İş Yerinde Psikolojik Güvenlik ve Psikososyal Güvenlik
- Eray Beceren

- 7 Tem
- 2 dakikada okunur
Son zamanlarda, iş yerinde psikolojik güvenlik hakkında çok konuşuluyor. Liderlik çevrelerinde sıcak bir konu haline geldi ve kuruluşlar çalışanların kendilerini güvende hissettikleri ortamlar yaratmaya hevesli. Ancak dikkatle dinlediğinizde, iki farklı sohbetin devam ettiğini fark edersiniz. Bu iki kullanım, birbirine benzese de, iki farklı çerçeveyi yansıtır.

Peki, Aralarındaki Fark Nedir?
Psikolojik Güvenlik ve Psikososyal Güvenlik, iş yerinde refahın farklı ancak tamamlayıcı yönlerini ele alır.
Psikososyal Güvenlik: Bu kavram, iş koşullarından kaynaklanan zihinsel sağlık risklerini, örneğin aşırı iş yükleri, kötü iş tasarımı veya toksik ilişkiler gibi sistemik riskleri belirlemeye ve ele almaya odaklanır. ISO 45003 gibi çerçeveler ve uygulama kuralları, bu riskleri yönetmek, güvenlik yasalarına uyumu sağlamak ve zihinsel sağlığı koruyan bir iş yeri yaratmak için yapılandırılmış rehberlik sunar. Psikososyal güvenlik, zihinsel sağlık ve refah için temel koşulları yaratır. Bu, tüm stresi ortadan kaldırmakla ilgili değildir; gereksiz zararı önlemekle ilgilidir. Sağlıklı düzeyde meydan okuma ve baskı, güvenli bir ortamda varlığını sürdürebilir.
Psikolojik Güvenlik: Amy Edmondson tarafından ortaya konan bu kavram, kişilerarası ekip dinamikleri ile ilgilenir. Bireylerin fikirlerini dile getirmekten, hatalarını kabul etmekten ve yargılama veya cezalandırılma korkusu olmadan yapıcı çatışmaya girmekten çekinmedikleri bir ortamı teşvik eder. Psikolojik güvenlik, ekibin iş birliği yapma, yenilik yapma ve en iyi performansını sergileme yeteneğini açığa çıkarır. Bu, çatışmadan kaçınmakla ilgili değildir; yapıcı çatışmayı etkinleştirmekle ilgilidir. Psikolojik güvenlik, geri bildirimin ve hesap verebilirliğin gelişmesi için alan yaratır.
Farkı Karıştırmak Gerçekten Önemli mi?
Evet, önemli. Yüzeyde benzer görünseler de, bu ayrım önemlidir. Sadece birine odaklanıp diğerini göz ardı etmek, kaçırılan fırsatlara yol açabilir. Örneğin:
Sistemik sorunları ele almak ancak güven kültürü oluşturmamak, ekipleri kopuk ve sessiz bırakabilir.
Ekip açık sözlülüğünü teşvik etmek ancak yapısal sorunları düzeltmemek, hayal kırıklığına ve tükenmişliğe yol açabilir.
Bu ayrımı tanımak, hem sistemik hem de ilişkisel faktörleri ele almanızı sağlayarak hem güvenli hem de yüksek performanslı bir iş yeri yaratır. Sistemik riskler azaltıldığında bile (psikososyal güvenlik), ekip kültürü değişmediği takdirde (psikolojik güvenlik eksikliği) çalışanlar endişelerini dile getirmekte, hataları tartışmakta veya yenilikçi fikirler önermekte çekinebilirler.
Birlikte Nasıl Çalışırlar?
Ayrı olmalarına rağmen, psikososyal güvenlik ve psikolojik güvenlik derinden birbirine bağlıdır.
Psikososyal Güvenlik Temel Olarak İşlev Görür: Sistemik riskleri ele alarak, kuruluşlar çalışanların zarar görme korkusu olmadan işlev görmeleri için temel koşulları yaratır.
Psikolojik Güvenlik Destekleyicidir: Güveni ve açıklığı teşvik ederek, ekipler yenilik yapmak, öğrenmek ve birbirlerini desteklemek için potansiyellerini en üst düzeye çıkarabilirler.
Bu iki çerçeveyi bir araya getirmek, hem özen hem de hesap verebilirlik kültürünü yaratmak anlamına gelir. Liderler olarak, çalışanların kendilerini güvende, desteklenmiş ve en iyi performanslarını sergileyebilecekleri iş yerleri yaratma sorumluluğumuz var. Bu, sistemik riskleri ele alırken aynı zamanda güven ve hesap verebilirlik ekip kültürlerini de beslemek demektir.
Kendinize şu iki soruyu sorarak iş yerinizdeki durumu değerlendirebilirsiniz:
"Sistemlerimiz çalışanları zarardan korumak için mi tasarlanmış?"
"Ekiplerimiz paylaşmak, deneme yapmak ve fikirleri yapıcı bir şekilde sorgulamak için kendilerini güvende hissediyor mu?"
Her ikisine de değinerek, liderler refahın ve performansın el ele gittiği iş yerleri yaratabilirler.











Yorumlar