öğrenme ve büyüme potansiyelini engelleyebilir. Örneğin, bir pilot, ilk defa farklı bir havaalanına iniş yapacaksa ve bu havaalanındaki pist koşullarına, rüzgâr şartlarına ve trafik yoğunluğuna alışkın değilse, korku bölgesine girmiş olabilir. Bu durumda, endişe ve heyecan duyguları onu rahatsız edebilir. Bu bölgeden kolay çıkmak ve etkili bir şekilde yönetmek için; Korkularınızı tanıyın. Hangi konularda korku yaşadığınızı ve nedenlerini anlayın. Adımları küçültün. Korku bölgesinden çıkmak için küçük adımlarla başlayın ve kendinizi yavaşça rahatsız edici durumlarla yüzleştirin. Olumlu düşünün. Kendinize olan güveninizi artıracak ve korkularınızı azaltacak olumlu düşünceleri geliştirin. Destek alın. Korkularınızla başa çıkmak için bir mentor veya danışmanla çalışın ve destek alın. 3. Learning Zone (Öğrenme Bölgesi): Kişinin yeni beceriler öğrenme, deneme ve deneyimleme fırsatları bulduğu bölgedir. Burada kişi, bilgi ve deneyimlerini artırmak için aktif olarak çaba sarf eder ve karşılaştığı zorlukları kabul eder. Örneğin, bir pilot, daha önce tecrübe etmediği bir uçak tipini öğrenme aşamasındaysa, öğrenme bölgesinde yer alır. Bu süreçte eğitmenlerle birlikte uçarak, yeni uçak tipinin özelliklerini ve performansını anlamaya çalışır. İlk başlarda bazı zorluklar yaşasa bile, sürekli çaba sarf ederek öğrenir ve gelişir. Öğrenme bölgesinden etkili bir şekilde yararlanmak için; Açık olun. Yeni fikirlere ve bilgilere açık olun ve öğrenme sürecine katılmaktan keyif alın. Pratik yapın. Öğrendiklerinizi pratikte deneyimleyerek ve uygulayarak becerilerinizi geliştirin. Hataları kabul edin. Hata yapma olasılığınızı kabul edin ve bu hatalardan öğrenmeye odaklanın. Kendinizi geliştirin. Öğrenme bölgesinde kendinizi geliştirmek için sürekli olarak yeni fırsatlar arayın. 4. Growth Zone (Gelişim Bölgesi): Kişinin kendi potansiyelini gerçekleştirmeye başladığı, yeteneklerini ve bilgisini aktif olarak kullanarak önemli ilerlemeler kaydettiği bölgedir. Bu bölgede kişi, öğrenme sürecinde kazandığı deneyimleri gerçek hayat durumlarında başarıyla kullanır. Örneğin, bir pilot, yeni uçak tipini öğrenme sürecini tamamladıktan sonra ve bir süre boyunca deneyim kazandıktan sonra artık gelişim bölgesindedir. Artık bu uçak tipini rahatlıkla kullanabilir, zorlu hava koşullarında etkili bir şekilde uçabilir ve daha önce korku bölgesi olarak hissettiği bazı durumlarla başa çıkabilir. Gelişim bölgesinden etkili bir şekilde yararlanmak için şunları yapabilirsiniz: Hedef belirleyin. Gelişim hedeflerinizi belirleyin ve bu hedeflere ulaşmak için adımlar atın. Kendinize güvenin. Başarılarınızı kutlayın ve kendinize olan güveninizi artırın. Yenilikçi olun. Yeni projeler ve fırsatlar arayarak ve mevcut becerilerinizi daha da geliştirerek sürekli olarak kendinizi yenileyin. Diğerleriyle paylaşın. Kazandığınız deneyimleri ve başarıları başkalarıyla paylaşın ve onların da gelişimine katkıda bulunun. Her bir sürecin yönetimi ve etkili kullanımı kişisel gelişiminizi ve öğrenme süreçlerinizi destekleyecektir. Kendinize güvenin, yeni deneyimlere açık olun ve sürekli olarak kendinizi geliştirmek için çaba sarf edin. Böylece, potansiyelinizi maksimize edebilir ve kişisel ve profesyonel başarınıza katkı sağlayabilirsiniz.

  • Havacılık Sektöründe Yaz Ayları

    Yaz ayları, başta pilotlar olmak üzere tüm havacılık sektörü için yoğun günler anlamına gelir. Conversation Aviation Dergisinin 02/23 s ayısında bu konuya yer verilmiş ve yazları ortaya çıkan 6 olumsuz etki yaratabilecek durum ve kısaca alınabilecek tedbirler şöyle sıralanmıştır. Yorgunluk, insanların fiziksel ve zihinsel performanslarını olumsuz etkileyen bir durumdur. Yaz sezonunda havacılık sektöründe çalışanlar, yoğun iş yükü, uzun çalışma saatleri, uyku bozuklukları, jet lag veya vardiyalı çalışma gibi nedenlerle yorgunluk yaşayabilirler. Bu durumda uçuş ekibi, kendilerine iyi bakmalı, sağlıklı beslenmeli, yeterli su içmeli, uyku kalitesine dikkat etmeli ve dinlenme sürelerine uymalıdır. Yeni rotalar, yeni havalimanları, yeni riskler, yaz sezonunda havacılık sektöründe karşılaşılabilecek operasyonel zorluklardan biridir. Yaz sezonunda havacılık trafiği arttığı için uçuş ekibi, daha önce uçmadıkları veya az uçtukları rotaları veya havalimanlarını kullanmak zorunda kalabilirler. Bu durumda uçuş ekibi, yeni rotaların veya havalimanlarının özelliklerini önceden araştırmalı, uçuş planını buna göre yapmalı, uçuş risk değerlendirme formunu doldurmalı ve tehlike raporlama sistemini kullanmalıdır. Her şeyin daha yoğun olması, yaz sezonunda havacılık trafiği arttığı için uçuş ekibi, daha fazla yolcu, bagaj, kargo veya yakıt ile ilgilenmek zorunda kalabilirler. Bu durumda uçuş ekibi, iş yükünü paylaşmak, işbirliği yapmak ve iletişimi sağlamak için ekstra çaba göstermelidir. Dışarının sıcak olması, yaz sezonunda sıcaklık arttığı için uçuş ekibi, hem kendilerinin hem de uçakların performanslarını etkileyebilecek faktörlerle karşılaşabilirler. Bu durumda uçuş ekibi, kendilerine iyi bakmalı, yeterli su içmeli, sıcak çarpmasına karşı önlem almalı ve teknik ekipler uçakların bakımını ve kontrollerini azami titizlikle sürdürmelilerdir. Grevler, yaz sezonunda havacılık trafiği arttığı için bazı havalimanlarındaki personel greve gidebilir veya grev tehdidi oluşturabilir. Bu durumda uçuş ekibi, grev durumunu önceden takip etmeli, alternatif planlar yapmalı ve yolculara bilgi vermelidir. İş özel yaşam dengesi, yaz sezonunda havacılık trafiği arttığı için uçuş ekibi, aile ve sosyal hayatlarından uzaklaşabilir veya bunları ihmal edebilir. Bu durumda uçuş ekibi, kendilerine zaman ayırmalı, hobileriyle ilgilenmeli, arkadaş ve aileleriyle iletişim kurmalı ve psikolojik destek almaktan çekinmemelidir. Bu durumların olumsuz etkilerini asgariye indirmek ve uçuş emniyetini artırmak için bireysel ve kurumsal tedbirler almak gerekmektedir.

  • Havacılık Sektöründe Yaz Ayları

    Yaz ayları, başta pilotlar olmak üzere tüm havacılık sektörü için yoğun günler anlamına gelir. Conversation Aviation Dergisinin 02/23 sayısında bu konuya yer verilmiş ve yazları ortaya çıkan 6 olumsuz etki yaratabilecek durum ve kısaca alınabilecek tedbirler şöyle sıralanmıştır. Yorgunluk, insanların fiziksel ve zihinsel performanslarını olumsuz etkileyen bir durumdur. Yaz sezonunda havacılık sektöründe çalışanlar, yoğun iş yükü, uzun çalışma saatleri, uyku bozuklukları, jet lag veya vardiyalı çalışma gibi nedenlerle yorgunluk yaşayabilirler. Bu durumda uçuş ekibi, kendilerine iyi bakmalı, sağlıklı beslenmeli, yeterli su içmeli, uyku kalitesine dikkat etmeli ve dinlenme sürelerine uymalıdır. Yeni rotalar, yeni havalimanları, yeni riskler, yaz sezonunda havacılık sektöründe karşılaşılabilecek operasyonel zorluklardan biridir. Yaz sezonunda havacılık trafiği arttığı için uçuş ekibi, daha önce uçmadıkları veya az uçtukları rotaları veya havalimanlarını kullanmak zorunda kalabilirler. Bu durumda uçuş ekibi, yeni rotaların veya havalimanlarının özelliklerini önceden araştırmalı, uçuş planını buna göre yapmalı, uçuş risk değerlendirme formunu doldurmalı ve tehlike raporlama sistemini kullanmalıdır. Her şeyin daha yoğun olması, yaz sezonunda havacılık trafiği arttığı için uçuş ekibi, daha fazla yolcu, bagaj, kargo veya yakıt ile ilgilenmek zorunda kalabilirler. Bu durumda uçuş ekibi, iş yükünü paylaşmak, işbirliği yapmak ve iletişimi sağlamak için ekstra çaba göstermelidir. Dışarının sıcak olması, yaz sezonunda sıcaklık arttığı için uçuş ekibi, hem kendilerinin hem de uçakların performanslarını etkileyebilecek faktörlerle karşılaşabilirler. Bu durumda uçuş ekibi, kendilerine iyi bakmalı, yeterli su içmeli, sıcak çarpmasına karşı önlem almalı ve teknik ekipler uçakların bakımını ve kontrollerini azami titizlikle sürdürmelilerdir. Grevler, yaz sezonunda havacılık trafiği arttığı için bazı havalimanlarındaki personel greve gidebilir veya grev tehdidi oluşturabilir. Bu durumda uçuş ekibi, grev durumunu önceden takip etmeli, alternatif planlar yapmalı ve yolculara bilgi vermelidir. İş özel yaşam dengesi, yaz sezonunda havacılık trafiği arttığı için uçuş ekibi, aile ve sosyal hayatlarından uzaklaşabilir veya bunları ihmal edebilir. Bu durumda uçuş ekibi, kendilerine zaman ayırmalı, hobileriyle ilgilenmeli, arkadaş ve aileleriyle iletişim kurmalı ve psikolojik destek almaktan çekinmemelidir. Bu durumların olumsuz etkilerini asgariye indirmek ve uçuş emniyetini artırmak için bireysel ve kurumsal tedbirler almak gerekmektedir.

  • Ekip Kaynak Yönetimi - NLP İlke ve Varsayımları

    Bu yazıda da Ekip Kaynak Yönetiminin temel bileşenleri ile NLP İlke ve Varsayımlarını karşılıklı inceledim. Bu temel bileşenler; İletişim, Liderlik, Takım Çalışması, Durumsal Farkındalık, Karar Verme olarak kabul edilir. İletişim Kurma: İletişim kurma, başkalarıyla etkili bir şekilde bilgi alışverişinde bulunma becerisidir. İletişim kurma, sözlü, sözsüz veya yazılı olarak mesaj gönderme, alma ve yorumlama gibi unsurları içerir. İletişim kurma, duygusal zekanın diğer bileşenleriyle de ilişkilidir. NLP İlke ve Varsayımları, iletişim kurmayı destekleyen pek çok ilkeye sahiptir. Örneğin, “İletişimin anlamı tepkidir” ilkesi, insanların başkalarının tepkilerini dikkate almalarına ve iletişimlerini geliştirmelerine yardımcı olur. “Her durumda seçenek vardır” ilkesi, insanların kendi kararlarını vermelerine ve alternatifleri değerlendirmelerine yardımcı olur. “Eğer biri yapabiliyorsa herkes yapabilir” ilkesi, insanların kendi potansiyellerine inanmalarına ve başkalarına da ilham vermelerine yardımcı olur. Bu ilkeler sayesinde, insanlar başkalarıyla daha iyi iletişim kurabilirler. Liderlik Liderlik, uçuş ekibinin etkin bir şekilde yönetilmesi ve koordine edilmesi becerisidir. Liderlik, uçuş planlaması, karar verme, iletişim, sorumluluk paylaşımı, otorite kullanımı ve takip etme gibi unsurları içerir. NLP İlke ve Varsayımları , liderliği destekleyen pek çok ilkeye sahiptir. Örneğin, "Eğer biri yapabiliyorsa herkes yapabilir" ilkesi, liderlerin kendi potansiyellerine inanmalarına ve başkalarına da ilham vermelerine yardımcı olur. "Her durumda seçenek vardır" ilkesi, liderlerin kendi kararlarını vermelerine ve alternatifleri değerlendirmelerine yardımcı olur. "İletişimin anlamı tepkidir" ilkesi, liderlerin başkalarının tepkilerini dikkate almalarına ve iletişimlerini geliştirmelerine yardımcı olur. Bu ilkeler sayesinde, liderler uçuş ekibini daha iyi yönetebilir ve koordine edebilirler. Takım Çalışması Takım çalışması, uçuş ekibinin ortak bir amaç için işbirliği yapması ve kaynakları paylaşması becerisidir. Takım çalışması, güven, saygı, destek, uyum, geribildirim, çatışma yönetimi ve esneklik gibi unsurları içerir. NLP İlke ve Varsayımları, takım çalışmasını kolaylaştıran pek çok ilkeye sahiptir. Örneğin, "Her davranışın olumlu bir niyeti vardır" ilkesi, takım üyelerinin başkalarının davranışlarını anlamaya ve yargılamaya çalışmalarına yardımcı olur. "Zihin ve beden bir bütündür" ilkesi, takım üyelerinin kendi fiziksel ve psikolojik durumlarını etkileyebileceklerini ve başkalarına da yansıtabileceklerini fark etmelerine yardımcı olur. "Başarısızlık yoktur, sadece geribildirim vardır" ilkesi, takım üyelerinin kendi hatalarından öğrenmelerine ve geliştirmelerine yardımcı olur. Bu ilkeler sayesinde, takım üyeleri ortak bir amaç için daha iyi işbirliği yapabilir ve kaynakları paylaşabilirler. Durumsal Farkındalık Durumsal farkındalık, uçuş ekibi üyelerinin çevrelerinde olup bitenleri algılama, anlama ve tahmin etme becerisidir. Durumsal farkındalık, uçağın durumu, hava durumu, hava trafik kontrolü, acil durumlar ve yolcuların durumu gibi unsurları içerir. Durumsal farkındalık, uçuş güvenliği için hayati önem taşır. NLP İlke ve Varsayımları, durumsal farkındalığı arttıran pek çok ilkeye sahiptir. Örneğin, "Harita bölge değildir" ilkesi, uçuş ekibi üyelerinin kendi öznel deneyimlerinin gerçeği yansıtmadığını, sadece bir yorum olduğunu fark etmelerine ve başkalarının haritalarını da anlamaya çalışmalarına yardımcı olur. "Her durumda seçenek vardır" ilkesi, uçuş ekibi üyelerinin kendi kararlarını vermelerine ve alternatifleri değerlendirmelerine yardımcı olur. "Zihin ve beden bir bütündür" ilkesi, uçuş ekibi üyelerinin kendi fiziksel ve psikolojik durumlarını etkileyebileceklerini ve başkalarına da yansıtabileceklerini fark etmelerine yardımcı olur. Bu ilkeler sayesinde, uçuş ekibi üyeleri çevrelerinde olup bitenleri daha iyi algılar, anlar ve tahmin ederler. Karar Verme: Karar verme, uçuş ekibi üyelerinin uçuş planlaması, uçuş sırasında veya acil durumlarda uygun eylemleri seçme becerisidir. Karar verme, bilgi toplama, analiz etme, değerlendirme, seçim yapma ve uygulama gibi unsurları içerir. Karar verme, uçuş performansını ve güvenliğini etkiler. NLP İlke ve Varsayımları, karar vermeyi destekleyen pek çok ilkeye sahiptir. Örneğin, "Eğer biri yapabiliyorsa herkes yapabilir" ilkesi, uçuş ekibi üyelerinin kendi potansiyellerine inanmalarına ve başkalarından öğrenmelerine yardımcı olur. "Başarısızlık yoktur, sadece geribildirim vardır" ilkesi, uçuş ekibi üyelerinin kendi hatalarından öğrenmelerine ve geliştirmelerine yardımcı olur. "İletişimin anlamı tepkidir" ilkesi, uçuş ekibi üyelerinin başkalarının tepkilerini dikkate almalarına ve iletişimlerini geliştirmelerine yardımcı olur. Bu ilkeler sayesinde, uçuş ekibi üyeleri uygun eylemleri daha iyi seçer ve uygularlar.

  • Duygusal Zekâ - NLP İlke ve Varsayımları

    Daha önce NLP İlke ve Varsayımları ile ilgili kısa bir yazı paylaşmıştım. Bu yazıda yer alan bilgiler çerçevesinde Daniel Golemanın Duygusal Zekâ yaklaşımına destek vermesi konusunu inceledim. Kendini Fark Etme (Kişisel Farkındalık): Kendini fark etme, duygusal zekanın temel bileşenlerinden biridir. Kendini fark etme, kendi duygularını, düşüncelerini, inançlarını, değerlerini, güçlü ve zayıf yönlerini, motivasyonlarını ve hedeflerini tanıma ve anlama yeteneğidir. Kendini fark etme, duygusal zekanın diğer bileşenlerinin gelişmesine de zemin hazırlar. NLP İlke ve Varsayımları, kendini fark etmeyi destekleyen pek çok ilkeye sahiptir. Örneğin, "Harita bölge değildir" ilkesi, insanların kendi öznel deneyimlerinin gerçeği yansıtmadığını, sadece bir yorum olduğunu fark etmelerine yardımcı olur. "Her davranışın olumlu bir niyeti vardır" ilkesi, insanların kendi davranışlarının arkasındaki motivasyonları anlamalarına yardımcı olur. "Başarısızlık yoktur, sadece geribildirim vardır" ilkesi, insanların kendi hatalarından öğrenmelerine ve gelişmelerine yardımcı olur. Bu ilkeler sayesinde, insanlar kendilerini daha iyi tanır ve fark ederler. Kendini Yönetme (Öz Yönetim): Kendini yönetme, kendi duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını kontrol etme ve yönlendirme yeteneğidir. Kendini yönetme, stresle başa çıkma, uyum sağlama, esneklik gösterme, sorumluluk alma ve başarıya ulaşma gibi becerileri içerir. Kendini yönetme, duygusal zekanın diğer bileşenleriyle de ilişkilidir. NLP İlke ve Varsayımları, kendini yönetmeyi kolaylaştıran pek çok ilkeye sahiptir. Örneğin, "Zihin ve beden bir bütündür" ilkesi, insanların kendi fiziksel ve psikolojik durumlarını etkileyebileceklerini fark etmelerine yardımcı olur. "Eğer biri yapabiliyorsa herkes yapabilir" ilkesi, insanların kendi potansiyellerine inanmalarına ve başkalarından öğrenmelerine yardımcı olur. "Her durumda seçenek vardır" ilkesi, insanların kendi kararlarını vermelerine ve alternatifleri değerlendirmelerine yardımcı olur. Bu ilkeler sayesinde, insanlar kendilerini daha iyi yönetir ve geliştirirler. Sosyal Farkındalık (Sosyal Bilinç): Sosyal farkındalık, başkalarının duygularını, düşüncelerini, inançlarını, değerlerini, motivasyonlarını ve hedeflerini tanıma ve anlama yeteneğidir. Sosyal farkındalık, empati kurma, iletişim kurma, işbirliği yapma ve liderlik etme gibi becerileri içerir. Sosyal farkındalık, duygusal zekanın diğer bileşenleriyle de bağlantılıdır. NLP İlke ve Varsayımları, empati kurmayı kolaylaştıran pek çok ilkeye sahiptir. Örneğin, “Her davranışın olumlu bir niyeti vardır” ilkesi, insanların başkalarının davranışlarını anlamaya ve yargılamaya çalışmalarına yardımcı olur. “Harita bölge değildir” ilkesi, insanların kendi öznel deneyimlerinin gerçeği yansıtmadığını, sadece bir yorum olduğunu fark etmelerine ve başkalarının haritalarını da anlamaya çalışmalarına yardımcı olur. “Zihin ve beden bir bütündür” ilkesi, insanların kendi fiziksel ve psikolojik durumlarını etkileyebileceklerini ve başkalarına da yansıtabileceklerini fark etmelerine yardımcı olur. Bu ilkeler sayesinde, insanlar başkalarına daha iyi empati kurabilirler. İlişki Yönetimi (Sosyal Beceriler) İlişki yönetimi, başkalarıyla güven, saygı ve işbirliği temelinde bağlantılar oluşturma becerisidir. İlişki yönetimi, duygusal zekanın diğer bileşenlerine de katkıda bulunur. NLP İlke ve Varsayımları, ilişki kurmayı kolaylaştıran pek çok ilkeye sahiptir. Örneğin, "Her davranışın olumlu bir niyeti vardır" ilkesi, insanların başkalarının davranışlarını anlamaya ve yargılamaya çalışmalarına yardımcı olur. "İletişimin anlamı tepkidir" ilkesi, insanların başkalarının tepkilerini dikkate almalarına ve iletişimlerini geliştirmelerine yardımcı olur. "Her durumda seçenek vardır" ilkesi, insanların başkalarının bakış açılarını görmelerine ve farklılıklara saygı duymalarına yardımcı olur. Bu ilkeler sayesinde, insanlar başkalarıyla daha iyi ilişki kurarlar.

  • NLP İlkeleri ve Varsayımları

    “Ondan çok şey türetebilirsiniz. NLP, kişinin içsel durumlarını denetlemesini öğretir.” Richard Bandler Nöro-Linguistik Programlama, zihin-dil arasındaki sürekli etkileşimin davranışlarımıza nasıl yansıdığını tarif eder ve insan yaşamında en etkili üç unsura odaklanmıştır: Nöro : Nörolojik sistem, vücudumuzun fiziksel fonksiyonlarını nasıl yerine getirdiği ve beş duyu organımızdan gelen bilgileri işleme tarzı ile ilgilidir. Linguistik : Kullandığımız dil çevremizle ve kendimizle nasıl iletişim kurduğumuzu ve buna bağlı olarak yarattığımız etkiyi belirler. Programlama : Bilgisayar bilimlerindeki programlama kavramından alınmıştır ve hepimizin (farkederek ya da etmeyerek) sürekli kullandığımız zihni süreçlere karşılık gelir. NLP, 1970'li yılların başında John Grinder (dilbilimci) ve Richard Bandler (matematikci ve Gestalt terapist) tarafından Amerika'da oluşturuldu. NLP, 'Konusunda yetkin biri ile mükemmel biri arasindaki fark nedir?' sorusuna yanit arama çalışmalarının ürünüdür. Bu soruya yanıt aranırken dallarında üstün performans sergileyen bazı kişiler seçilerek (Fritz Perls - Gestalt terapinin kurucusu, Virginia Satir - aile terapisti ve Milton Erickson - psikiatrist, 'American Society of Clinical Hypnosis'in kurucusu) bu kişilerin sözel ve davranışsal yaklaşımları incelendi. Amaç, mükemmelliğe nasıl erişildiğinin belirlenerek bunun herkes tarafından öğrenilebilir-uygulanabilir hale getirilmesi idi (modelleme). Grinder ve Bandler kullandıkları modelleme teknikleri ve kişisel katkılarını, beyin-dil-vücut arasındaki ilişkiyi sembolize etmek için 'Nöro-Linguistik Programlama' olarak isimlendirdiler. Günümüze kadar NLP kapsamında, psikoterapi, eğitim, sağlik, iş hayatı, yaratıcılık, yöneticilik, satış, liderlik... gibi cok geniş bir yelpazeye yönelik çeşitli iletişim - değişim becerileri ve etkin yöntemler geliştirildi ve geliştirilmeye devam ediyor. NLP diğer disiplinler gibi bazı ilkeler ve prensipler üzerine kurulmuştur. Bu ön kabuller NLP’nin özünü oluşturmaktadır. NLP’yi daha yakından tanıyabilmemiz için bunları iyice kavramak yararlı olacaktır. Bu prensiplere kesin olarak doğru veya yanlış diyemeyiz. Yalnızca NLP tarafından özümsenmiş kabullerdir. Bunları doğru şekilde kullanırsak yaşamımızda faydalarını görebiliriz. Diğer disiplinlerde ve bilimlerde teori üretmeden önce varsayımlar vardır, ancak bunlar defalarca kanıtlanırsa ve bir fayda oluşturursa teorik olarak uygulanabilir. NLP İlkeleri 1. Harita Bölgenin Kendisi Değildir. Hepimizin kendimize ait subjektif dünya ‘’haritamız’’ vardır. Zihinsel haritamız da dünyanın kendisi değildir. Biz dünyayı beş duyu organımızla algılarız. Gördüğümüz, duyduğumuz, hissettiğimiz, kokladığımız ve tattığımız herşeyi şekillendirir, anlamlandırır ve etiketleriz. Sonra da bunları belirli sıralarda kullanarak iç ve dış deneyimlerimizi oluştururuz. Bu şekilde algılamadığımız hiç bir şey bizim için bir anlam ifade etmez. Yeni şeyler de daha önceki bilgilerin ışığında anlam taşımaya başlar. Dünya değişmeyebilir, ama bizim düşüncelerimiz, değerlerimiz ve inançlarımız sürekli değişmektedir. Kesin doğruyu bilmediğimiz bir dünyada yaşıyoruz. Hiç kimsenin zihin haritası nesnel değildir, bunun için kişilerin zihin haritaları gerçek dünyayı göstermez. İlgili Olduğu Alt Alanlar: Öz değerlendirme. 2. Her Davranışın Özünde Olumlu Bir Niyet Vardır. Toplum içinde davranışlarımız nedeniyle zaman zaman eleştirildiğimiz olmuştur. Bu davranışlarımız o an için bulunduğumuz çevrenin kültürel yapısına, etiklerine ve düşünce sistemine ters düşmüş olabilir. Belki de hiç düşünmeden sergilediğimiz bir tutum bizi pişmanlığa sürükleyebilir. Kendimiz için mümkün olan en iyi seçeneği o anki duygularımızla yaparız. Net bir şekilde ifade edemememize rağmen ve hatta bazen farkında olmasak bile, her şeyin değişmeyen tek unsuru bir amacımızın olmasıdır. Her aksiyon en azından onu yapan kişi için pozitif bir amaca sahiptir. Bir anlam ifade etmese de veya bilinçli olmasa da bazı hedefleri izleriz. İlgili Olduğu Alt Alanlar: Özdeğerlendirme, iyimserlik, başarma dürtüsü. 3. Her Deneyimin Bir Yapısı Vardır. Yaşadığımız olayın hepimiz için bir anlamı vardır ve olumsuzda olsa bir takım duygu, düşünce ve hareketlerin toplamından oluşmuştur. Dolayısıyla her eylem ve düşünce bir dizi sistem ve yapıyı içermektedir. İlgili Olduğu Alt Alanlar: Öz değerlendirme, iyimserlik, başarma dürtüsü. 4. Zihin Ve Vücut Aynı Sistemin Parçalarıdır. Zihin ve beden aynı sistemin parçalarıdır ve birbirini etkiler. Duygularımızın vücutlarımızla ilgisi vardır. Düşünerek tüm fizyolojinizi değiştirebilirsiniz. Eğer “cesareti” düşünürseniz, güvenli görünür ve cesaretli hareket edersiniz. Eğer “endişe” ve “korkuyu” düşünürseniz, kalp atışınız, ses tonunuz ve vücut diliniz bu düşünceyle eşleştirme yapacaktır. Üzerinde kontrol sahibi olduğunuz tek bir sistem olarak iki şekilde de çalışır. Çünkü; düşüncelerimiz vücudumuzu ve kaslarımızı etkiler. Ne düşünüyorsak bilinçli ya da bilinçsiz olarak bedenimizde yansıtırız. İlgili Olduğu Alt Alanlar: Öz değerlendirme, duygusal bilinç. 5. Eğer Birisi Bir şeyi Yapıyorsa, Herhangi Birisi De Onu Yapmayı Öğrenebilir. NLP’nin “zihin ve beden aynı sistemin parçalarıdır.” ilkesinde deneyimlediğimiz gibi zihin ve beden fonksiyonlarımızı değiştirerek kolayca istediğimiz sonuçlara ulaşabiliyorduk. Eğer bir kişi bir eylemi kendi istediği şekilde gerçekleştirebiliyorsa, diğer herhangi bir kişi de bunu gerçekleştirebilir. Bu da o kişinin o eylemi veya işi nasıl gerçekleştirdiği ile ilgilidir. Acaba hangi düşünce ve davranış şekli ile o işi gerçekleştirebilmiştir. Bu da o kişiyi modellemek ile olur. İlgili Olduğu Alt Alanlar: Öz değerlendirme, hedef belirleme, başarma dürtüsü. 6. İnsanlar İhtiyaç Duydukları Kaynaklara Sahiptir. İnsanoğlu bu kaynaklara birçok yönden sahiptir. Nedir bu kaynaklar, nasıl kullanılır veya kullanılamaz? İlk akla gelen kendi iç kaynaklarımızdır, duygularımız, düşüncelerimiz ve daha sonra da fiziksel kaynaklarımızdır. Bir yanda iç kaynaklarımız dururken bir yandan da dış dünya ile sürekli iletişim kurma ihtiyacımız vardır. İlgili Olduğu Alt Alanlar: Öz değerlendirme, duygusal bilinç, başarma dürtüsü. 7. İletişimin Anlamı, Karşımızdakine Yaptığımız Etki Ve Aldığımız Cevaptır. Günümüzde insanların en büyük derdinin anlaşılmak, anlayamamak olduğunu söylemek mümkündür. NLP bu konuya değişik açılardan bakmaktadır. NLP her insanın kendi iletişiminden kendini sorumlu tutar. Anlaşılmamak karşımızdakinin değil, bizim kendi sorunumuzdur. Eğer kendimizi yalnızca kendi söyleyeceklerimize odaklıyor ve karşımızdakileri ihmal ediyorsak kendimiz söyler kendimiz dinleriz. İlgili Olduğu Alt Alanlar: Duyguları ifade etme, empati, etkileme. 8. İnsanlar Her Zaman Kendileri İçin Doğru Kararı Verirler. İnsanların ortaya koydukları o anki bütün davranışları kendileri için anlamlıdır. Aksi takdirde yapmazlar. Daha sonra pişman bile olsalar, o an kendileri için en uygun seçenekleri o anki koşullara göre ortaya koymuşlardır. Bu nedenle insanları yargılamadan önce onları içinde bulundukları koşullara göre değerlendirmek gerekmektedir. İlgili Olduğu Alt Alanlar: Öz değerlendirme, hedef belirleme, başarma dürtüsü, empati. 9. Eğer Yaptığın İşe Yaramıyorsa Başka Bir Şey Yap. İnsanoğlu da dahil olmak üzere her türlü sibernetik sistemde en geniş davranış seçeneğine veya çeşidine sahip olanın bütün sistemi kontrol edeceği söylenmektedir. Herhangi bir sistemde, hangi öğenin ya da kişinin esnekliği (seçeneği) en büyükse, sistemi kontrol eden o olur. Kontrol sözcüğüyle, deneyimin kalitesini etkileme gücünden bahsediyoruz. Esneklik, yaptığımız işe yaramıyorsa, farklı şeyler denemeyi göze alabilme yeteneğidir. Biliyorsunuz ki; hep aynı şeyleri denemek farklı sonuçlar getirmez. İsteklerimize ulaşmak konusunda, eğer bir bildiğimiz varsa, yani eninde sonunda uyguladığımız strateji ile sonuca ulaşabileceğimize inanıyorsak belirli bir süre sabırla aynı araç ve teknikleri deneyebiliriz. İlgili Olduğu Alt Alanlar: Öz değerlendirme, duygusal bilinç, esneklik, başarma dürtüsü. 10. Sezgilerinize Duyarlı Olun. Bazılarının doğa üstü yetenek olarak algıladığı yücelttiği, bazılarının ise yok saydığı sezgi, herkeste olan bir güçtür. Algıladığımız her şey bilinç altımızda kayda geçer. Duyduğumuz her şeyi bir kayıt makinesi gibi kaydederiz. Ama bilinçli zihnimiz bunların hepsini hatırlamaz. Hatırladıklarımız bunların çok az bir kısmıdır; sadece işimize yarayacak kadarıdır. Bilinç altında kayda geçen veriler tüm değerlendirmelerimizde, tüm karar anlarımızda devreye girer. Doğru karar verebilmemiz için bizi uyarırlar. Her an, her saniye bilinçli zihnimizle algıladığımız beş ila dokuz veriye karşılık bilinçaltımız binlerce veriyi depolar. Sezgi dediğimiz şey bilinçaltındaki bu verilerin yaptığı uyarıdır. İlgili Olduğu Alt Alanlar: Öz eğerlendirme, duygusal bilinç. * Uygulamalarla NLP (Yaşamınızda Fark Yaratan Yöntemler), Sue Knight, Sistem Yayıncılık; İstanbul 1999. * NLP Kişisel Liderlik, Turgay Biçer, Beyaz Yayınları; İstanbul 1999.

  • Her Pilot Kaptan Olmak İster mi?

    Havacılık sektöründe çalışan pilotların kariyer gelişiminde son yıllarda önemli değişimler gözlemleniyor. Geleneksel olarak, bir pilotun meslek hayatı boyunca yükselerek kaptanlık pozisyonuna terfi etmesi bekleniyordu. Ancak günümüzde, özellikle yeni nesil pilotlar arasında, kaptanlık pozisyonunu reddetme eğilimi dikkat çekiyor. Geçtiğimiz günlerde Reuters’de bu konuda yazılmış bir yazı okudum. Bu yazıyı okumadan önce genel bir bilgim vardı ama sonrasında yazıya yapılan yorumları da takip ettim. İş hayatında çoğu insan kariyerinin basamaklarında yukarılara çıkmak ve kariyerini geliştirmek istemesi normaldir. Bu aynı zamanda önemli bir motivasyon aracıdır. Yazıda; United Airlines Yardımcı Pilotlarından Phil Anderson’ın kaptanlığa terfi fırsatını geri çevirmesi haberinden yola çıkılmıştır. Bu ve buna benzer durumların hem kişilerin kariyer gelişimi hem de havayolu şirketlerinin yetişmiş pilot ihtiyacı konularına etkisi olacaktır. United Airlines'da, son bir yılda 978 kaptanlık kadrosu için yapılan tekliflerin yaklaşık yüzde 50'si doldurulamamıştır. Bir ay önce, 198 açık pozisyondan 96'sı dolmamıştır. Bir başka olayda 50 yaşındaki bir pilot, kaptan olarak iki yıl geçirdikten sonra kendi isteği ile tekrar sağ koltuğa döndü. Dönüş nedeni olarak; kaptan koltuğundaki zamanının "zorlu" olduğunu belirtti, çünkü sık sık beklemede kalıyor ve "gecenin her saatinde" ekip planlamadan telefon çağrıları alıyordu. Durumu “O dönemde en büyük sorun yorgunluktu, sürekli olarak yorgundum." diye ifade ediyordu. Bu durum sadece bir ya da birkaç havayolunun başına gelen bir durum değildir. American Airlines'da da benzer durumlar yaşanmaktadır. Konuyla ilgili Amerikan pilotlar birliği sözcüsü Dennis Tajer, son yedi yılda terfii reddeden pilot sayısının en az iki kat arttığını belirtmektedir. Konu ile ilgili alınan tedbirlerden en önemlisi kaptanların her türlü haklarının iyileştirilmesi yönünde olmaktadır. Delta Airlines ve American Airlines, yeni pilot sözleşmelerinde prim ödeme ve çalışma-yaşam şikayetlerini giderme konusunda çaba sarf etmektedirler. Konu ile ilgili bir İtalyan Kaptan Pilotun yorumları şöyle; COVID nedeniyle zorunlu bir mola yaşandıktan sonra birçok insan kariyer hedeflerini takip etmek yerine yaşam kalitesi perspektifinden düşünmeye başladı. Kariyer tercihlerinde yaşanan bu ve buna benzer değişiklik, profesyonel sorumluluklarla ilgili görünüyor. Bir Amerikan Kaptan pilotun yorumu. Uzun süredir kaptanlık yapan, sorumluluk ve prestijli görevlere sahip olan birisin ve yeteneklerinle fark yaratabilirsin. Ancak yarın, Avrupa'dan Asya’ya, Orta Doğu'ya uçan bu yeni nesil havayolu şirketlerinden birinde çalışmak zorunda kalırsan ve sana diğer tüm robotlar gibi muamele ederlerse, muhtemelen bu eğilimi anlarsın ve sağ koltukta sorumluluktan yoksun bir şekilde olmak pek de kötü gelmezdi... Bir Ryanair pilotunun yorumları. Ryanair'de bazı pilotlar, kaptanlığı reddederek ideal üssünden uzak yerlerde bir üsse atanmamayı tercih ediyorlar. Bir başka pilotun yorumları; Herkese mantıklı gelmeyebilecek bazı nedenlerden dolayı yükseltme yapmak istemiyorum. Bindiğim uçağı seviyorum, mevcut uçuş programım ailem ile zaman geçirmek için uygun, uçtuğum destinasyonları seviyorum ve yükseltme yapmak, sevmediğim bir uçağı uçurmak zorunda kalacağım anlamına geliyor. Bir Belçikalı pilotun yorumları; Sully filminden sonra Belçika'da birçok pilotun kaptanlığı reddettiğini gördüm. Ne yaparsanız yapın, bir şeyler ters giderse, kaptan olarak nihai sorumluluk sizdedir ve sigorta, şirket ile karşı karşıya kalırsınız. Pek çok pilot kaptan olarak bu sürekli baskı altında olmak istemez. Konu ile ilgili bir kabin amirinin yorumları ise şöyle. Maalesef Kabin Memuru mesleğinin cazibesi epey bir zaman önce azaldı. Ancak hala arzu edilen bir meslek olarak algılandığı ülkelerde, kabin ekiplerinin ticari baskılarla başa çıkmakta zorlandığını ve bu durumun sosyal olarak sürdürülemez hale geldiğini açıkça gözlemleyebiliyorum. Benim yaşımdaki kabin amirleri, tüm hayatlarını uçaklarda geçirmenin maliyetini yeniden değerlendiriyor. Zamanda geriye gitme şansı verilseydi, çoğumuz bu meslekte bu kadar uzun süre kalmayı tercih etmezdi. Bu örnekler ve yorumlar daha arttırılabilir. Bunları okurken ve yazarken konuyla ilgili bir başka soru geldi aklıma “Z Kuşağı genç pilotlar kaptanlık zamanları geldiğinde tercihlerini ne yönde kullanırlar? Neden?” Bu konuda aklıma gelenler ile genç pilot adayları ile yaptığımız küçük araştırma sonuçlarını düşündüm. Z kuşağı genç pilotların kaptanlık tercihlerini etkileyebilecek bazı faktörler şunlar olabilir. Kariyer hedefleri, ücretler ve iş güvencesi, yaşam tarzı ve esneklik, uzmanlık alanı ve rotalar, şirket politikaları ve imkanları, sektör trendleri. Kuşağın öne çıkan bazı özellikleri de bu tercihi etkileyecektir. Bunlar; teknoloji odaklı olmaları, çoklu göreve yatkınlık ve hızlı değişimci olmaları, değerlerine önem vermeleri, esnek çalışma istemi, kariyer ve kişisel gelişim beklentileri, işveren markası ve şeffaflık olarak sayılabilir. Genel olarak, Z kuşağı, teknolojiye adapte olmuş, sosyal sorumluluk bilinci yüksek, esneklik ve kariyer gelişimi önemseyen, işveren markası ve şirket değerleri ile uyumlu çalışma koşullarına önem veren bir kuşaktır. Yine de bireysel düzeyde farklılıklar gösterebilirler ve kendi öncelikleri ve değerleri doğrultusunda kararlar alırlar. Havacılık sektöründe çalışan pilotların kariyer gelişimindeki bu ve buna benzer değişimler, yeni nesil pilotların beklentilerine ve değerlerine uyum sağlamaya çalışan havayolu şirketleri tarafından yakından takip edilmektedir. Geleneksel kariyer yolunun yerini daha aşamalı ve liderlik odaklı gelişim süreçleri alıyor. Aynı zamanda, kaptanlık pozisyonunu reddetme eğilimi gösteren pilotlar, iş-yaşam dengesine, kişisel memnuniyetlerine ve liderlik sorumluluklarına farklı bir bakış açısı getiriyorlar. Havacılık sektöründeki bu değişimler, havayolu şirketlerinin kariyer gelişim süreçlerini ve liderlik pozisyonları ile ilgili eğitim terfi ve atanma süreçlerini yeniden değerlendirmelerine neden oluyor.

  • Pilotların Uyku Kalitesi ve Uçuş Güvenliği İçin Önemi

    Pilotlar için uyku kalitesi, uçuş emniyeti açısından hayati bir öneme sahiptir. Uykusuzluk, dikkat eksikliği, karar verme yeteneğinin zayıflaması ve reaksiyon süresinin uzaması gibi olumsuz etkileri beraberinde getirebilir. Bu da kaza riskini artırır ve pilotların uçuş sırasında yeterli odaklanma ve performans sergilemelerini engelleyebilir. Yaşa göre uyku ihtiyacı değişebilir. Genel olarak, yetişkinler için günde 7-9 saat uyku önerilmektedir. Ancak bu süre, kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Kendi uyku ihtiyacınızı belirlemek için, uykunuzun kalitesine, gün içindeki enerji seviyenize ve sağlık durumunuza dikkat etmeniz gerekir. Konuyla ilgili yapılan bazı çalışmalar da konunun önemini vurguluyor. EASA – NLR Çalışması Avrupa Komisyonu, EASA ile birlikte, yeni Avrupa uçuş ve görev süresi sınırlamalarının etkinliğini gözden geçirmek için 2019 yılında NLR (Netherlands Aerospace Centre) bir çalışma yaptırdı. Çalışmaya 15.680 kişi (%28.4 kadın) katıldı. Bu sayı Avrupa'daki tüm hava mürettebatı sayısının %10,6'sıdır. Bu katılımcıların %58,2'si pilot (%4,5 kadın) ve %41,8'i kabin ekibi üyesiydi (%61,5 kadın). Çalışmada önceden tanımlanmış bir yorgunluk öğesi listesinden en sık seçilen öğeler, Uzun bir çalışma günü Erken başlamak Normalde uyuyacağım saatlerde uçmak. Fatigue and Sleep in Airline Cabin Crew: A Scoping Review Bu çalışma, Candice C. Y. Wen, Darsh Cherian, Maya T. Schenker ve Amy S. Jordan tarafından 2021 yılında yapılmış ve International Journal of Environmental Research and Public Health dergisinde yayımlanmıştır. Çalışmanın amacı, uyku bozuklukları ve yorgunluk gibi sorunların kabin ekibi üyelerinin sağlık ve performans üzerindeki etkisini incelemektir. Bu çerçevede konu ile ilgili yapılan çalışmalar içerisinden 27 araştırma çalışması incelenmiştir. Genel olarak varılan sonuçlar şöyle sıralanabilir. Kabin ekibi üyeleri, yorgunluk, uyku düzeni ve zihinsel sağlık konularında daha fazla eğitim almalıdır. Uçuş sırasında dinlenme sürelerinin artırılması gibi önlemler alınmalıdır. Kabin ekibi üyeleri, yüksek kafein tüketimi gibi kendilerine zararlı başa çıkma stratejilerinden uzak durmaları konusunda bilgilendirilmelidir. Uyku yönetimi konusunda eğitim veya müdahale programları düzenlenmelidir. Zihinsel sağlık farkındalığı artırılmalı ve kabin ekibi üyelerine zihinsel sağlık konusunda destek sağlanmalıdır. Özellikle uluslararası ve uzun süreli görev yapan kabin ekibi üyeleri için, öz farkındalığı artırıcı eğitimler veya destek programları düzenlenmelidir. Kabin ekibi üyelerine, ihtiyaç duyduklarında nasıl yardım arayabileceklerini ve destek alabileceklerini öğretmek için kaynaklar sunulmalıdır. Kabin ekibinin fiziksel ve zihinsel sağlığını yönetmeleri için daha iyi bilgi ve araçlar sağlanmalıdır. Sleep Complaints and Fatigue Of Airline Pilots Bu çalışma, Cátia Reis, Catarina Mestre, Helena Canhão ve David Gradwell, Teresa Paiva tarafından 2016 yılında yapılmıştır. Bu çalışma, Sleep Science dergisinde yayımlanmıştır. Çalışma için kullanılan veriler, Portekizli havayolu pilotlarından alınmıştır. Uyku ve yorgunluğa odaklanan sosyo-ekonomik ve çalışma konularını ve araçlarını içeren bir anket geliştirildi. Yanıt oranı %32 idi ve nihai örnekte 435 pilot vardı. Çalışma sonucunda elde edilenler ve öneriler şunlardır: Pilotların %34,9’u uyku sorunları, %59,3’ü gündüz uykululuğu ve %90,6’sı yorgunluk bildirmiştir. Uyku sorunları ve yorgunluk pilotların performansını ve güvenliğini olumsuz etkileyebilir. Uyku sorunları ve yorgunluğu azaltmak için uyku hijyeni, uyku eğitimi ve uygun çalışma saatleri gibi önlemler alınmalıdır. Bu çalışmalar ve burada olmayan bir çok çalışma gösteriyor ki iş yaşamında ve havacılık sektöründe çok önemlidir. Uyku Kalitesini İyileştirmek ve Uçuş Emniyetini Sağlamak Pilotlar, uyku kalitesini iyileştirmek ve uçuş emniyetini sağlamak için aşağıdaki hususlara dikkat etmelidirler: Gerekli Uyku Süresini Karşılayacak Bir Uyku Düzeni Kurmak: 7-9 saat süreyi tamamlamak için elden geleni yapılmalı, tutarlı bir uyku düzeni oluşturulmalıdır. Kafein ve Alkol Tüketimini Sınırlamak: Uykudan önce aşırı kafein veya alkol tüketimi uyku düzenini bozar. Bu nedenle, uyumadan önce kafeinli içeceklerden ve alkolden kaçınılmalıdır. Rahatlatıcı Bir Rutin Oluşturmak: Uyumadan önce rahatlatıcı bir rutin uygulamak, uyku kalitesini artırmaya yardımcı olur. Bunlar arasında sıcak bir banyo yapmak, kitap okumak veya hafif bir müzik dinlemek yer alabilir. Uyku Ortamını İyileştirmek: Yatak odası karanlık, sessiz ve serin olmalıdır. Koyu perdeler kullanarak ışık girişini engellemek, gürültüyü azaltmak ve oda sıcaklığını uygun seviyede tutmak önemlidir. Yatakta Sadece Uyumak İçin Bulunmak: Yatak, uyku için ayrılmış bir mekan olarak algılanmalıdır. Bu nedenle, yatağı sadece uyumak için kullanmak, uyku alışkanlıklarını güçlendirir ve uyku kalitesini artırır. Yaz aylarında ise sıcak hava, uyku kalitesini olumsuz etkileyebilir. Pilotlar, sıcak havalarda uyku kalitesini artırmak için aşağıdaki önerilere dikkat etmelidirler: Klima veya Vantilatör Kullanmak: Yatak odasında klima veya vantilatör kullanmak, serin bir uyku ortamı sağlar ve sıcak havanın etkisini azaltır. Perdeleri Kapatmak: Güneş ışığının uyku sırasında içeri girmesini engellemek için perdeleri kapatmak önemlidir. Koyu renkli veya özel ışık geçirmez perdeler tercih edilebilir. Oda Sıcaklığını Kontrol Etmek: Uygun bir uyku sıcaklığı, uyku kalitesini artırır. Yatak odasını 20-22 derece arasında serin tutmak uygundur. Hafif Bir Yemek Yemek: Yatmadan önce ağır bir yemek yemek sindirim sistemini zorlar ve uyku kalitesini düşürebilir. Mutlaka yenmesi gerekiyorsa hafif bir yemek tercih edilmelidir. Uykudan Önce Egzersizden Kaçınmak: Yoğun egzersiz yapmak, vücudu uyarır ve uyku düzenini bozabilir. Uykudan en az 2-3 saat önce hafif egzersizler yapmak daha uygundur. Farklı saatlerde uykuya başlamak, kısa süreli uykular ile dinlenmeyi sağlamak havacılar için çok yaşanan durumlardır. Bu durumlarda uykuya dalmak bazıları için çok kolay değildir. Buna benzer bir ihtiyaçtan yola çıkarak ABD Deniz Kuvvetleri pilotları için bir çalışma yapıldı. Bu çalışma ile herhangi bir koşulda, herhangi bir zamanda, iki dakikadan daha kısa sürede uyuyabilme konusunda bilimsel bir yöntem geliştirdi. Altı haftalık bir egzersizden sonra, pilotların %96'sı iki dakikadan daha kısa sürede uyuyabiliyordu. Bu yöntemin adımları şöyledir. Gözlerinizi kapatın ve yavaş ve derin bir şekilde nefes alın. Ağzınızın içindeki kaslar da dahil olmak üzere yüz kaslarınızın hepsini gevşetin - gözlerinizi kısmayın veya kaşlarınızı çatmayın. Alnınız düz olmalı. Her şeyi serbest bırakın. Yanaklarınızı, ağzınızı, dilinizi ve çenenizi rahatladığınızı hissederken nefes verin. Gerginliği serbest bırakmak için omuzlarınızı bırakın ve ellerinizin vücudunuzun yan tarafına düşmesine izin verin. Derin bir nefes alın. Ardından yavaşça nefes vererek tüm gerilimi dışarı üfleyin, göğsünüzü rahatlatın. Kollarınızı, bacaklarınızı, uyluklarınızı ve baldırlarınızı rahatlatın. Rahatlatıcı bir sahne hayal ederek zihninizi 10 saniye boyunca temizleyin. O gün yanlış gidenleri, ne zaman kalkmanız gerektiğini veya ne zaman partnerinizi arayacağınızı düşünmeyin. Bu işe yaramazsa, 10 saniye boyunca tekrar tekrar nefesinize odaklanarak zihninizi boşaltmayı deneyin. Fiziksel olarak rahatlamış ve zihniniz en az 10 saniye boyunca hareketsiz olduğunda, uyuyacaksınız. Neredeyse anında uyuyabilme yeteneğine sahip olmanızı hayal edin. Sizin etrafınızda ne kadar çok şey olursa olsun veya ne kadar gergin hissederseniz hissedin. Tüm o arka plandaki gürültüyü engelleyebilme yeteneğine sahip olmak. Vücudunuzu yavaşlatmayı, zihninizi kapatmayı ve kendinize sıfırlama izni vermeyi bilmenin ne anlama geldiğini düşünün. Beş dakikalık boş zamanı garantili bir uykuya dönüştürme yeteneğine sahip olmak. Her şey daha kolay olacak. Zihniniz daha net olacak. Kararlarınız daha iyi olacak. Daha fazla enerjiye sahip olacak ve bedeninizi gün geçtikçe daha fazla zorlayabileceksiniz. Yukarıdaki önerileri uygulayarak, pilotlar uyku kalitelerini artırabilir ve uçuş güvenliğini sağlayabilirler. Uyku düzenine dikkat etmek, uyku ortamını iyileştirmek ve kişisel sağlık ve yaşam tarzı alışkanlıklarına özen göstermek pilotların uçuş sırasında maksimum dikkat ve performans sergilemelerini destekler. Kaynaklar: Jade Wu, "Hello Sleep: The Science and Art of Overcoming Insomnia Without Medications" 2023. Lloyd Bud Winter, Relax and Win: Championship Performance. 1981. NY Times, Dani Blum, Sleep Better at Every Age, 2023

  • HAYYS Davranışsal Yetkinlikler

    Harrison Assessments Yetenek Yönetimi Sistemi (HAYSS) "Davranışsal Yetkinlikler" konusunda değerlendirmeler yapmaktadır. Bu yetkinlikler farklı başlıklar altında toplanmaktadır. Bunlar: Duygusal Zekâ Davranışsal Yetkinlikleri Kendini Tanıma : Hatalarını kabul eder ve diğer kişilerden gelecek geribildirimlere açıktır; kendini kabul eder ve aynı zamanda kendini geliştirmek için yapabilecekleri üzerine düşünür; stres ve baskıyı yönetebilir. İç Motivasyon ve İç Yönetim : Mükemmelliği yakalamak için çabalar; fırsatları değerlendirmek için harekete geçer; zorlu hedeflerin peşinden gitmek için olumlu bir düşünce yapısına sahiptir; hedeflenen sonuçlara odaklanırken değişimlere uyum sağlar. Sosyal Farkındalık ve Hizmet Odaklılık : Diğer kişilerle ilişkileri empati ve şefkate dayalıdır; kendini önde tutma ve yardımseverliği dengeleyerek iki tarafın da kazançlı çıktığı sonuçlar elde etmeyi başarır; herkesin faydasına yönelik katkıda bulunmaktan keyif alır; müşteri ihtiyaçlarını öngörür. İlişkilerde Liderlik : Kişilerin işbirliği becerilerinin ve takım çalışmasının geliştirilmesi için diğer kişileri etkiler, ilham verir ve rehberlik eder; üretkenliği, güveni ve grup sinerjisini artırmak için kişilerarası çatışmaları yönetir. Liderlik Davranışsal Yetkinlikleri Değişime Açık Dirayetli : Güçlükler, engeller veya aksaklıklar karşısında etkili bir şekilde sebat eder, krizi yönetir ve değişime hızlı bir biçimde uyum sağlar. Etki ve Tesir Etme : Diğer kişileri hedeflerine ulaşmaları için ikna eder, onların işbirliğini talep eder, ilgi alanlarına hitap eder, güven oluşturur ve karşılıklı yarar sağlayacak ve sürdürülebilir anlaşmalara yönelik müzakerelerde bulunur. Harekete Geçirme : Diğer kişileri hedeflerine ulaşmaları için motive eder, ortak bir vizyon ortaya koyar, ekip üyelerinin aktif olmasını sağlar, açık bir şekilde ilişki kurar ve diğer kişilerin başarılı olmasına destek olur. Liderlik Etme : Kurumun misyonunu gerçekleştirmek için sorumluluk alır, net bir şekilde yön gösterir, ekip çalışması ve işbirliğini teşvik eder ve karar verme yetkisini kabul eder. Sonuç Odaklı : İstikrarlı bir şekilde hedeflerine ulaşır, zorlayıcı görevleri kabul eder, fırsatları yakalar, enerjisi ve coşkusu yüksektir. Sorun Çözme : Sorunları saptarken algısı yüksek ve mantıklıdır, sorunların kaynağını veya sebebini bulur ve çözüm adımlarında karşılaşılabilecek potansiyel zorlukları enine boyuna düşünür. Stratejik Düşünme : Fırsatları değerlendirecek etkin stratejiler ve uzun vadeli planlar oluşturur, ortaya çıkabilecek sorun ve riskleri önceden tahmin eder, daha önceki tecrübelerinden yararlanır, sektörel bilgileri araştırır ve doğru bireylerle işbirliği yapar. Yenilikçi : Arzu edilen amaç veya sonuca odaklanırken aynı zamanda süreçleri, verimliliği ve/veya etkinliği geliştirmek için farklı yollar dener. Öğrenme Becerisi : Tecrübeler, başarılar ve hatalardan ders çıkarır ve bu bilgileri yeni durumlar veya sorumluluklara uygular. İletişim Kuran : Net bir şekilde anlaşılmayı teşvik eder, açık ve net fikirler sunar, kaygılara ilişkin fikrini söyler, etkin bir şekilde dinler, zamanında ve faydalı bilgi sunar ve aktarılanların anlaşıldığını teyit etmek için sorumluluk alır. İşbirliği ve Takım Davranışsal Yetkinlikleri Ortak Niyet : Diğer bakış açılarına ilgi göstererek karşılıklı fayda sağlama ve uzun süreli ilişkiler kurma, geribildirimi olumlu bir şekilde karşılayıp diğer kişileri utandırmadan veya suçlamadan savunmacı olmayan bir şekilde karşılık verme hedefi. Dürüstlük ve Samimiyet : Kendinin farkında olarak ve dürüstçe konuşarak açık bir iletişim sağlama ve diğer kişilerin de böyle davranmasını teşvik etme eğilimi. Bu ayrıca iyi bir dinleyici olmayı ve bireylerin zor konuları ifade edecek kadar güvende hissedeceği bir ortam yaratma çabasını da içerir. Kendini Sorumlu Tutabilme : Seçimlerini ve seçimlerinin sonuçlarını anlama konusunda sorumluluk alma ve ardından bilinçli tercihler yapma eğilimi. Bu, diğer kişileri suçlamak yerine kişinin kendi eylem veya eylemsizliğinin sonuçlarından sorumlu olmasını içermektedir. Kendini Tanıma ve Diğer Kişileri Tanıma : Kendini değerlendirme becerisi, kendini derinlemesine tanımaya kararlı olma ve diğer kişilerin kültür ve koşulları ile kaygılarını, gayelerini ve motivasyonlarını anlama isteği. Müzakere ve Sorun Çözme : İşbirliğine dayalı bir ortamı ve olumlu ilişkileri teşvik eden bir tutum içinde çatışmaları ustalıkla çözme eğilimi. Tüm tarafların menfaatlerini olabildiğince gözeten çözümler bulmayı içerir. Genel Davranışsal Yetkinlikler Koçluk : Diğer kişilerin gelişimine etkin bir şekilde katkı sağlama eğilimi (birebir etkileşimler) Kurallara İhtiyaç Duymayan : Kurallara fazla ihtiyaç duymadan etkin bir şekilde çalışma eğilimi (yeterli mesleki bilgi olduğu varsayılarak) Etkili Uygulatma : Diğer kişiler kuralları ihlal ettiğinde veya düşük performans gösterdiğinde ustalıkla düzeltme eğilimi Özerkliği Yönetebilen : Yakın denetimden uzak ve önemli ölçüde bağımsız olmak durumunda gerekli motivasyon ve özgüvene sahip olma eğilimi (gerekli mesleki bilgi sahibi olunduğunu göstermeyebilir) Çatışmayı Yönetebilen : Uyuşmazlık veya çatışmalarla ustalıkla yüzleşme eğilimi ve bunlarla başa çıkmak için gerekli olan kişilerarası etkileşim becerileri Yenilikçi : İşleri yapmak için yeni ve daha etkin yollar yaratma eğilimi Kişilerarası Etkileşim Becerileri : Diğer kişilerle başarılı etkileşim için gerekli olan özelliklere sahip olma eğilimi Muhakeme (stratejik) : Uygun bilgileri idrak etme ve etkin bir strateji geliştirmeye ilişkin özelliklere sahip olma eğilimi Müzakereci : Kazançlı bir anlaşma sağlamak için pazarlık yapma eğilimi Organizasyonel Uyum : Diğer kişilerle işbirliği içinde çalışma eğilimi (yeterli mesleki bilgi ve takım uyumu olduğu varsayılarak) İnsan Odaklı : Diğer kişilerle olumlu etkileşim içinde olma eğilimi Yönlendiren : Diğer kişilere net bir şekilde yön gösterme ve rehberlik etme eğilimi Düzeltilmeye Açık : Performansı artırmaya yönelik rehberliği kabul etme eğilimi Kendi İşinde Çalışan : Kendi işinde çalışırken etkin olma eğilimi (işe ilişkin yeterli bilgi sahibi olunduğunu göstermeyebilir) Kaçamak Davranışlara Tolerans : Açık sözlü olmayan veya dolaylı iletişim kuran kişilerle muhatap olma konusunda rahatlık ve sakinlik düzeyi

  • Geri Bildiriminiz Dikkate Alınmazsa..

    Yönetici olarak iş arkadaşınıza bir konuda geri bildirim verdiniz. İş arkadaşınızın bu geri bildirimi dikkate almadığını fark ettiniz. Bu durumda önemli olduğuna inandığınız geri bildirim konusunda iş arkadaşınızla iletişimde aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz. İletişim kurun: Yönetici, çalışanla birebir bir görüşme ayarlayarak geri bildirimleri tekrar açıkça iletebilir. Bu görüşmede, çalışanın geri bildirimleri anladığından ve neden eyleme geçmediğini anlamaya çalışabilirsiniz. Çalışanın kendini ifade etmesine ve görüşlerini paylaşmasına fırsat verin. Nedenlerini anlayın: Çalışanın neden geri bildirimleri dikkate almadığını anlamak önemlidir. Belki de çalışan, geri bildirimlerin kendisi için önemli olmadığını düşünüyor veya yapılması gereken eylemler için yeterli kaynaklara sahip olmadığını düşünüyor. Çalışanın bu konudaki düşüncelerini dinlemek ve anlamak, daha etkili bir çözüm bulmanıza yardımcı olabilir. Motivasyonu artırın: Belki de çalışan, geri bildirimlerin olumlu sonuçlar doğuracağı konusunda yeterince motive olmamış olabilir. Yönetici, çalışanın geri bildirimleri dikkate almasını teşvik etmek için performans hedefleri belirleyebilir, ödüllendirme sistemi uygulayabilir veya çalışanın ilgi alanlarına uygun projeleri vererek motivasyonunu artırabilir. Eylem planı oluşturun: Çalışanın geri bildirimleri uygulamasını sağlamak için bir eylem planı oluşturun. Bu plan, çalışanın hangi adımları atması gerektiğini, ne zaman ve nasıl yapacağını açıkça belirtmelidir. Ayrıca, çalışanın bu süreçte ihtiyaç duyacağı kaynakları ve destekleri de sağlamak önemlidir. Takip edin: Eylem planını oluşturduktan sonra, çalışanın ilerlemesini takip edin. Düzenli aralıklarla görüşmeler yaparak ilerlemeyi değerlendirin ve gerekirse ayarlamalar yapın. Çalışana, geri bildirimleri uygulama konusunda destek olun ve ihtiyaç duyduğu kaynakları sağlayın. Alternatif yaklaşımlar düşünün: Eğer çalışan hala geri bildirimleri dikkate almıyorsa, farklı bir yaklaşım denemek gerekebilir. Örneğin, çalışanın daha fazla eğitim veya rehberlik desteği alması gerekebilir. Ayrıca, çalışanın performansını değerlendirmek ve gerekirse disiplin prosedürlerini uygulamak gibi adımlar da düşünülebilir. Bu adımlar dışında günlük iş yaşamında farklı yollar izlemek de mümkündür.

  • Travma Sonrası Stres Bozukluğu Farkındalık Ayı

    Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Farkındalık Ayı münasebetiyle Emekli Kaptan Pilot Sully Sullenberger bir yazı kaleme aldı. Kendisi, 2009 yılının Ocak ayında 1549 sefer sayılı uçuşun Hudson Nehri’ne inişi sonrasında, kısa süreli TSSB belirtileriyle karşılaştığını belirtiyor. Uykusuzluk, yüksek kan basıncı ve kalp atış hızı, dikkatin dağılması ve geri dönüşler günlük hayatımın bir parçası haline geldiğini ifade ediyor. Bu dönemi atlatma konusunda pratik adımlar edindiğini ve uyguladığını belirtiyor. Bu adımlar şunlardır: Destek ağı oluşturmak: Kendinizi, deneyimlerinizi anlayan ve empati duyan arkadaşlar, aile ve akranlarla güçlü bir destek sistemiyle çevrelemek. Bir rutin oluşturmak: Bir rutine sahip olmak, kaos duygusunu azaltmaya ve bir amaç duygusu vermeye yardımcı olabilir. Sağlıklı yaşam alışkanlıkları sürdürmek: Genel iyiliğiniz için olumlu seçimler yapmak, iyileşme sürecinize destek olabilir. Kendinize zaman tanımak: Kendinize nazik davranın ve ilerlemenin küçük adımlarla gelebileceğini kabul edin. Profesyonel yardım almak: Konusunda uzmanlaşmış nitelikli bir ruh sağlığı uzmanına başvurmak.

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn
  • Instagram
  • YouTube

©2021, Anahtar Eğitim

bottom of page