Sapmanın Normalleşmesi - Pilot Anonim Geri Bildirimleri
- Eray Beceren
- 4 saat önce
- 2 dakikada okunur
Karlene Petitt'in araştırmasında, havacılık emniyetiyle ilgili önemli sorunları ve bu sorunların potansiyel sonuçlarını vurgulayan, pilotlardan gelen çok sayıda anonim geri bildirim bulunmaktadır. Bu geri bildirimler, araştırma bulgularını desteklemekte ve sektördeki derinlemesine sorunlara ışık tutmaktadır.

Konuyla ilgili önemli anonim pilot geri bildirimleri şunlardır:
Manuel Uçuş Becerilerinin Kaybı ve Otomasyona Bağımlılık: Birçok pilot, manuel uçuş becerilerinin zamanla köreldiğini ve artık pek çok kişinin otomatik pilot, otomatik itki ve uçuş direktörleri olmadan uçağı düz ve dengede tutma yeteneğinden yoksun olduğunu belirtmektedir. Pilotlar, şirket politikaları veya kendi güvensizlikleri nedeniyle manuel uçuş yapmaktan çekindiklerini ifade etmektedirler. Hatta bazı şirketlerin, pilotların otomasyonu ayırmasını "şiddetle reddettiği" ve bunun güvenlik için "olumsuz bir etki" yarattığı belirtilmiştir. Bazı pilotlar, uçağın manuel olarak uçmak için tasarlanmadığının söylendiğini aktarmışlardır.
Sistem Anlayışı ve Eğitim Yetersizlikleri: Pilotlar, uçak sistemlerini yeterince anlamadıklarını ve eğitimin "ezbere dayalı" olduğunu, "gerçekten ne bildiklerinden emin olmadıklarını" dile getirmektedirler. Özellikle yeni nesil pilotların, uçaklarının nasıl çalıştığı hakkında "hiçbir şey anlamayacağı" ve bunun can kaybına yol açabileceği endişesi dile getirilmiştir. Otomasyonun karmaşıklığına rağmen, pilotlar eğitimde bu sistemlerin nasıl çalıştığını değil, sadece "düğmelere nasıl basılacağını" öğrendiklerini ifade etmişlerdir. Bir pilot, bir sistemsel arıza durumunda, "QRH veya ECL'de yer alan yayınlanmış prosedürleri takip etmek" beklendiğini, ancak "EICAS veya CHECKLIST olmasaydı ne yapacağını bilmek büyük bir sorun olurdu" yorumunu yapmıştır. Bir Atlas pilotu, eğitimdeki temel bir kusurun, yeni nesil pilotların deneyimsiz olması ve eğitimlerinin 10.000 saatlik jet pilotları için yazılmış olması olduğunu belirtmiştir.
Olumsuz Güvenlik Kültürü ve Bilgi Paylaşımı Eksikliği: Şirketlerin "kısa vadeli istatistiklere odaklandığı" ve otomasyonu kapatmayı şiddetle engellediği belirtilmiştir. Pilotlar, "havacılık dışı personelin yönettiği" kurumsal kültürü eleştirmiş ve pilotlara "otobüs şoförü gibi davranıldığını" ifade etmişlerdir. Çin'deki gibi cezalandırıcı bir kültürün, pilotları güvenlik sapmalarını bildirmekten alıkoyduğu ve bu yüzden pilotların sapmaları bildirmek yerine otomasyonu tam olarak kullanmayı tercih ettikleri aktarılmıştır. Şirketlerin yazılı politikaları ile "sözlü" veya "yazısız" politikaları arasında çelişkiler olduğu, bu yazısız kuralların operasyonel gerçekliği belirlediği belirtilmiştir. Bazı pilotlar, yönetim tarafından "sorun çıkarmamak ve dalgalanma yaratmamak" için sessiz kalmanın kariyer için en iyi yol olduğuna inandıklarını ifade etmişlerdir.
Otomasyonun Çelişkili Algısı: Otomasyonun "daha güvenli" olduğu yaygın bir kanı olmasına rağmen, pilotlar otomasyonun "iki ucu keskin bir kılıç" olduğunu ve arıza durumlarında deneyimsiz pilotlar için "iki kat daha tehlikeli" olabileceğini belirtmişlerdir. Bazı pilotlar, otomasyonun iş yükünü azalttığını ancak manuel uçuşun durumsal farkındalığı azalttığını veya artırdığını farklı şekilde algılamaktadır.
Yorgunluk ve Stres Faktörleri: Pilotlar, yorgunluğun ve şirketin getirdiği baskıların, manuel uçuş kararını etkileyen "çok ciddi bir sorun" olduğunu belirtmişlerdir.
Yönetim ve Düzenleyici Kurumların Rolü: Bir pilot, FAA'nın (Federal Havacılık İdaresi) ve Boeing'in belirli gereklilikleri uygulamadığını, şirketlerin ise FAA onayı alabilmek için bir şeyler yazıp gerçekte kendi kurallarını takip etmediklerini, bunun da "tilkinin kümese bekçilik etmesi" gibi olduğunu düşündüğünü ifade etmiştir.
Bu geri bildirimler, havacılık emniyetinin sadece teknik sistemlerin hatasız çalışmasına değil, aynı zamanda kurumsal kültüre, pilot eğitim kalitesine ve bilgi paylaşımına da bağlı olduğunu göstermektedir. Pilotlar, otomasyon çağında "sistem yöneticileri" haline geldiklerini ve "gerçek uçma becerilerinin" kaybolduğuna dair endişelerini açıkça dile getirmişlerdir.
Comentários