top of page

STRESS IN AMERICA™ 2025 Çalışanlar İçin Alarm Veriyor

ree

American Psychological Association (APA) tarafından hazırlanan "STRESS IN AMERICA™ 2025: A Crisis of Connection" başlıklı son rapor, genel stres seviyeleri sabit kalırken, iş hayatı çalışanları için işle ilgili stresin belirgin bir şekilde yükseldiğini ortaya koyuyor. Toplumsal bölünmenin ve duygusal yalnızlığın derinleştiği bir ortamda, bu dış stresörler iş yerindeki deneyimleri de önemli ölçüde şekillendiriyor.


İşte raporun temel bulguları:

1. İş Stresinde Yeniden Yükseliş: Salgın Öncesi Seviyeler

İstihdam edilen yetişkinlerin yaklaşık yüzde 70'i (69%) iş stresini, önemli bir kişisel yük kaynağı olarak tanımladı. Bu oran, COVID-19 pandemisinin ilk günlerinden (Mayıs 2020'de %70) bu yana rapor edilen en yüksek seviyeyi işaret etmektedir.

Bu stresin yeniden canlanması, mesleki talepler ile kişisel esenlik arasındaki giderek artan bir kopukluğa dikkat çekiyor ve bu durumun, özellikle de "hustle culture" (koşturma kültürü) işyeri normlarına hakim olmaya devam ettikçe ortaya çıktığı düşünülüyor.


2. Anlam ve Amaç Açığı: Stres Getiren İş, Düşük Tatmin Sunuyor

İş hayatının günlük yaşamda merkezi bir rol oynamasına rağmen, çalışanların umduğu duygusal karşılığı sunmadığı görülüyor.

  • İstihdam edilen yetişkinlerin neredeyse yedi kişiden biri işi önemli bir stres kaynağı olarak görse de (%69), yalnızca %46'sı işi hayatlarına anlam veya amaç katan bir şey olarak seçti.

  • Bu düşük tatmin oranı, işi, anlam veya amaç kaynakları listesinin alt sıralarına yaklaştırıyor.

  • İşin yarattığı stres ile sağladığı sınırlı tatmin arasındaki bu keskin karşıtlık, yetişkinlerin üretkenlik ile amacı nasıl dengelediğine dair önemli soruları gündeme getiriyor.


3. Yalnızlığın İş Sorumluluklarına Etkisi

Rapor, yüksek düzeyde yalnızlık hisseden çalışanların, stres nedeniyle günlük işleyişlerinde zorluk yaşadığını gösteriyor. Yalnızlık ve stres, profesyonel sorumlulukları ihmal etmeye yol açıyor:

  • Yüksek yalnızlık düzeyine sahip yetişkinlerin %65'i (orta düzeyde yalnızlığa sahip olanların %48'ine ve düşük yalnızlığa sahip olanların %19'una kıyasla) işte, evde veya okulda sorumluluklarını ihmal ettiğini kabul etti.

  • Yüksek yalnızlık yaşayanların %75'i karar vermekte zorluk çektiğini (%30'a kıyasla) ve %70'i geleceğe yönelik planlama yapmakta zorlandığını (%26'ya kıyasla) bildirdi. Kariyer planlaması ve iş yerindeki karar alma süreçleri açısından bu bulgular dikkat çekicidir.


4. Yeni Stres Kaynakları: Yapay Zeka (AI) ve Yanlış Bilgi

Teknolojinin hızla ilerlemesi, çalışanlar için yeni stres faktörleri yaratıyor:

  • İstihdam edilen bireyler arasında, Yapay Zeka'nın (AI) yükselişinden kaynaklanan stres arttı; 2024'te %51 olan bu oran, raporda %60'a yükseldi.

  • Yanlış veya yanıltıcı bilginin yayılması da büyük bir stres kaynağı olarak listelendi (%69).

Bu endişeler, özellikle genç çalışanlar (18-34 yaş arası yetişkinlerin %65'i AI kaynaklı stres bildirdi) ve aileler arasında daha keskin bir şekilde hissediliyor; aileler, AI'nın gelecekteki iş umutlarını nasıl etkileyeceği konusunda endişe duyuyor.


5. Duygusal Destek İhtiyacı Artıyor

Toplumsal bölünme ve duygusal gerilimin arttığı bir zamanda, duygusal destek ihtiyacı daha acil hale gelmiştir. Çalışanlar için destek sistemlerinin yetersiz kaldığı görülüyor:

  • Genel olarak yetişkinlerin %69'u, geçen yıl aldıklarından daha fazla duygusal desteğe ihtiyaç duyduklarını belirtti.

  • Toplumsal bölünmeden dolayı stres bildiren yetişkinlerin dörtte üçü (%75), daha fazla duygusal desteğe ihtiyaç duyduğunu söyledi. Bu oran, ulusal ortalamadan (%69) daha yüksektir. Bu, hem işyerinde hem de ötesinde bağlantı ve destek ihtiyacının ne kadar hayati olduğunu vurgulamaktadır.


"STRESS IN AMERICA™ 2025" raporu, çalışanların sadece kişisel ve ulusal kaygılarla değil, aynı zamanda işin kendisinden kaynaklanan yoğun bir stresle mücadele ettiğini gösteriyor. İş yerinde artan talep ve düşük amaç duygusu arasındaki makas açılırken, duygusal izolasyonun artması, çalışanların sorumluluklarını yerine getirme ve gelecek planları yapma yeteneğini de tehlikeye atıyor.

Bu durum, iş dünyası için bir nevi "duygusal yorgunluk sendromu" gibidir. Tıpkı bir telefonun şarj aletine bağlı kalmasına rağmen bataryasının dolmaması gibi, çalışanlar da iş yerinde çok fazla enerji harcıyor, ancak bu yoğunluk, beklenen anlam veya amaç duygusuyla karşılık bulmadığı için tükenmişlik hissi derinleşiyor.

Yorumlar


  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn
  • Instagram
  • YouTube

©2021, Anahtar Eğitim

bottom of page