Havacılıkta İletişim: Güvenliğin En Kritik ve Gözden Kaçan Unsuru
- Eray Beceren
- 29 May
- 2 dakikada okunur
CNN'de, havacılık güvenliği uzmanı John Goglia ve komedyen Nathan Fielder, HBO'nun The Rehearsal adlı dizisini tartışırken pilot iletişiminin hayati önemine dikkat çekti.
Bu konuşma beni derinden etkiledi—çünkü istatistikler çok net bir gerçeği ortaya koyuyor.

Çarpıcı İstatistikler
NTSB veritabanındaki 28.000 kaza ve olay raporunun incelendiği bir araştırmaya göre, iletişim hataları—özellikle sözlü bilgi aktarımındaki aksaklıklar—kaza ve olayların %70'inde bir faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Yüzde yetmiş!
Bu inanılmaz derecede yüksek bir oran, ancak havacılıkta iletişim eğitimi hâlâ hak ettiği önemi görmüyor.
Sorun: Pilotlar Neden Sesini Çıkarmıyor?
Nathan Fielder, kokpit içindeki hiyerarşi ve statünün, yardımcı pilotların, kaptan pilotun kararlarını sorgulamaktan çekinmesine yol açabildiğini belirtti.
Ancak sorun bundan çok daha derin.
1. Sadece Pilot-Pilot İletişimi Değil, Pilot-ATC İletişimi de Riskli
Pilotlar ve hava trafik kontrol (ATC) arasındaki yanlış anlaşılmalar da büyük bir risk faktörü. Yanlış duyulan bir irtifa izni, karıştırılan bir frekans değişikliği veya belirsiz bir talimat, yakın çarpışmalara veya daha kötüsüne yol açabilir.
Örnek: 2016'da Lufthansa A320 ve Delta 737, JFK Havalimanı'nda ATC ile yaşanan bir iletişim kopukluğu nedeniyle neredeyse çarpıştı.
Örnek: Tenerife faciası (1977), tarihin en ölümcül havacılık kazası, kısmen yanlış anlaşılan bir ATC talimatı yüzünden yaşandı.
2. Kültürel Farklılıklar Sesi Kısıyor
Bazı kültürlerde otoriteye saygı, genç mürettebat üyelerinin sesini çıkarmasını zorlaştırıyor.
Örnek: Korean Air 801 sefer sayılı uçuşu (1997) kazasında, yardımcı pilot ve uçuş mühendisi, kaptanın çok erken alçaldığını fark etti ancak kültürel hiyerarşi nedeniyle onu yeterince sert şekilde uyaramadı. Bu kazada 228 kişi hayatını kaybetti.
Örnek: Araştırmalar, yüksek güç mesafeli kültürlerde (Çin, Japonya, Güney Kore gibi) genç pilotların endişelerini daha az iletme eğiliminde olduğunu gösteriyor.
3. Yaş ve Deneyim Faktörü
Genç veya daha az deneyimli pilotlar, kıdemli bir kaptanı sorgulamaktan çekinebiliyor, hatta bir sorun olduğunu hissetseler bile.
Örnek: Colgan Air 3407 sefer sayılı uçuşu (2009) kazasında, yardımcı pilot yorgun ve tecrübesiz olmasına rağmen, kaptanın stall uyarısına verdiği yanlış tepkiyi yeterince sert şekilde eleştirmedi.
4. Dil Yeterliliği: Göz Ardı Edilen Büyük Risk
İngilizceyi ana dili gibi konuşmayan pilotlar, özellikle stres altında endişelerini net şekilde ifade etmekte zorlanabiliyor.
Örnek: Avianca 52 sefer sayılı uçuşu (1990) kazası, Kolombiyalı mürettebatın ATC'ye yakıt durumunu net şekilde iletememesi nedeniyle yaşandı.
Örnek: ICAO Seviye 4 İngilizce yeterliliği şartı koşuyor, ancak birçok pilot baskı altında akıcılık sorunu yaşıyor.
Nasıl İyileştirebiliriz?
Gelişmiş CRM Eğitimi – Mürettebat Kaynak Yönetimi eğitimlerinde, genç pilotların kendini rahatça ifade edebileceği senaryolar işlenmeli.
Kültürel Farkındalık Programları – Havayolları, kültürel engelleri aşmaya yönelik eğitimler vermeli.
Standartlaştırılmış Havacılık Dili – ATC iletişiminde belirsizliği azaltacak net ifadeler kullanılmalı.
Dil Yeterliliğinin Sürekli Test Edilmesi – Pilotların düzenli İngilizce seviye kontrollerinden geçmesi sağlanmalı.
Son Söz
Havacılık güvenliği, sadece teknik becerilere değil, açık, net ve kararlı bir iletişime bağlı. Eğer bu konuyu görmezden gelirsek, risklerin %70'ini görmezden gelmiş oluyoruz.
Siz ne düşünüyorsunuz? Havacılıkta iletişim kopukluğu yaşandığına şahit oldunuz mu? Yorumlarda tartışalım.
✈️ Emniyetli uçuşlar ve her zaman "güvenlik sesinizi" kullanın!
Comments