top of page

Kabin Ekipleri için DZ - Öz Bilinç

Güncelleme tarihi: 5 Eyl


ree

Havacılık, her anı dinamik, insan etkileşiminin yoğun olduğu ve beklenmedik durumların yaşanabileceği eşsiz bir alandır. Bu ortamda "Duygusal Zeka" (EQ), sadece kişisel bir yetkinlik olmanın ötesinde, operasyonel emniyetin, hizmet kalitesinin ve ekip uyumunun temel direğidir. Tıpkı bir uçağın sistemleri gibi, duygusal zeka da bizleri gökyüzünde başarıya taşıyan hayati bir unsurdur. Duygusal zekanın dört temel bileşeninden ilki ve belki de en temel taşı olan "Öz Bilinç" (Self-Awareness) konusunu, kabin ekipleri özelinde, örneklerle destekleyerek daha derinlemesine inceleyelim.


Öz Bilinç: Kendi İç Uçuş Planımızı Okuma ve Anlama Sanatı

Öz bilinç, bireyin kendi duygularını, bu duyguların davranışları üzerindeki etkisini ve kişisel güçlü ve zayıf yönlerini anlama yeteneğidir. Bu, kişinin kendini keşfetmesinin ve içsel gerçekliğini dinlemesinin ilk adımı olarak kabul edilir. Tıpkı uçuş öncesi tüm kontrol listelerinin eksiksiz tamamlaması gibi, öz bilinç de bizlere kendi iç dünyamızın sistemlerini anlama fırsatı sunar. Öz bilinçli bir kabin memuru, güçlü yanlarını etkin bir şekilde kullanırken, zayıf noktalarını da değerlendirerek bunları kendi avantajına çevirebilme becerisine sahiptir. Örneğin, belirli bir stresli duruma aşırı tepki verme eğilimi olduğunu fark eden bir kabin memuru, bu zayıf yönünü bilerek, o durumu yönetmek için önceden hazırlıklı olabilir. Bu yetenek, özellikle profesyonel bir ortamda yönetsel becerileri güçlendirir ve bizlere olaylara farklı bakış açılarından objektif bir şekilde yaklaşma ve sorunlara yapıcı, arabulucu çözümler geliştirme kapasitesi kazandırır. Kendi duygularını doğru okuyabilen bir ekip üyesi, başkalarının duygularını da daha kolay anlayabilir ve onlara daha empatik yaklaşabilir.

ree

Kabin Ekipleri İçin Öz Bilincin Uçuş Emniyeti ve Yolcu Konforuyla İlişkisi

Uçak kabini, çoğu zaman yüksek stres altında, beklenmedik durumlarla ve farklı yolcu profilleriyle karşılaşılabilen yoğun ve dinamik bir ortamdır. Bu zorlu koşullarda görev yapan kabin memurları için öz bilinç, stresle başa çıkma ve duygusal dengeyi koruma açısından hayati bir öneme sahiptir. Tıpkı bir uçağın dengeleyici sistemleri gibi, öz bilinç de bizleri duygusal dengesizlikten korur ve sakin kalmamızı sağlar.


Duygusal tetikleyicilerin farkında olmak, duygusal tepkilerimizi daha iyi yönetmemizi ve uzun vadeli psikolojik sağlamlığımızı destekleyen önleyici bir yaklaşım sergilememizi sağlar. Örneğin, yoğun bir uçuş günü, uyumsuz bir ekip arkadaşı, zorlu bir yolcu etkileşimi, kabin içi sıkışıklık veya uçuş gecikmeleri gibi durumlar, stres seviyemizi anında yükseltebilir. Bu tetikleyicileri önceden fark etmek, soğukkanlılığımızı korumamıza ve ani tepkilerden kaçınmamıza yardımcı olur. Örneğin, eğer geçmişte bir yolcu şikayeti karşısında kendinizi çaresiz hissettiğinizi fark ettiyseniz, benzer bir durumla karşılaştığınızda bu duyguyu tanıyarak, sakin kalma ve çözüm odaklı yaklaşma stratejileri geliştirebilirsiniz. Böylece, sadece anlık stresle başa çıkmaktan öte, tükenmişliğin de önüne geçmiş oluruz. Havacılık gibi hata payının minimum olduğu bir sektörde, bu duygusal kontrol ve proaktif yaklaşım hayati önem taşır.


Havayolu şirketleri, işe alım süreçlerinde pozitif, güler yüzlü, yüksek psikolojik sağlamlığa ve öznel iyi oluşa (mutluluğa) sahip, aynı zamanda güçlü ekip çalışması becerileri sergileyen kabin ekibi adaylarını önceliklendirmektedir. Bu özellikler, duygusal zekanın, dolayısıyla öz bilincin temelini oluşturmaktadır. Bu derin bağlantı, öz bilinci sadece kişisel bir özellik olmaktan çıkarıp, bir havayolunun operasyonel bütünlüğünü ve pazar rekabetçiliğini doğrudan destekleyen stratejik bir kurumsal varlığa dönüştürmektedir.


Öz Bilinç Nasıl Geliştirilir? Kabin Ekipleri İçin Pratik Uygulamalar

Öz bilinç, tıpkı bir uçağın kalkışı gibi, belirli adımlar atılarak geliştirilebilir bir yetenektir. Kabin ekibi üyeleri olarak, kendimize karşı açık ve gerçekçi olmalı, içsel duygusal enerjimizi yönetmeli ve duygusal geri bildirimleri sorumlulukla ele almalıyız. İşte sizleri daha öz bilinçli yapacak bazı pratik yöntemler ve havacılık sektöründen örnekler:

  • Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) Uygulamaları: Anda kalmak ve duygularımızı yargılamadan gözlemlemek, duygusal farkındalığımızı artırır ve anlık duygusal durumlarımızı tanımamıza yardımcı olur. Örneğin, türbülans anında veya zorlu bir yolcuyla konuşurken, nefesinize odaklanmak ve vücudunuzdaki gerilimi fark etmek, panik tepkisini önleyebilir ve daha sakin bir şekilde durumu yönetmenizi sağlayabilir. Bu, tıpkı bir iniş öncesi tüm duyularımızla piste odaklanmamız gibidir. Bu sayede, stresin fiziksel belirtilerini (kalp çarpıntısı, gerginlik) anında tanıyarak daha etkili bir müdahale geliştirebilirsiniz.

  • Duygu Çarkı Modeli Kullanımı: "Duygu Çarkı" gibi modeller, duygusal durumlarımızı daha spesifik olarak tanımlamamıza, stres seviyelerimizi belirlememize ve tetikleyicileri anlamamıza yardımcı olabilir. Bu sayede, kendi duygusal sağlığımızı daha yakından izleyerek, gerektiğinde destek almak için proaktif adımlar atabiliriz. Örneğin, bir uçuş sonrası yorgunluk hissinizin sadece fiziksel değil, aynı zamanda "hayal kırıklığı" ya da "çaresizlik" gibi duygularla da ilişkili olduğunu fark etmek, bu duyguların altında yatan nedenleri anlamanıza ve bir sonraki uçuş için zihinsel olarak daha iyi hazırlanmanıza yardımcı olabilir.

  • Kendi Hislerini Anlama ve Doğru Yansıtma: Duygusal kontrol ve sağlıklı ifade becerisi geliştirmek, hem kişisel hem de profesyonel hayatımızda bizlere büyük fayda sağlar. Örneğin, bir yolcunun haksız yere serzenişte bulunduğu bir durumda, öfkelendiğinizi fark etmek ama bu öfkeyi profesyonel bir üslupla ifade etmek ya da içsel olarak yönetmek, durumu tırmandırmak yerine sakinleştirmeye yardımcı olur. Bu, kendi duygusal sınırlarınızı belirlemenize ve profesyonel duruşunuzu korumanıza olanak tanır.

  • Olumsuz Koşullardan Pozitif Dersler Çıkarma: Her zorluk, bir öğrenme fırsatıdır. Duygusal dayanıklılığımızı artırarak ve problem çözme yeteneğimizi geliştirerek, olumsuz deneyimleri bile gelişimimizin bir parçası haline getirebiliriz. Örneğin, kural dışı bir yolcu olayı yaşadığınızda, bu deneyimden ne öğrendiğinizi (kendi sınırlarınız, tepkileriniz, iletişim stratejileri) düşünmek ve bir sonraki seferde daha farklı nasıl yaklaşabileceğinizi değerlendirmek, öz bilincinizi geliştirir. Bu tür yansıtma, "duygusal dayanıklılığı artırma ve problem çözme yeteneğini geliştirme" açısından kritik öneme sahiptir.

  • Düzenli Öz Değerlendirme ve Yansıtma: Güçlü ve zayıf yönlerimizi tanımak, kişisel gelişimimizi hızlandırmanın anahtarıdır. Kendimize düzenli olarak "Bugün ne hissettim?", "Bu duruma neden böyle tepki verdim?", "Hangi kararlarımı duygularım etkiledi?" gibi sorular sormak, içsel farkındalığımızı artırır. Özellikle bir uçuş sonrası "debriefing" esnasında kendi duygusal tepkilerinizi gözden geçirmek, sonraki uçuşlara daha hazırlıklı çıkmanızı sağlar. Bu öz değerlendirme, "kişisel gelişimi hızlandırma" noktasında temel bir adımdır.

  • Geri Bildirim Alma ve Değerlendirme: Dürüst ve yapıcı geri bildirimler, bireyin kendi algıları ile başkalarının algıları arasındaki farkı görmesini sağlayarak, daha derin bir öz bilinç geliştirmesine olanak tanır. Örneğin, bir ekip arkadaşınızın size "Gergin olduğunda ses tonun yükseliyor" şeklinde geri bildirim vermesi, kendi ses tonunuzun gerginlik anındaki etkisinin farkına varmanızı sağlar ve bu konuda kendinizi geliştirmenize olanak tanır. Bu geri bildirimler, "objektif bakış açısı kazanma, kendi davranışlarının dış etkilerini anlama ve arabulucu çözümler geliştirme" becerilerinizi artırır.


Kurumsal Kültürün Rolü: Öz Bilinci Destekleyen Bir Ortam Yaratmak

Sadece bireysel çabalar yeterli değildir. Havayolu şirketleri olarak, duygusal zeka gelişimini destekleyen bir kurumsal kültür oluşturulmak zorundadır. İşyerleri, ekip arkadaşlarımızın dürüst fikirlerini paylaşabileceği ortamlar olduğu için öz farkındalık yaratmak için mükemmel fırsatlar sunar. Bu, tıpkı bir uçağın kalkışı öncesi tüm ekip üyelerinin güvenlikle ilgili her türlü endişeyi özgürce dile getirebildiği "güvenli alan" yaratmaya benzer.


Yöneticiler ve ekip liderleri, açık fikirli bir tutum sergileyerek, anlaşmazlıklara izin vererek ve fikir alışverişine alan açarak iyi bir örnek olmalıdır. Çalışanlar, çatışmasız iletişim kurallarına uyarak kendi fikirlerini ifade etmeye aktif olarak teşvik edilmelidir. Bu yaklaşım, öz bilincin bireysel bir sorumluluktan ziyade, sürekli öğrenmeyi ve gelişimi destekleyen kolektif bir çaba haline gelmesini sağlar. Havayolu şirketleri, kabin ekipleri için düzenli, yapılandırılmış ve güvene dayalı geri bildirim mekanizmalarını teşvik eden bir kurumsal kültür oluşturmalıdır. Bu sistemler, duygusal zeka bileşenlerine özel olarak tasarlanmalı ve geri bildirimin güvenli, destekleyici bir ortamda verilmesini sağlayacak eğitimlerle desteklenmelidir. Bu yaklaşım, duygusal zeka gelişimini sürekli ve ölçülebilir kılar.


Duygusal zeka eğitimleri, sadece "teknik olmayan" beceriler olarak görülmemeli, aynı zamanda operasyonel becerilerin temelini oluşturmalı ve güvenliği doğrudan etkilemelidir. Bu nedenle, duygusal zeka eğitimleri, mevcut insan faktörleri (Human Factors) ve CRM (Crew Resource Management) entegre edilmelidir. Bu entegrasyon, duygusal zekanın operasyonel mükemmellik ve güvenlik için kritik bir yetkinlik olduğu algısını güçlendirir ve bizlerin duygusal becerilerimizi, teknik ve prosedürel bilgilerle birlikte bütüncül bir şekilde geliştirmemizi sağlar. Havayolu liderliği, duygusal zeka girişimlerini en üst düzeyde sahiplenmeli ve bu alandaki sürekli araştırma, program geliştirme ve kültürel entegrasyon için özel kaynaklar ayırmalıdır.


Sonuç

Öz bilinç, duygusal zekanın temel taşı olarak, sadece kendimizi anlamakla kalmaz, aynı zamanda zorlu ve beklenmedik durumlarda sakin kalmamıza, doğru kararlar vermemize ve yolcularımıza en iyi hizmeti sunmamıza olanak tanır. Öz bilinç sayesinde kabin ekipleri, kendi duygusal durumlarını anlamalarını ve yönetmelerini sağlayarak, stresle başa çıkma ve psikolojik sağlamlıklarını koruma kapasitelerini artırır. Bu da hem bireysel performanslarını artırır hem de operasyonel mükemmelliğe ve yolcu memnuniyetine önemli katkıda bulunur.


Kaynaklar

  • Duygusal Zeka Neden IQ’dan Daha Önemlidir? Daniel Goleman, Varlık Yayınları; İstanbul 1996

  • İşbaşında Duygusal Zekâ, Daniel Goleman, Varlık Yayınları, İstanbul. 1998

  • Yeni Liderler, Daniel Goleman, Richard Boyatzis, Annie McKee,  Varlık Yayınları, İstanbul 2002

  • Sosyal Zeka, Daniel Goleman, Varlık Yayınları; İstanbul 2007

  • İnsan Faktörleri Yönünden Duygusal Zekâ. Beceren, E. (2021). V. Önen (Ed.) Havacılıkta İnsan Faktörleri. Nobel Akademik Yayıncılık.

  • Duygusal Dayanıklılık-Yılmazlık ve İnsan Faktörleri. Mumkule, A. (2021). V. Önen (Ed.) Havacılıkta İnsan Faktörleri. Nobel Akademik Yayıncılık.

  • Duygusal ve Sosyal Zekâmız, Eray Beceren, Postiga Yayınları; İstanbul. 2012.


Serinin Diğer Yazıları:


Yorumlar


  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn
  • Instagram
  • YouTube

©2021, Anahtar Eğitim

bottom of page