top of page

İş Yerinde Pozitif İletişim

Kim Cameron’ın Losada & Heaphy ile 2004 yılında 60 üst düzey yönetici arasında yaptığı bir araştırmada; pozitif iletişimin; verimlilik, müşteri memnuniyeti ve ekipleri yönetme becerileri arasındaki ilişki araştırılmıştır. Bu araştırma ekip içi iletişim tarzlarının ve performanslarının habersiz olarak gözlemlenmesi ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda ortaya çıkan bazı tespitler şunlardır.

* Kurumsal performansı etkileyen en önemli ve diğerlerinden iki kat daha fazla güce sahip olan tek faktör, “pozitif yorumların negatif yorumlara oranı” (5.6/1) olarak tespit edilmiştir.

* Bu yüksek performans gösteren kurumlarda ekip üyelerinin soru sorama ve başkalarının görüşlerini alma gibi sorgulama ifadelerinin sayısı ile bir durumu savunma ya da açıklama gibi savunma ifadeleri arasında bir denge görülmüştür.

* Pozitif iletişim, çalışanların kurumlarına bağlılıklarını artırmış ve birlik olmalarını sağlamıştır.

* Pozitif iletişimin artması; planlı bilgi alışverişlerinin yapılmasına, daha fazla işgücünün devreye girmesine ve daha yüksek bir enerjinin kullanılmasına imkan sağlaması nedeniyle, verimliliğin ve performansın artmasını sağlamaktadır.

* Ayrıca araştırmacılar, her negatif yoruma karşı yapılan 3 ila 8 pozitif yorumun kişileri daha yüksek performans derecesine ulaştırdığı görülmüştür.

* Benzer sonuçlar aile ve okul yaşamında da karşımıza çıkmaktadır.


Pozitif İletişimin her ortamda ne kadar önemli olduğunu vurgulamak için böyle araştırma sonuçlarına ihtiyaç olmadığını düşünüyorum. Çünkü bizim kültürümüzde “iyi düşün iyi olsun”, “tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” gibi özlü sözler ve nasihatler çok boldur. Sanırım bu noktada cevaplanması gereken iki soru var.

* Pozitif İletişim Nedir?

* Bunu nasıl sağlayabiliriz?


Pozitif İletişim için işyerlerinde olumsuz ve eleştirel değil de, olumlu ve destekleyici bir tarz kullanılmasıdır diyebiliriz. Bu tarz, Pozitif Kurumsal İklimin en önemli unsurudur ve kurum kültürü hâline gelmelidir. En üst yöneticiden, kurumda geçici olarak çalışan stajyere kadar her birey de bu kültüre sahip çıkmalıdır.

“Bunu nasıl sağlayabiliriz?” sorusuna aradığım cevap esnasında karşılaştıklarımı paylaşmak isterim.

* Duygusal Zeki / Pozitif İletişimin hâkim olduğu bir kurum kültürünün yaratılması, kararlılıkla sürdürülmesi,

* Kişilerin kendilerini en iyi şekilde tanımaları,

* Destekleyici iletişimden etkin olarak yararlanmalarıdır.


Destekleyici iletişim;

* Etkin geribildirim yoluyla gelişimi sağlar.

* Sorun ya da rahatsızlık veren konuları “kaybeden yok” sonucuna götürecek şekilde çözer.

* Sistemin ve kurumun gelişimini sağlar.

Olumsuz geribildirimlerin verilmesi gereken anlarda ise “tanımlayıcı iletişim” etkili olacaktır. Bu konuda “ben dili” yaklaşımından yararlanarak üç adım atılabilir.

* Durumu ya da olayı değerlendirmekten ziyade tanımlamak, durum tespiti yapmak.

* Suçlamaktan, bir sonuca varmaktan ziyade, durumla ilgili objektif sonuçları ve / veya hissedilen duyguları ifade etmek.

* Kim ya da hangi taraf haklı olduğunu aramak yerine, kabul edilebilir, uygulanabilir, seçenekler sunmak.

Pozitif iletişimi, iletişim refleksi haline getiren kişi ve kurumlar her şeyden önce iş ve özel yaşamlarını anlamlı hale getirirler. Bu anlamda; pozitif iletişim, iş ve özel yaşamınızda doyuma ulaşmanın en etkin metotlarından biridir.

120 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page